Uygarlık tarihine karşı ezber bozan yaklaşım
TAHILA KARŞI, JAMES C. SCOTT,
KOÇ ÜNİVERSİTESİ YAYINLARI, AĞUSTOS 2019
Yale Üniversitesi’nde siyaset bilimi bölümü profesörü James C. Scott, “İlk Devletlerin Derin Tarihi” alt başlıklı çalışmasında, uygarlık tarihinin gerçekten kitaplarda gibi mi yaşandığı, yoksa kendini “uygar” görenlerin kendileri hakkında yazdıklarını mı okuduğumuz sorusunun peşine düşmüş. İlk devletlerin tarihinin ele alındığı kitap, son 20 yıldaki arkeolojik ve tarihsel araştırmaların ışığında Homo sapiens sapiens’in, uygarlık kronolojisinde sunulan göçebe avcı - toplayıcı olma halinden yerleşik hayata geçip birkaç tahıl ile varlığını sürdürmeye hemen ikna olup olmadığını sorusuyla başlıyor. Daha sonra bir adım öteye giderek devlet kurumunu sorgulayan Scott, “tahıla dayalı beslenme ve kentlere toplanmış nüfus, mümkün olan en iyi yaşantı biçimi miydi, yoksa egemenler açısından en uygun olan bu muydu?” diye soruyor.
Genel olarak yerleşik yaşamın, düzenli mahsul alınan sabit zirai alanların sonucunda ortaya çıktığı varsayılır. Mahsuller insanların bir yerde toplanıp oraya yerleşmelerini sağlamış, devletin oluşumu için gerekli önkoşulu sunmuştu. Scott, bu anlatıya şu örnekle karşı çıkıyor: “Antikçağda güney Mezopotamya’da nüfusu 5 bini bulan, tarımın hiç yapılmadığı, veya çok sınırlı olduğu topluluklara, hatta kentlere rastlamak mümkündü. Tam tersi anomaliye, yani bitki ekiminin kısa hasat dönemleri haricinde kentli yaşam tarzıyla ve dağılmayla ilişkilendiği durumlara da rastlanmaktadır. Bu son paradoks, bizi standart anlatılardaki insanların hareketli yaşam tarzından kurtulup yerleşmeye can attığı varsayımının hatalı olabileceği konusunda uyarmaktadır.”