Türk Folklor Araştırmaları dergisi için ailesiyle birlikte çalıştı
Kendisinin de içinde yer aldığı Konyalı bir grubun (Kemal Akça, Muzaffer Erdoğan, M. Ferit Uğur); Ekim 1944-Aralık 1946 tarihleri arasında 19 sayı yayımladıkları Folklor Postası, İhsan Bey için büyük tecrübe olmuştu. Bu nedenle Ağustos 1949’da Türk Folklor Araştırmaları’nın (TFA) ilk sayısını yayımlarken hiç zorlanmadı. 363 sayıyı kesintisiz yayımladı. Ölümünden sonra, oğulları ancak üç sayı çıkarabildiler.
İhsan Hınçer’in (1916-1979) ilk sayısının başındaki “TFA’Yı Niçin Çıkarıyoruz” yazısında da isabetle belirttiği gibi ülkemizde bir folklor enstitüsünün bulunmadığı bir dönemde kaybolmakta olan halk kültürü ürünlerimizi derleyip unutulmaktan kurtaracak bir yayın organına, veya arşivine ihtiyaç vardı. TFA işte bu görevi yerine getirmiştir. Ölümü üzerine yazdığımız yazıda da belirttiğimiz gibi (TFA, Kasım 1979), “o tek başına bir folklor enstitüsü idi.”
1975 yılında Aksaray’daki İstanbul Belediyesi Varidat ve Tahakkuk Müdürlüğü makamında kendisini ziyaret ettiğimizde on sayılık yazının geldiğini, en büyük sıkıntısının kimseyi kırmadan bu birikimi sıraya koyup yayımlamak olduğunu söylemişti. O yıllarda dergi yazıları kurşun harflerle diziliyor, fotoğrafların çinko klişeleri çıkarılıyordu. Tashih, sayfa düzenleme titiz ve yorucu bir çalışmayı gerektiriyordu. Dergi çıktıktan sonra abonelere göndermek ise başlı başına bir yorucu işti. Aile, bütün fertleriyle çalışıyordu. Maaşlı görevli tutacak kadar gelire hiçbir zaman ulaşılamamıştı. TFA’Yı yayımlamak ancak bir sevda işiydi. Bir kahramana ihtiyaç vardı. O kahraman, anıt insan da ölümünün 40’ıncı yılında saygıyla andığımız İhsan Hınçer’di.
Kendisiyle MFE, MİFAD’DAKI müdür vekilliği ve başkanlık görevlerimiz dolayısıyla birçok halk kültürü etkinliğinde birlikte olduk. TFA’DA, Nisan 1965’ten (S. 189) itibaren en çok derleme ve yazısı yayımlananlardan biri bizdik. Bakanlıktaki çalışmalarımızın en büyük destekçilerinden biriydi. Beşiktaş Halkevi’nin bir bodruma atılan kitap ve dergilerini onun sayesinde MİFAD Kütüphanesi’ne kazandırdık.
Bir insanı tanımanın en iyi yollarından biri, birlikte seyahat etmektir. 6-10 Temmuz 1975 tarihleri arasında IV. Uluslararası Balkan Folklor Sempozyumu dolayısıyla Ohri’ye, Prof. Dr. Ahmet E. Uysal’ın otomobiliyle gittik. Seyahat öncesi, Türk halk kültürüne hizmet eden iki vatandaştık. Seyahat sırasında dost olduk. 1933 yılında Konya’da bir yangın sonucu kaybettiği sağ bacağının ağrısını her an hissettiğini gördük. Ancak, koltuk değnekleriyle 150 basamaklı Kosova Ovası’ndaki Miloş Anıtı’nın tepesine çıkışına, Sultan I. Murat Türbesi’ndeki gözyaşlarına da o seyahatte şahit olduk. Halk kültürüyle meşgul olanların vatan, millet, devlet ve bayrak sevgisi hiçbir zaman sorgulanamaz. TFA da bu sevginin bir sonucudur… NAİL TAN