Ömrünü halkbilimine adamış bir öncü
(…) Toplum olarak tarihsel süreçte ortak bilinç ve toplumsal nitelik kazanmış halklardan biri de Türk ulusudur. Bu ulus, olağanüstü destanlara, mitlere, masallara, öykülere, kendine özgü bir halk kültürüne, budunbilimsel araçlara ve nesnelere, giyim-kuşam örneklerine sahiptir. İşte bu değerleri gün yüzüne çıkarma uğraşısı veren birçok yabancı ve yerli bilim adamı, araştırmacı, düşünür, halk sevgisine gönül vermiş usta halkbilimciler bulunmaktadır. Bunlardan biri de Konya’nın tarihsel varsıl kültüründen gelen özverili folklor araştırmacısı ve öncüsü, aynı zamanda yayıncısı İhsan Hınçer’dir. İlkin ulusal sesleri yansıtan epik şiirlerle yola çıkmış –burada «İnkılap Türküleri» (1938) adlı yapıtını anmak gerekir– sonra halkbilimde karar kılmış, yüzyıllar boyu yaratılan bu halk uygarlığına kendini adamış bir gönül eri olmuştur. Yaptıkları, başardıkları Türk ve dünya kültür tarihinde çoktan yerini almıştır. O, bir gün dedesinin dükkânında otururken çıkan yangın sonucu bir ayağını kaybetse de halk deryasında devleşmiştir. Halkbilim hazinesinin içinde bir inci gibi parıldamaktadır. İhsan Hınçer gençlik yıllarında Konya Halkevi’nde başladığı folklor çalışmalarına İstanbul’da ilk halkbilim derneği olan Türk Halk Bilgisi Derneği’ni kurarak devam etti. Bu arada Folklor Postası (1945-1946) dergisini yayımlayan ekip içinde yer aldı. Sonra bu derginin temelini oluşturduğu Türk Folklor Araştırmaları’nı 1949’da yayınlamaya başladı. Aralıksız 30 yıl çıktı bu dergi. Çocuğu gibi sevdiği bu dergi 1980 yılında -ölümünden birkaç ay sonra- kapandı. Bu derginin Türk halkbilimi tarihinde büyük bir yeri vardır. (...) Ayrıca halkbilimi birikimini ve tarihini zenginleştiren bir niteliktedir. Dergide yeni çıkan halkbilimiyle ilgili kitaplar da tanıtılmış ve yorumlanmıştır. Önemli yazarları arasında M. Ragıp Gazmihal, İlhan Başgöz, Cahit Öztelli, Yaşar Kemal, Z. Fahri Fındıkoğlu gibi sentez ve çözümleme yöntemlerini kullanan bilim adamları, düşünürleri ve yazarları görmek mümkündür. Sanırım halkbilimin bir disiplin olarak gelişimi İhsan Hınçer’le başlamıştır demek yanlış olmaz. Bu dergi için birçok engelleri göğüslemiştir İhsan Hınçer. Öyle zamanlar olmuştur ki, derginin bir an önce, gecikmeden okurlarına ve abonelerine ulaşması için geceler boyu eşi ve çocukları tarafından tellenip pullanması sağlanmıştır. Bu bakımdan Türk Folklor Araştırmaları halkbilimine adanmış bir ömrün başyapıtıdır.