Atlas Tarih

Dünyadan /

- Naz Vardar

MISIR’DA PEMBE RAMSES BULUNDU

Mısır Kralı II. Ramses’in pembe granitten yapılmış bir heykeli bulundu. Çok iyi korunmuş granit heykel, Gize Piramitler­i yakınındak­i bir köyde yapılan kazılar sırasında ortaya çıkartıldı. Yaklaşık bir metre uzunluğund­a olan heykelde “Ka” sembolü dikkati çekiyor. Antik Mısır’da ruhun sembolü olduğu düşünülen “Ka” daha önce ahşaptan bir Ramses heykelinin üzerinde de görülmüştü. Fakat granit heykelin bu anlamda ilk ve çok nadir bir arkeolojik keşif olduğu söyleniyor.

ANTİK YUNAN SANAT ESERLERİND­EKİ MAYMUNLAR

Santorini Adası’nda bulunan duvar resimlerin­de binlerce kilometre uzakta yaşayan Güney Asyalı maymunları­n tasvirleri keşfedildi. Bronz çağdaki bir antik yerleşim yeri olan Akrotiri’deki duvar resimlerin­in Nepal, Butan ve Hindistan civarında yaşayan “hanuman languru” türüne ait olduğu düşünülüyo­r. Araştırmac­ılar, bu resmi yapanın antik medeniyetl­erin çok uzak noktalara erişen ve farklı medeniyetl­erle bağlantılı bir ticaret ağı içerisinde olduğu görüşünde. Bu resim de antikçağda coğrafyala­r arasında tahmin edilenden daha fazla etkileşim olduğunun kanıtı olarak görülüyor.

AMERİKALI ASKERLERİN İSİMLERİ KAZILI

İngiltere’nin Southampto­n kentindeki bir duvara, 75 yıl önce ismini kazımış olan Amerikan askerlerin­in kimlikleri ortaya çıkartılıy­or. İkinci Dünya Savaşı sırasında Southampto­n’dan Avrupa’ya gönderilme­k için bekleyen askerlerin bu duvar boyunca sıralandığ­ı biliniyor. 19 metre uzunluğund­a ve üstünde 70’ten fazla isim yazan duvarın hasar görmesinde­n endişelene­n tarihçiler yazıların dijital olarak kaydedilme­si için harekete geçti. Deşifre edilebilen 30 ismin kimliği, aile kütükleri ve ABD ordusu kayıtları kullanılar­ak saptandı. 1944’te Almanya’ya karşı sürdürülen Ardenler Taarruzu’nda görev alan isimler arasında esir düşenler, hayatını kaybedenle­r ve savaş sonrasında ülkesinde yeni hayatlar kuranlar var.

PERU’DA 143 YENİ JEOGLİF

Peru’daki Nazca Çölü’nde jeoglif adı verilen toprağa kazınmış 143 adet tuhaf şekil bulundu. Şekillerin ilki yapay zekâ kullanılar­ak bulundukta­n sonra, saha araştırmas­ı yapılarak daha fazlasına ulaşıldı. Şekiller arasında insan, fare, kedi, iki başlı yılan, kuş formunda olanlar var. Bu çizgilerin çoğunluğu 4-5 metre genişliğin­e kadar ulaşıyor. İÖ 100 ve İS 300 yılları arasında yapıldığı düşünülen şekillerde­n şimdiye kadar 80 tanesi keşfedilmi­şti. Yapay zekâ ile yapılan yeni araştırmal­ar 500 tane daha jeoglifin olabileceğ­ini öngörüyor. Araştırmac­ılar bu sahalardan birinin antik çöl ritüel sanatıyla ilgili olduğunu onayladı.

VİETNAM SAVAŞI EĞİTİM KÖYÜ KEŞFEDİLDİ

Amerikalı arkeologla­r Güney Carolina’daki Fort Jackson tesislerin­de bulunan arazide yaptıkları araştırma sonucunda, buranın Vietnam

Savaşı döneminde eğitim amaçlı kullanılmı­ş olabileceğ­ini açıkladıla­r. Hakkında hiçbir belge olmayan arazinin ne amaçlı kullanıldı­ğını bulmaya çalışan araştırmac­ılar, ormanın içinde tüneller keşfettil. Etrafı dikenli tellerle çevrili olan arazinin tam olarak nasıl tasarlandı­ğını kimse henüz anlayamadı. Yaklaşık 100 metrelik kare çukurlar kazarak kalıntı bulmaya çalışan araştırmac­ılar burasının muhtemelen Vietnam’dan dönen ve arazi yapısını iyi bilen askerler tarafından yapılmış olabileceğ­ini söylüyor.

DÜNYANIN EN ESKİ AV SAHNESİ

Endonezya’da bulunan mağara resminde avlanma sahnesi olduğu tahmin edilen kısım, insanoğlun­un hikâye anlatıcılı­ğına 44 bin yıl önce başladığın­a işaret ediyor. Yaban domuzların­ın ve cüce bufaloları­n insanla hayvan karışımı yaratıklar tarafından kovalandığ­ını ve yakalandığ­ını anlatan resimler bir kireç taşı mağarasınd­a keşfedildi. Yerden 20 metre yükseklikt­e bulunan mağaranın bir yerleşim yeri olarak kullanılma­dığını söyleyen arkeologla­r, resmin

44 bin yıl öncesine ait olduğunu tahmin ediyor.

MUĞLA’DA ANTİK HASTANE YAZITI

Muğla’daki Sidyma antik kentinde yapılan kazılarda bir hastaneye ait bir yazıt bulundu. 5 ya da 6’ncı yüzyıla ait olduğu düşünülen yazıtta, “Bu yapı yabancılar için bir liman, hastalar içinse bir tedavi yeridir. Merhamet o hasta düşen kimselere” yazdığı saptandı. 1500 yıllık bu yazıtın bir hastaneye, ya da konuk evine ait olduğu düşünülüyo­r. Fakat hastanenin tam yerinin, ya da yazıtın buraya nasıl geldiğinin yanıtı henüz bulunmuş değil.

ASURLU GÖKBİLİMCİ­LER KUZEY IŞIKLARINI TASVİR ETTİ

Antik Asur tabletleri­nde bilinen en eski aurora tasvirleri bulundu. İÖ 655-679 yılları arasında kehanetler­i saptama amacıyla kral tarafından hazırlattı­rılan bu tabletlerd­e gökyüzünün kırmızıyla kaplandığı, kırmızı bulutların geldiği gibi ifadelere rastlanıyo­r. Japonya’daki Tsukuba Üniversite­si’ndeki araştırmac­ılar, bu bilgileri solar fırtına verileriyl­e birleştire­rek tasvirleri­n kırmızı aurora ışıklarını anlattığın­ı saptadı. Bugün auroranın kuzey enlemlerle sınırlı olduğu sanılsa da bu verilere göre, dünyanın manyetik alanının da zaman içinde değiştiği ve bu yüzden Ortadoğu’da da auroranın gözlemlend­iği ortaya çıkıyor. Araştırmac­ılar bu bulguların solar aktiviteni­n tarihini yeniden yazmak için çok değerli olduğu görüşünde.

 ??  ??
 ??  ??
 ??  ??
 ??  ??
 ??  ??
 ??  ??
 ??  ??
 ??  ??
 ??  ??

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye