Anadolu halk takviminin kitabı çıktı
Anadolu insanının kısa yoldan ve naifçe “sayılı günler”, “çoban hesabı”, “kocakarı hesabı”, “anam babam hesabı”, “eski hesaba göre”, yahut “hesaplı” dediği günleri Ergün Veren, “Kocakarı Soğuklarından Zemheriye: Anadolu Halk Takvimi”nde topladı.
Kırkikindi yağmurları, kocakarı soğukları, çaylak fırtınası, berdelacuz, karakoncolos, zemheri, hıdırellez, cemreler…bunlar Anadolu insanının uzun yılların deneyim ve gözlemlerine dayanarak oluşturduğu takvimden bazı özel günler ile iklim olayları… Anadolu insanı zamanı nasıl algılar, dilimler, noktalar, adlandırır ve yaşar? Yaşarken hangi inançlar ve tecrübeler onun hayatını şekillendirir? Doğayı gözlemleyerek geleceği ve hava durumunu nasıl tahmin eder? Bütün bunlar hayatını ve kültürünü nasıl etkiler? İşte bu kitabın konusu bu. “Halk takvimi”, düzenli olarak tekrarlanan doğa olaylarına ve canlıların hareketlerine dayalı yöresel takvimlerdir. Dünyanın güneş etrafındaki bir tam dönüşünü dönemsel döngü ölçütü olarak kabul eden insanoğlu zamanı yıl, mevsim, ay, hafta, gün ve saat şeklinde dilimledi ve noktaladı. Mısır’da Nil Nehri’ni; Hititlerde tohum ekme, ürün biçme ve devşirme sistematiğini; antik Yunan’da denizi; İç Asya Türk kültüründe “kar”ı hayatın merkezine alan insanoğlu bu kavramlar etrafında oluşturduğu kültürleri savaş, göç, ticaret gibi nedenlerle zaman içinde farklı coğrafyalara aktardı. Anadolu coğrafyasında da bu etkilerle oluşan ve olgunlaşan bir halk takvimi pratiği gelişti. Halk takvimlerini yılın ikiye bölünmesi temelinde şekillendiren Anadolu insanı; “Kasım” ve “Hızır” günleri adını verdiği bu dönemleri de düzenli olarak tekrarlanan doğa olayları ile hayvanların ve bitkilerin döngüsel yaşam biçimlerinden esinlenerek sistematik hale getirdiği görülüyor. Doğan Kitap tarafından yayımlanan “Anadolu Halk Takvimi“adlı çalışmada özellikle kırsal kesimden başlayarak hayatın ve neslin devamı ile mülkiyetin varlığının sürdürülmesi ve korunması; doğa koşullarına karşı savunma mekanizmalarının geliştirilmesine dayalı öngörü ve planlamanın nasıl yapıldığının ipuçları yer alıyor. Halk kültürü uzmanı M. Sabri Koz kitapla ilgili şunları söylüyor: “Ergün Veren’in bu kitabında anlatılan, alıntılanan her şey, iklim değişikliklerinin baş döndürdüğü şu dönemde her günü yerli yerinde, halkın dilinden ve onun kaleminden, güvenli bir kaçış ve oyalanma alanı, tabir-i caizse bir “toplanma alanı” sunuyor. Okursak orada saklanacağız, orada korunacağız, orada avunacağız…”