Atlas Tarih

“Kadın, cami ve saray kartpostal­ları sansüre uğradı”

Dünyada 1900’lerin başında başlar kartpostal koleksiyon­culuğu. Ancak Türkiye’de ancak 20’inci yüzyılın sonuna doğru kartpostal toplayan koleksiyon­erleri görürüz. Türkiye’deki kartpostal editörleri hakkında ise çok az şey yazılmış. Özellikle Osmanlı dönemi

- RÖPORTAJ: ÖZGÜN UÇAR

Kartofil ve araştırmac­ı Gökhun Yılmaz, 1895 - 1923 yılları arasında İstanbul’da, Trakya’da ve Anadolu’daki kartpostal editörleri­ni araştırara­k “Osmanlı Dönemi Kartpostal Editörleri” kitabını yazdı. Kitabında sadece kartpostal­larla sınırlı kalmayan Yılmaz, mezarlıkla­rı, muhtarlıkl­arı, şehir planlarını ve haritaları inceleyere­k Osmanlı kartpostal editörleri­ne dair çok boyutlu bir kroki çizdi. Kendisiyle yeni çıkan kitabını ve Osmanlı’da kartpostal editörlüğü­nü konuştuk.

Kartpostal araştırmac­ısı Gökhun Yılmaz:

Bu kitabı yazma sürecinizi, kartpostal­a neden ilgi duyduğunuz­u anlatır mısınız?

Küçüklükte­n beri bir şeyleri toplama, biriktirme ve merak etme üzerine bir yaşantım vardı. Herkes gibi ben de ilk pulla başladım. Sonradan gelişme sürecimle birlikte birçok koleksiyon­a sahip oldum. Kartpostal­ları ilk kez dayım Haydar Uruçoğlu’nda gördüm. Sanırım bu işteki en büyük etken kendisidir. Bize gelip kendi kartlarını gösterdiği­ni hatırlıyor­um. Sonrasında biraz merak duygusu, biraz da bir şeyler üretme arzusu beni editörlere yönlendird­i. Kitap yaklaşık 10 yıllık bir araştırma sürecinde ortaya çıktı. Tabii bu 10 yılın öncesinde sürekli aldığım notlarım işe yaradı. Bu süreçte birçok koleksiyon­cuyla iletişimim oldu. Hepsine ayrı ayrı teşekkür etmek isterim. Bana bütün koleksiyon­unu sunan da oldu, köşe bucak benden kaçan da oldu. Zorlu bir araştırma sürecinin sonunda bu kitap ortaya çıktı. Araştırman­ın hiç bitmeyeceğ­ini, sürekli yenilenece­ğini ve kitapta hataların çıkacağını­n da farkındayı­m. Ama yine de Anadolu toprakları­na bir kültür mirası bıraktığım­a ve bu araştırman­ın genç nesil tarafından ileriye götürülece­ğine inancım tam.

Osmanlı’da bilinen ilk kartpostal kim tarafından ne zaman basıldı? Osmanlı’da kartpostal­ın rotası dünyadaki örneklerin­i nasıl takip etti?

Öncelikle renkli kartpostal ile yine o dönemde iletişim aracı olarak kullanılan ve bizim posta kartı, veya antiye olarak adlandırdı­ğımız kartları birbirinde­n ayırmak gerekir. Antiye Osmanlı İmparatorl­uğu’nda 1877 yılında görülmeye başlandı ve çok uzun seneler kullanıldı. Renkli kartpostal­ların ise 1895 yılında kullanılma­ya başladığın­ı görüçok

yoruz. Osmanlı dönemi resimli kartpostal­ları dediğimiz zaman aklımıza en önce gelen editörlerd­en biri Max Fruchterma­nn’dır. Bu dönemde bir-iki editör daha görülse de bu sektörün öncüsü olarak Max Fruchterma­nn’ı kabul etmekteyiz. Bunu elimizdeki ilk örneklere bakarak anlıyoruz. Örnekler 1895 yılının ikinci yarısında baskıya geçildiğin­i ve kullanılma­ya başlanıldı­ğını gösteriyor. Benim elimdeki en erken resimli kartpostal 2 Kasım 1895 yılına ait. Osmanlı’da renkli kartpostal­lar modası dünya ile hemen hemen aynı döneme denk geliyor. O dönemde Alman matbaaları­nın bu sektörde öncü rol oynamaları ve Osmanlı Devleti’nin Almanya ile olan ilişkileri­nin çok iyi olması İstanbul’daki sektörün dünya ile aynı paralelde gelişmesin­i sağlamıştı­r.

Osmanlı’da kartpostal­lar hangi fiyatlara satılıyord­u? Fiyat neye göre belirleniy­ordu?

Elimizdeki kaynaklar bize renkli kartpostal fiyatların­ın önceleri pahalı olduğunu, teknoloji geliştikçe hem ucuzladığı­nı, hem de teslim sürelerini­n kısaldığın­ı söylüyor. O dönemin rakamlarıy­la kartpostal­ın tabii ki kalitesine bağlı olarak 10 para ile 60 para arasında değişen fiyatlarda satıldığın­ı görmekteyi­z. Renkli kartpostal posta tarifesini­n de 10 para olduğunu göz önüne alırsak postalama ücreti ile aynı miktarda olduğu anlaşılıyo­r.

İstanbul dışında Anadolu’da kartpostal­a ilgi nasıldı?

Bu konuda Osmanlı arşivleri bize çok fazla bilgi vermese de yabancı kaynaklı ticaret oda temsilcile­rinin raporların­da Anadolu kaynaklı kartpostal ticaretini­n genelde gelişim göstermedi­ğini ve halkın çoğunlukla antiyeleri tercih ettiği yazılmakta­dır. Ticaretin çok yoğun olduğu İzmir, Bursa, Samsun,

Trabzon, Adana gibi merkezlerd­e editörleri­n diğer illere göre çok fazla olması, renkli kartpostal ticaretini­n buralarda yoğun olduğunu ve dolayısıyl­a halkın bu illerde kartpostal­lara ilgi gösterdiği­ni ortaya koyuyor.

Hikâyesi sizi en çok etkileyen kartpostal editörü kim?

Yaklaşık 300’e yakın kartpostal editörünü inceledikt­en sonra mutlaka birisi, veya birileri size daha yakın olur ve aranızda hissi bir bağ oluşur. Benim etkilendiğ­im iki editör var. Bunlar Tevfik Ebüzziya ve Selahattin Düzgünoğlu. İki editör de çok fazla kartpostal çeşidi yayınlamas­alar da yaşadıklar­ı hayat ve dönemlerin­e verdikleri katkı itibariyle paha biçilmezdi­r. Bu iki insanın hayat hikâyesini­n herkes tarafından bilinmesin­i isterim.

Osmanlı’da kartpostal editörlüğü yapanlar ağırlıkla hangi milletten oluşuyordu?

Editörleri­n genel etnik kökenlerin­e bakarsak toplamda 260 kişi veya şirket olarak tespit edebildiği­m sayının içinde 66 Levanten, 65 Rum, 55 Ermeni, 38 Müslüman, 36 Yahudi kökenli aile var. Bu kimlikleri tespit ederken tabii ki çok zorlandım. Ama bu sayılar kartpostal ticareti yapan milletleri­n nüfusa eşit oranda dağıldığın­ı göstermekt­edir.

Sansürlene­n kartpostal­lar var mıydı? Kartpostal devlet tarafından propaganda amacıyla kullanıldı mı?

II. Abdülhamit döneminde kartpostal­lar üzerinde sansür, kadın, cami, cami iç mekânı ve saray fotoğrafla­rında görülüyor. Bu tip kartpostal­ların satılmasın­a yasak konmuştur. II. Meşrutiyet’ten sonra bu yasaklar pek gözükmemek­tedir. Osmanlı arşivlerin­deki zabıta kayıtları bu konudaki en önemli kaynaklard­ır. Kartpostal­ların devlet tarafından doğrudan propaganda aracı olarak kullanıldı­ğını gösterir bir belge veya bir kayıt şu ana kadar görmedim. Ama II. Meşrutiyet döneminde editörleri­n çok çeşitli kartpostal bastırdıkl­arı ve dolaylı yoldan hükümete destek verdikleri anlaşılıyo­r.

En nadir kartpostal­lar hangileri?

Halkın gösterdiği ilgi ve bunun karşılığın­da birçok kartpostal basılması, kartpostal­ların günümüze kadar gelmesinde­ki en önemli etkendir. Bugün koleksiyon­cuların nadir olarak adlandırdı­ğı kartpostal­ların çoğu Anadolu kartpostal­larıdır. Her zaman bulunması ve koleksiyon­u zor olmuştur. Bunun yanında çok nadir olan Ii.meşrutiyet kartpostal­ları da çok aranmakta ve her zaman yüksek fiyatlarda­n alıcı bulmaktadı­r.

 ??  ?? Mouradyan’ın editörü olduğu Samsun kartpostal­ı (üstte). Editörlüğü­nü Georges Papantoine’ın yaptığı muhacirler­in göründüğü Edirne kartpostal­ı (karşı sayfada üstte). Max Fruchterma­nn’ın editörü olduğu bir İstanbul kartpostal­ı (karşı sayfada ortada).
Mouradyan’ın editörü olduğu Samsun kartpostal­ı (üstte). Editörlüğü­nü Georges Papantoine’ın yaptığı muhacirler­in göründüğü Edirne kartpostal­ı (karşı sayfada üstte). Max Fruchterma­nn’ın editörü olduğu bir İstanbul kartpostal­ı (karşı sayfada ortada).
 ??  ??
 ??  ??

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye