Resmin filozofu
Mustafa Tolay, Leonardo da Vinci’nin ölümünün 500’üncü yılı çerçevesinde yayımladığı kitabında, matematikten fiziğe, anatomiden mühendisliğe pek çok alanda çalışma yapan büyük dâhinin tüm bu disiplinlerle sanatı nasıl bağdaştırdığına odaklanmış.
LEONARDO ILE SANAT VE DÜŞÜNCE, MUSTAFA
TOLAY, ARKEOLOJI VE SANAT YAYINLARI, 2019
Leonardo da Vinci, insanlık tarihinin en önemli kişilerinden biri. Sadece bir ressam olarak verdiği eşsiz eserler değil, bilim, mühendislik ve düşün alanına yaptığı katkılar da onu insanlık tarihinde apayrı bir yere oturtuyor. Dr. Mustafa Tolay, Leonardo da Vinci’nin ölümünün 500’üncü yılında yayımladığı kitabında, dünyanın gelmiş geçmiş en önemli sanatçılarından biri kabul edilen bu dâhiyi, tüm yönleriyle okurlara aktarmaya çalışmış. 67 yıllık hayatına “Mona Lisa”, “Son Akşam Yemeği”, “Erminli Kadın”, “Kayalıklar Bakiresi” gibi eşsiz resimler,“vitruvius Adamı” gibi kült anatomik çizimler sığdıran bir büyük dâhiden söz ediyoruz. Büyük bir ressam olduğu kadar, büyük bir bilim adamı, biyolog, mühendis, mimar ve müzisyen. Sanat, bilim, mühendislik ve felsefi konularda binlerce sayfa çizim ve not bırakmış. Çeşitli savaş aletleri, makinalar, şehir ve köprü projeleri geliştirmiş. (Bunlardan biri de II. Bayezid’e sunulan, ancak kabul edilmeyen Haliç Köprüsü Projesi.) Ayrıca ilk karanlık kutu fotoğraf makinesini ve balon projesini tasarlamış, anatomi kitabı ile renk konusunda bir kitap yazmış; matematik ve geometri konusundaki kitaplara çizimler yapmış ve hatta “Academia Leonardi Vinci” adında bir akademi kurmuş. Milano’da kurmuş olduğu bu akademide felsefi konuların tartışılmasını sağlamış.
Kozmik ve fiziğin anahtarı
Mustafa Tolay’ın kitabının önemli bir kısmı elbette Leonardo da Vinci’nin adının günümüzde en çok anıldığı alana, sanat çalışmalarına ayrılmış. Ünlü eserlerinin hangi teknikle yapıldıkları, perspektif, optik çalışmaları ve tabii ki Platon’un “kozmik ve fiziğin anahtarı bu orandır” sözleriyle tanımladığı Altın Oran değerleri bu bölümde ele alınmış. Leonardo da Vinci’nin başta Mona Lisa tablosu olmak üzere Altın Oran’ı kullanarak yaptığı çalışmalar ayrıntılarıyla analiz edilmiş. Altın Oran’ın en güzel örneği, insan betiminin temeli olarak kabul edilen Vitruvius Adamı adlı eskiz. Bu eskiz, Leonardo’nun insan ve doğayı birbiri ile ilişkilendirme, bütünleştirme çabası içinde bir dönüm noktası olarak nitelendirilmiş. İlgi alanlarının çeşitliliği ve felsefeye olan merakı, Leonardo da Vinci’yi diğer sanatçılardan ayıran en önemli unsurlardan. Yıllar içinde farklı ezoterik gruplar içinde yer alması, adının bir gizem bulutu içinde anılmasına da yol açmış. Mustafa Tolay da kitabında, Leonardo da Vinci’nin bu yönüne ağırlık vermiş. Da Vinci’nin sadece sanat, bilim ve mühendislik yönlerini değil, felsefi ve ezoterik düşünce yönünü de okurlarına sunmuş. Hatta kitabın önemli bir kısmını bu alana ayırmış.
“O halde resim felsefedir”
Felsefe ve resim arasındaki ilişkiyi ayrıntılı bir biçimde inceleyen Leonardo da Vinci’ye göre resim dünyanın güzelliğini şöyle yakalıyor: “Resim, doğanın yarattığı herhangi bir şeyin yüzeylerini, renklerini ve şekillerini kapsar; felsefe de aynı cisimlerin içine nüfuz eder, o cisimlerin kendilerine özgü özelliklerini gözden geçirir, ama ressamın yansıttığı hakikatle yetinmez: Ressamın hakikati, bu cisimlerin ana hakikatini kavrar, çünkü göz daha az aldanır.” Notlarında, ressamın cisimlerin yüzeyini çizerek doğayı taklit etmekle kalmadığı, aynı zamanda cisimlerin bütün yapısını araştırarak doğayı tanıdığını, bu araştırmanın cisimlerin görünmez ruhunu derinlemesine kavrayıncaya kadar devam ettiğini belirten Leonardo da Vinci, ressamın doğa ile sanat arasında bir yorumcu olduğunu belirtiyor ve ekliyor: “O halde resim felsefedir.” Bu büyük dâhiden geriye pek çok çizim, el yazması ve desen kaldı. Bir de bir çift söz: “İşte şimdi ırmakların suyu gibi gidebileceğimi, ölüme doğru kendimi akıntıya doğru bırakabileceğimi hissediyorum, ölümü yaşamak için, ölüm deneyimini.”