Kuzeyin efsanevi halkı
Kronik Kitap’tan çıkan eser, Norveç’ten Sicilya’ya, Rusya’dan İrlanda’ya, Atlantik’in ötesinden Kuzey Amerika’ya, toprak ve yağma arayışıyla yerküreyi gezen, gittikleri her yeri kasıp kavuran Viking efsanesinin arkasındaki insanı tanımamızı sağlıyor.
VIKINGLER, IAN HEATH & KEITH DURHAM & MARK
HARRISSON & RENE CHARTRAND, KRONIK KITAP, 2020
Norveç’ten Sicilya’ya, Rusya’dan İrlanda’ya, Atlantik’in ötesinden Kuzey Amerika’ya, toprak ve yağma arayışıyla yerküreyi gezen, hem efsanevi, hem de tarihi bir topluluk... Müthiş hâkimiyetleriyle ve teknik becerileriyle denizleri kendi oyun sahalarına çevirmiş acımasız akıncılar... 250 yıldan daha fazla bir süre boyunca Avrupa kıyılarını yağmalamış, karaya çıktıkları her yerde kalıcı izler bırakan korkusuz savaşçılar… Kuşkusuz kuzeyin efsanevi halkını tanımlayan tüm bu kelimeler doğru. Ancak bu kuzeyli gemicilerin hikâyesi, kandan, ganimetten ve diğer türlü hazinelerden çok daha fazlası. Onlar savaşçılıkları dışında korkusuz birer kâşif ve yerleşimci. Yerkürenin her yanında yolculuklar yapmış, Kristof Kolomb’dan neredeyse 500 yıl önce Kuzey Amerika’ya çıkmışlar. Kronik Kitap’tan çıkan, renkli fotoğraflar ve çarpıcı orijinal çizimlerle dolu kitap, Vikingleri tüm yönleriyle tanıtmayı hedefleyen bir rehber. Kitap, “Vikingler kimdi?” sorusuyla başlıyor. Viking isminin kökeni oldukça karışık. Bazı araştırmacılara göre vik (fiyort, körfez veya koy) kelimesinden geliyor ve fiyort içinde saklanmış bir korsan anlamına geliyor. Diğer iddiaya göre bu terim, Norveç’teki bir coğrafi bölge olan Vik’ten geliyor. Yazılı İskandinav kaynaklarına göreyse Viking korsanlık veya korsan baskını, bu tür baskına katılan kişi de viking adını taşıyor.
Uygar güney, barbar kuzey
Anglosakson kayıtlarında Vikinglere ilişkin ilk bilgiler, “Bir pagan soyun istilası” şeklinde. İS 793 yılında Britanya’da bir ada manastırına yapılan akında, rahipler katledilmiş, bütün süsler yağmalanmış. Yani kutsal bir yer paganlara kurban gitmiş. Ancak Vikinglerin “kana susamış insanlar” olarak tasvir edilmesinin kökeni çok daha başka bir şeye dayanıyor. Akdeniz’in klasik dönem yazarlarına göre dünya kusursuz şekilde dengelenmişti. “Sıcak, kuru, parlak ve uygar güney”in karşısında “soğuk, ıslak, karanlık ve barbar kuzey” vardı. Vikingler kuzeyden geliyordu, dolayısıyla barbar kuzeylilerdi. Ancak kitapta, korkutucu imajlarına karşın Vikinglerin çoğunun esasen çiftçi, balıkçı, tüccar, gemici, zanaatkâr, nalbant veya marangoz olduğu belirtiliyor. Onların özelliği, her iki şekilde de var olabilecekleri bir hayat yaşamaları. Sagalar (Viking destanları) kabile üyelerinin yılda bir, ya da iki kez yağmaya gittiklerini, diğer zamanlarda ise asli faaliyetlerini yaptıklarını belirtiyor. Kitapta, akıncı savaşçılardan (hersir), tehlikeli sularda yolculuk yapmalarına imkân sağlayan ikonik yelkenlilerine kadar Vikinglerin tüm dünyasını, ailelerini, topluluklarını, kurdukları ve bugün halen etkisi süren kültürlerini, günlük yaşamlarını, kısacası tarihe bıraktıkları kültürlerinin tüm detayları eksiksiz ve oldukça akıcı bir biçimde anlatılıyor.
Kuzey Amerika’nın keşfi
Savaşçılıkları dışında korkusuz birer kâşif ve yerleşimci olan Vikingler, yerkürenin her yanında yolculuklar yapmış, Kristof Kolomb’dan neredeyse 500 yıl önce Kuzey Amerika’ya çıkmış. Bu iddialar ilk kez 1837 yılında dile getirilmiş. İddiaların temelinde, Vikinglerin İS 870 yılından itibaren İzlanda’ya yerleşmiş olmaları yatıyor. Grönland’a keşif seferi yapılması ise 980 yılını bulmuş. 986 yılında İzlandalı tüccar Bjarni’nin gemisi Kuzey Amerika kıyılarına ulaşmış. Bjarni kıyıya çıkmamış ancak hikâyesi Grönland’da dikkat çekince İS 1000 yılında Leif Eriksson batıya yelken açmış. Kuzey Amerika kıyılarına giden Leif ve yoldaşları karaya çıkıp bölgeyi keşfetmiş. Ekip, “Vinland” adı verdikleri bölgede kışı geçirmeye karar verip kulübeler inşa etmiş. Bu iddiaları destekleyen kanıtlara da kitapta yer veriliyor.