Büyük bestecinin adaşı Mehmet Sadık Çaykovski Paşa
Osmanlı’da hikâyesi Pyotr İlyiç Çaykovski’ye kadar uzanan gerçek bir de Çaykovski Paşa var. Bu gerçek öykü Çaykovski İstanbul’da kitabını yayımladıktan kısa bir süre sonra, tamamen bir tesadüf sonucu karşıma çıktı. Leh asıllı 27 yaşındaki genç Michal Czajkowski (Mihail Çaykovski), 1804’te Ukrayna’nın Jitomir eyaletinin Haltchynietz köyünde doğmuş ve 1831’deki Polonya ayaklanmasına fiilen karıştığı için kaçıp Fransa’ya sığınmak zorunda kalmış. Hayatı bir opera librettosuna dönüşebilecek nitelikte olan Çaykovski, Fransa’da yaşadığı sırada meşhur Leh şair Adam Mickiewicz’in de teşvikiyle Kazak Hikâyeleri (1837), Wernihora (1838) ve Kirjali (1841) gibi hepsi Paris’te basılan tarihi romanlar kaleme aldı. Bu arada Paris’teki Leh mültecilerin lideri Prens Adam Czartoryski’nin elçisi olarak Polonya bağımsızlığına destek bulmak üzere Fransa’dan ayrılarak 1841’de İstanbul’a geliyor. Gülnar Kara’nın yayına hazırladığı Mihail Çaykovski’nin anılarında okuduğuma göre (Kömen Yayınları, 2016) Prens Adam Czartoryski’nin elçisi İstanbul’un mimarisi ve coğrafyası kadar, seslerinden de oldukça etkilenmişti: “Henüz gözlerimi açmamıştım ki kulağıma müezzinlerin namaza çağıran sesi geldi: Bu ses o kadar tatlı, o kadar içten ve güzeldi ki ben böyle tatlı sesle namaza çağrılan Müslümanların gerçekten iyi insanlar olduklarını düşündüm ve aklıma eski bir Polonya marşı Boga Rodzica Dziewica ve Karpinskiy’nin Kiedy Ranne Wstoje Zorze (Şafak Erken Sökerken) şarkısı geldi ve tüm kalbimle Slavların da mensubu olduğu ve Slavlara mensup olan doğuyla birleştim”.
Czartoryski’nin elçisi olarak Polonya bağımsızlığı uğruna gösterdiği faaliyetler Rusya’nın tepkisini çekince Mihail Çaykovski’nin Osmanlı topraklarından uzaklaştırılması talebi geldi. Ancak Çaykovski bunun üzerine 1851’de İslam dinini kabul ederek Mehmet Sadık adını aldı. Kısa zamanda ferik (korgeneral) rütbesine yükselerek Hıristiyan birliklerden oluşturduğu iki Kazak alayının komutanı olarak Kırım Savaşı’na katıldı ve Osmanlı tarihine “Çaykovski Mehmet Sadık Paşa” adıyla geçti. İstanbul’un Cihangir semtinde yaşadığı bilinen Mehmet Sadık Paşa, yerleştirdiği bir avuç Polonyalı mülteci nedeniyle, Prens Adam Czartoryski’den dolayı başlangıçta adı Adampol olan ve Franz Liszt’in de 1847’de ziyaret ettiği Polonezköy’ün kurucuları arasında yer aldı. Osmanlı ordusunda daha da yükselerek Rumeli beylerbeyliğine getirildi. Ancak 1869 sonrası giderek nüfuzu azalan Mehmet Sadık Paşa 1872’de Osmanlı ordusundan ayrıldı. Rus Çarı II. Aleksandr tarafından affedilince tekrar Hıristiyan dinine geri dönerek Kiev’e yerleşti. Paris’te Fransız edebiyatçıları arasında romanlar kaleme alırken, muhtemelen Chopin’i tanımış ve onun piyanosunu da dinlemiş olan, sonradan Mehmet Sadık olarak yeni bir kimliğe bürünen Çaykovski Paşa belli ki huzursuz bir yapıya sahipti ve Kiev’e yerleşmesinin ardından ailevi nedenlerden ötürü içine düştüğü bir buhran sonucu 1886’da, 82 yaşındayken intihar ederek hayatına son verdi.
Rus bestecinin Mehmet Sadık Paşa’yla adaşlığın da ötesinde bir bağı bulunmaktaydı, çünkü “Sadık Paşa” aynı zamanda besteci Çaykovski’ye, kendisinden hiç de haz etmeyen besteci Modest Musorgski’nin Ruslar’a karşı savaşmış ve onunla adaş bir Paşa olmasından ötürü vermiş olduğu bir takma addı.