Enver Paşa cephede, siper hattında
29 Haziran/1 Temmuz 1915: Enver Paşa, beraberindeki Şehzade Ömer Faruk Efendi, Hüseyin Cahit Bey, İsmet Bey, Kâzım Bey ile birlikte Gelibolu Yarımadası kuzey ve güney cephelerinde incelemelerde bulundu. Mustafa Kemal’in emriyle 29 Haziran’da Yükseksırt’a 18’inci Alay tarafından taarruz yapıldı. Taarruz başarılı olamadı ve 800 kadar zayiat verildi. Bu taarruz sırasında Enver Paşa da Çanakkale’deydi. Yapılan taarruzda 800 üzerinde şehit verilmesi Başkumandan vekili Enver Paşa ve Liman von Sanders’in dikkatinden kaçmamıştır. Meydana gelen zayiat ile ilgili bir uyarıları içeren rapor Kuzey Grubu Komutanlığı’na verilmiştir. 12’nci Tümen 18 ve 19 Haziran 1331 (1-2 Temmuz 1915) günlerinde 83 rakımlı tepenin hemen gerisinde yeni siperler kazmak, savunma hattını tamamlamak ve mevzilerini düzeltmekle geçirmişti. 17 Haziran saldırısını grupta bulunan Başkumandan vekili Enver Paşa da Alçıtepe’den takip etmiş ve 12’nci Tümen’e olan güvenini açıklamıştı. 29 Haziran/1 Temmuz 1915 tarihleri arasında Enver Paşa’ya eşlik eden Hüseyin Cahit Bey, ilk gözüne çarpan şeyin Enver Paşa’nın “yaşayışındaki sadelik” olduğunu ifade etmişti. Hüseyin Cahit Bey’e göre Enver Paşa’da gurur ve büyüklüğün zerresi yoktu. Sıradan bir yolcu katarına takılan özel bir vagonla yola çıkılması ve askerlerin karavanasından tatması dikkatini çekmişti. Bu ziyaretlerin birinde Enver Paşa, Mustafa Kemal’in misafirperverliğine de şahit olmuştu. Mustafa Kemal, karargâhdaki misafir odasında rahatsızlanan Şehzade Ömer Faruk Efendi’ye limonata ikram ederek rahatlamasını sağlamıştı. Esat Paşa, şahit olduğu bu durumu şu şekilde aktarmıştı: “19’uncu Fırka karargâhına gittik. Efendi, halılarla bezenmiş olan Mustafa Kemal Bey’in kabul salonuna (yer altında bir oda) girdiği zaman yorgunluktan bitaptı. Bayılacak gibi oldu. Su ve arkasından Mustafa Kemal Bey’in hazırlattığı limonata içirilerek kendine geldi.” Enver Paşa’nın askeri birlikleri teftişleri sırasında siper hatlarına kadar ilerlediği, hatta kimi zaman muharebelerin sıcak çatışma anında soğukkanlılıkla etrafındakilere örnek olduğu görülmektedir. Şehzade Ömer Faruk Efendi, durumu şu şekilde anlatmıştı: “Enver Paşa bizi bir sipere yerleştirdi. Buradan bir yere ayrılmayın, biraz sonra karşı taraf ateşe başlar, deyip gitti. Havanın kararmasından hemen sonra dediği çıktı. İngiliz bombardımanı başladı. Mermiler siperin etrafına düşerken bizim dizlerimizin bağı çözüldü, muharebenin ne demek olduğunu orada öğrendik. Ama ne yalan söyleyeyim, ödümüz koptu, hatta buraya neden geldik diye düşündük. Biraz sonra bombardımana ara verildiği sırada Enver Paşa göründü. Ateş hattındaki siperlerin önünden yürüyerek geliyordu. Bizim bulunduğumuz siperin önünde durdu, cebinden tabakasını çıkartıp bir sigara yaktı ve siperin bir tarafından öbür tarafına elinde sigarası ile yürümeye başladı. Karşı tarafın sigaranın ateşini görüp yeninden ateşe başlaması ihtimali umurunda bile değildi. Düşünceli bir tavırla sadece yere bakarak yürüyor, sigarasından derin derin nefes çekiyordu… Paşanın bu hareketini görünce hepimiz arslan kesildik, korkuyu falan unuttuk…” Enver Paşa 28 Temmuz 1915’te Çanakkale Cephesi’ne gelmiş ve Alçıtepe bölgesini incelemiştir.