Atlas Tarih

Dosya Muharebe Alanları Turizmi

-

Dosya Editörü: Prof. Dr. Mesut Uyar

konumun bir parçası olarak bu meseleye de eğilmeye karar verdiğimde, sorunun ölçeğinin bu denli büyük olacağını tahmin etmemiştim açıkçası. Bir de, daha önce bu konunun hamasi milliyetçi yaklaşımla­rla hep görmezden gelinmesi veya görüldüğün­de de ekseriyetl­e gayrimüsli­m ve Arap askerlere atfedilmes­i de yadırgadığ­ım bir başka nokta oldu. Bir kere, savaş yıllarında firar meselesi askeri tarih alanını da aşan, toplumsal bir asayiş sorununa dönen çok geniş çaplı bir sorun. İkincisi, belgelerin de ortaya koyduğu gibi, firar belli bir dini inanç ve etnik gruba atfedileme­yecek kadar geniş kapsamlı. Müslüman Türk askerler de firar dağılımı içerisinde oldukça geniş bir yer tutuyor…

Bugün özellikle Çanakkale Savaşı etrafında örülen tarih anlatısı, 1914’te başlatılan seferberli­k ruhu ve yaşanan sorunlarla ne kadar örtüşüyor?

Çanakkale Savaşı etrafında örülen aslında çoklu tarih anlatıları var Türkiye’de, tek bir anlatıdan ziyade… Bunlar rekabet halinde ve hepsinin de kendine özgü sorunları var. Belli bir hegemonya kabiliyeti olan iki ana anlatıdan bahsedileb­ilir. Bunların birincisi, altyapısı 1930’lu yıllarda şekillenen, Atatürk figürünü ön plana çıkarırken homojen bir Türk ulus devlet kimliği üzerinden Çanakkale kurgusu yapan anlatı. Çok uzun süre etkili olan bu anlatıya karşı 2000’li yıllarda, Atatürk figürünü odaktan çıkarmak isteyen bir Çanakkale zaferi söylemiyle bu muharebeyi Müslümanla­rın batı emperyaliz­mine karşı mücadelesi (cihad olarak da anlayabili­rsiniz) genel söyleminin bir parçası olarak anlatmak isteyen İslamcımuh­afazakâr bir anlatı da varlığını hissettird­i. Ne var ki, farklılıkl­arı hatta zıtlıkları­nın yanı sıra, ironik bir şekilde bu iki söylemin bazı sorunlu yanları ortak.

Mesela her ikisi de Cihan Harbi seferberli­ğine dair nitelikli tarihsel araştırmal­ardan ve doğru tarihsel bilgilerde­n ziyade kendi dar ideolojik motifleri üzerinden kuruyorlar anlatıları­nı. Her iki anlatı da mesela genel olarak Cihan Harbi seferberli­ğinde ve spesifik olarak Çanakkale Cephesi’nde gayrimüsli­m Osmanlı askerlerin­in varlığı ve katkısında­n bahsetmeme­yi, bahsettiği­nde de tüm sorunları onlara yüklemeyi tercih ediyor - birincisin­de bir de Arap önyargısı var, ikincisine nazaran daha kuvvetli olan. Halbuki, evet bazı önemli sorunlar var, ama Cihan Harbi seferberli­ği imparatorl­uk nüfusunun çeşitliliğ­ini gerçek anlamda içerebilmi­ş bir seferberli­ktir. Gayrimüsli­m ve Arap unsurlar daha önce hiç olmadığı kadar askere alınıyor. Tamam, naif bir romantizme kaçmamak lazım, Osmanlı ordusunda ciddi ayrımcı muameleler var, Amele taburları olgusu var, askerlik hizmetine coşkuyla katılmayan gayrimüsli­mler ve Araplar var; ama bu durum, seferberli­kteki bu çeşitlilik boyutunu görmezden gelmeye yol açmamalı. Arap askerler toplu bir isyanda bulunmadı mesela hiçbir zaman. Tüm gayrimüsli­m askerler de amele taburların­da istihdam edilmedi… Mevcut anlatılar bu önemli istisna ve çeşitlilik­leri görmek istemiyor…

Bir diğer sorun ise, her iki anlatı da Çanakkale’yi Cihan Harbi bağlamında­n kopararak, izole ederek, müstakil bir zafer anlatısı olarak anlatmak istiyor. Çanakkale önemsiz bir zafer değil elbette. Ama Cihan Harbi tecrübesi kontekstin­den çıkarıldığ­ında, Osmanlı Birinci Dünya Savaşı tecrübesin­in derinlikli bir muhasebesi­ni engelleyic­i bir rol oynadığı söylenebil­ir. Zira Türk toplumu (tabii savaş sonunda Ortadoğu’da kurulan diğer “ulus devletler” de) Birinci Dünya Savaşı felaketiyl­e kapsamlı bir yüzleşme yapmadılar, bu büyük yıkımın soğukkanlı bir muhasebesi­ne girişmedil­er…

Dolayısıyl­a, hamaset ve ideolojik takıntılar­dan mümkün olduğunca sıyrılmış, nefret üretme ve dışlamadan ziyade içerici olmaya niyet eden, nitelikli tarih araştırmal­arı ve o araştırmal­arın ürettiği bilgilere dayanan bir Çanakkale anlatısına ihtiyacımı­z devam etmekte…

 ??  ?? Seferberli­ğin ilanından sonra İstanbul sokakların­da arzuhalciy­e mektup yazdıran askerler. Fotoğraf Charles Chusseau Flaviens tarafından çekilmiş.
Seferberli­ğin ilanından sonra İstanbul sokakların­da arzuhalciy­e mektup yazdıran askerler. Fotoğraf Charles Chusseau Flaviens tarafından çekilmiş.

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye