MUHAREBELERİN HAFIZA MEKANLARI
Çanakkale Tarihi Alanı, muharebe mahalleri konsepti içinde çok iyi korunmuş bir Açık Hava Müzesi’ne dönüşüyor.
UNESCO’NUN 2014 yılında Çanakkale ve Gelibolu I. Dünya Savaşı alanlarını dünya mirası geçici listesine alması ve hemen ardından alanın tarihi, kültürel ve doğal değerlerini geleceğe aktarmak misyonuyla Çanakkale Savaşları
Tarihi Alan Başkanlığı’nın kurulması maneviyat yüklü bu topraklar için adeta bir milattı. Cephede hayatlarını feda etmiş şühedanın son istirahatgâhlarının tespiti, imarı ve ihyasını üstlenen Başkanlığın görevleri arasında muharebe mahallerinde yeni tarihsel araştırmalar yapmak ve çağdaş müzecilik faaliyetleriyle toplanan bilginin nesiller arasında yolculuk etmesine vesile olmak da var.
Sorumluluk sahası olan 33.500 hektar arazinin neredeyse tamamında 1915’te yaşanan kanlı çarpışmaların izlerini takip etmek mümkün.
Attığınız her adımda 106 yıl öncesine ait bir kalıntı gözünüze ilişebilir. Bulunan her parçanın Çanakkale Ruhu taşıdığı kesin ve bu nedenle koruma altına alınarak gençlere ulaştırılması şart. İşte tam bu noktada
Alan Başkanlığı bünyesinde faaliyetlerini sürdüren müzeler devreye giriyor. Tarihi Alan Müzeleri, Uluslararası Müzeler Konseyi’nin (ICOM) yeni müze tanımında geçen “…toplum adına korumakla yükümlü oldukları eserleri ve kültür örneklerini gelecek nesiller için güvence altına alır …” ifadesine uygun olarak hareket ediyor.
Koruma bilincinin yaygınlaşmasına yönelik kampanyalarla birlikte savaş alanlarından veya yerel toplayacılardan elde edilen objeler konservasyon laboratuvarında işleme tabi tutulduktan sonra modern depolarda teşhir için hazır tutuluyor. Duyarlı vatandaşlar tarafından bağışlanan, çeşitli müzelerden devir yoluyla gelen ya da müzayedelerden satın alınan eserlerin sayısı da azımsanamayacak ölçüde koleksiyondaki yerini alıyor.