1453 öncesi yaşanan kasvetli ve sancılı günler
BIZANS’IN SONU, JONATHAN HARRIS, ALFA YAYINLARI, ŞUBAT 2021
Fatih Sultan Mehmet Konstantinopolis’i fethettiğinde, tahtta Bizans İmparatoru II. Manuel vardı. Manuel, heybetli görünüşüyle uyumlu yüce bir unvana da sahipti. Anlaşma ve mektuplarını imzalarken kendisinden önceki imparatorlar gibi kırmızı ya da mor mürekkeple Yunanca “Romalıların İmparatoru ve Otokratı” diye imza atmaktaydı. Tüm Hıristiyanlık âleminin onun hâkimiyeti altında toplanması gerektiği inancını yansıtan bu unvana rağmen Manuel’in hüküm sürdüğün topraklar küçücüktü. Bırakın imparatorluk sınırlarını, başkentinin içinde bile; biri İtalyan şehir devleti Venedik’e bağlı Odunkapı-balıkpazarı arasındaki alan, diğeri Cenevizlilerin elindeki Pera kasabası olmak üzere hükmünün geçmediği iki bölge de bulunmaktaydı.
Bir zamanların kudretli Doğu Roma İmparatorluğu 1400’lü yılların başında artık yıkımın eşiğindeydi. Topraklarının çoğunu Osmanlılara kaptırmıştı ve Konstantinopolis dört bir yandan kuşatılmıştı. Belirsizliğin hâkim olduğu bu kasvetli zamanlarda sıradan günlük hayatına devam etmekte olan İstanbul halkı, geçim kaynaklarını ve ailelerini koruyabilmek için ölüm sancılarıyla kıvranmakta olan vatanları için zorlu kararlar almak zorunda kaldı. Jonathan Harris’in kitabı, işte o sancılı günleri anlatıyor. Tarihsel akımların cereyan ettiği zamanlarda talihin yardım ettiği kimi olaylar, kişisel hikâyeler eşliğinde akıcı bir dille anlatılıyor.