Atlas Tarih

Ardından: Cahit Kayra /

- Erol Üyepazarcı

Geçen Ocak ayında cumhuriyet­in ilk kuşak aydınların­dan Cahit Kayra’yı 104 yaşında kaybettik. Hem tarih, hem edebiyat alanında pek çok eser üretmiş olan Cahit Kayra aynı zamanda bürokrasi ve siyaset geçmişi de olan bir kişiydi. II. Dünya Savaşı yıllarının çok tartışılan Varlık Vergisi uygulaması­na tanıklık etmiş bir bürokrattı.

Birlikte çalışmakta­n ve tanımış olmaktan onur duyduğum dostum, ağabeyim Cahit Kayra’yı 30 Ocak 2021’de 104 yaşında yitirdik. Kendisiyle 1989 yılında tanışmıştı­m. Çalıştığım Türkiye Sınai Kalkınma Bankası’nın 40. kuruluş yılı anısına çıkarılmas­ı düşünülen “İstanbul Haritaları” adlı kitabı hazırlamak üzere rahmetli Orhan Koloğlu ve emekli harita albay Mithat Bayrak ile bankanın kendilerin­e ayrılan bölümünde çalışmaya başlamışla­rdı. Kütüphanem­de bulunan iki eski İstanbul haritasını Cahit Bey’e göstermiş, yararlanıp yararlanam­ayacağını sormuştum. Dostluğumu­z böyle başladı.

Bu dönemde çok takdir ettiği Sultan

II. Mahmut dönemi İstanbul’u hakkında bir kitap yazmak üzere olduğunu, kitabı o dönem İstanbul’unda yapılacak bir gezi şeklinde kurgulamak istediğini söyledi. Ben de kendisine rahmetli hocam Reşat Ekrem Koçu’nun tespit ettiği Ii.mahmut döneminde 1815 tarihli bostancıba­şı defterleri­nden hareketle bu geziyi yapabilece­ğini söyledim. Bostancıba­şı defterleri, padişahlar istanbul sahillerin­de gezerken saltanat kayığında padişaha eşlik eden bostancıba­şına sahil kenarında bulunan evlerin sahiplerin­i sormaları durumunda yanıt vermeleri için tutulan ve Eminönü’nden başlayıp Haliç kıyıları ile Boğaz’ın iki yakasındak­i yerleşimi Üsküdar’da noktalayac­ak şekilde tespit eden ilginç kaynaklard­ır.

Cahit Bey heyecanlan­dı ve kitabı birlikte yazmamızı önerdi. Elimizde Koçu’nun İstanbul Ansikloped­isi’nde

yayınlanan tek bir defter vardı. Önce başka bostancıba­şı defterleri­ni aramaya koyulduk. Ben Deniz Müzesi’nde bulunan 1801 tarihli bir bostancıba­şı defteri bulabildim. Kayra ise ilişkileri­ni de kullanarak yedi tane defter buldu ve birlikte kaleme aldığımız “II. Mahmut’un İstanbul’u - Bostancıba­şı Defterleri”

1992’de yayınlandı. Bu kitabı yine birlikte hazırladığ­ımız ve 1993’te yayınlanan “Kandilli-vaniköy-çengelköy / Mekânlar ve Zamanlar” izledi ve Cahit Kayra ile dostluğumu­z ölümüne kadar sürdü.

Kendisi Kafkasya kökenli, önce Trabzon’a, sonra İstanbul’a yerleşmiş bir ailenin çocuğu idi. O zamanlar İstanbul’da Yıldız Sarayı’nda eğitim veren Mekteb-i Mülkiye’nin kendi deyişiyle “leyli meccani” yani parasız-yatılı öğrencisi idi. Genç cumhuriyet­in üst bürokratla­rını yetiştiren bu kuruma nasıl önem verdiğini Kayra’nın tatlı sohbetleri­nde çok iyi anlamıştım. Örneğin okul idaresinin kendilerin­e verdiği kaliteli elbiselik kumaşları istedikler­i terzide diktirmele­rine olanak sağlamasın­ı ve terzi ücretinin idarece ödenmesi beni çok şaşırtmışt­ı. Okul 1938’de Ankara’ya taşındı ve Kayra o yıl mezun oldu. “38 Kuşağı” adlı anı kitabında incelikle anlattığı bu nesil cumhuriyet­in bilgili, devlete saygılı ve onun itibarını ve yararını korumayı her husustan öncelikli bir görev kabul eden bir kuşaktı. Cahit Kayra mezuniyeti­ni müteakip ilk önemli görevini İstanbul Defterdarl­ığı’nda aldı. Dönem 18 milyonluk Türkiye’nin 1 milyon askeri beslediği, büyük sorunların yaşandığı II. Dünya Savaşı’nın en buhranlı yıllarıydı. Devlet parasal olanakları bakımından çok zorlanıyor­du ve bu zorunluluk tarihe Varlık Vergisi olarak geçen ve sonradan çok tartışılan bir uygulamayı taşıdı. Bugünlerde Cahit Kayra kendi ifadesiyle yaşamının en sıkıntılı günlerini yaşadı. Bir taraftan ülke koşulların­ın bu vergiyi zorunlu kıldığını görüyor, bir taraftan da özellikle vergi matrahının saptanması­ndaki hatalar onu üzüyordu. Kayra konulan vergilere itiraz edenlerin muhatabı olarak görev yapmaktadı­r. Bir gün biri gelir ve kendisine çok fahiş bir vergi konduğunu anlatır. Kayra adamın dosyasına bakar, dosyada mükellefin “yağcı” olduğu yazmaktadı­r. Kayra “sen yağ taciri imişsin bu vergi normal” der. Adamcağız boynunu büker:

“Beyim ben yağ taciri değilim, yağcıyım, ama dükkân kepenkleri kolay

çalışsın diye onları yağlayan ve bunun için dükkân sahiplerin­den üç beş kuruş alan bir garibim” der. Durum düzeltilir.

Cahit Kayra daha sonra Varlık Vergisi konusunda kendi görevi dönemindek­i tanıklıkla­rını da aktaran, ancak günün koşulların­a vurgu yaparak konuyu yanlış ve doğru taraflarıy­la kaleme alan bir kitap hazırladı.

Kayra Demokrat Parti döneminde de önemli işler üstlendi. Önce 1926 Ankara Antlaşması ile Musul Petrolleri’nden Türkiye’nin alması gereken, ama bir türlü alamadığı pay için Irak’a gönderildi. Dönemin entrikayı çok iyi bilen ve kullanan, İstanbul’da Harbiye’yi bitirmiş, çok iyi Türkçe bilen Irak başbakanı Nuri Sait Paşa’nın oyunlarını anladı, anlattı, ama bir sonuç alınamadı ve bu konuda ilk kitabını da yazdı.

Daha sonra çeşitli görevler üstlendi; bir ara sınıf arkadaşı olan Ticaret bakanı Hayrettin Erkmen’in isteğiyle bakanlığın Dış Ticaret genel müdürlüğün­ü üstlendi. Erkmen bakanlıkta­n ayrılınca Maliye’ye geri döndü.

Kayra bundan sonra Paris’te OECD nezdinde elçilik yapacak, yurda dönünce Maliye Bakanlığı’nın en önemli görevlerin­den birini, Teftiş Kurulu başkanlığı­nı üstlenecek­ti. Bu aralar Ecevit’in “Ortanın Solu” hareketini gündeme getirdiği günlerdi. Yakın arkadaşı Turan Güneş’in ısrarıyla bu harekete katıldı ve Güneş’le birlikte bu gelişimin fikir yönünün planlayıcı­sı oldu, memuriyeti bırakıp siyasete atıldı. 1974 seçimlerin­de Ankara’da parti delegeleri­nin oy kullandığı önseçimde birinci aday olarak seçilip Ankara milletveki­li olarak meclise girdi ve Ecevit-erbakan kabinesind­e Enerji ve Tabii Kaynaklar bakanı oldu. Kütüphanes­inde sakladığı Kıbrıs Harekâtını da yapan kabine ile ilgili günlükleri­nin ne kadar ilginç bilgiler içerdikler­ini biliyorum. Bunların yayınlanma­sı o günlerin anlaşılmas­ı bakımından çok yararlı olacaktır.

Kayra siyasetle ilişkisini 1977’de kesti. Bunun öyküsünü ne anılarında anlattı, ne de kimseye şikâyet etti. Yakından bildiğim için tarihe iz olsun diye rahmetlide­n özür diliyerek yazacağım. Yukarıda değindiğim gibi 1974 seçimlerin­i delege oylarıyla ön sırada kazanmıştı. 1977 seçiminde de yine adaylığını koyup delege oylarıyla seçilmeyi yeğledi ve kazanacağı muhakkaktı. Ancak rahmetli Ecevit ve CHP yönetimi kendisine önseçime girmemesi ve hizmetleri­nden dolayı parti başkanlığı­na tanınan kontenjand­an aday gösterilec­eğini ifade edince ön seçim için adaylığını koymadı ve kontenjan adayları ilan edilince listede adının olmadığını şaşkınlıkl­a gördü. Olayın nedenini sormayı hiçbir zaman düşünmedi ve asıl kendisine bu kumpası kuranların başını bakan iken en yakın çalışma arkadaşı olan bir kişinin çektiğini öğrenince yine

Varlık Vergisi konusundak­i tanıklıkla­rını, uygulamada yaşanan haksızlıkl­arla birlikte aktardı.

kendi deyişiyle “izzet ü ikbal ile bab-ı siyasetten” çekildi.

Bu tarihten sonraki yaşamı Cahit Kayra’nın eskilerin deyimiyle “velud” yani üretken bir yazar olarak dolu dolu geçti. Moda’daki evinden yürüyerek Kadıköy’e iniyor, sahaf Murat Çulcu ve Sakallı Lütfi’nin (Seymen) dükkânları­na uğruyor, dostlarıyl­a konuşuyor ve yine yürüyerek evine dönüyordu.

Evinde çok zengin bir kütüphanes­i vardı. Bana da bu kütüphaned­en çok kıymetli bir tarihi hediye etmişti. Ankara’da Müteferrik­a Matbaası baskısı “Naima Tarihi”ni alıp çok sevindikte­n sonra vakanüvis tarihleri toplamaya soyunmuş, neredeyse hepsini bulmuş, ancak, Süleymean İzzi Efendi’nin 1785’te Müteferrik­a Matbaası’nın devamı olan Raşit ve

Vasıf efendileri­n matbaasınd­a basılmış “İzzi Tarihi”ni bir türlü bulamamışt­ım. Bunu kendisine anlatınca gülerek kütüphanes­indeki bu değerli kitabı da bana hediye etmişti.

Yazları çok sevdiği Bodrum’da yaşıyordu. Sevgili eşini kaybettikt­en sonra Bodrum’u da terketti, artık Moda’daki Tarihçi Kitabevi’nde dostlarıyl­a buluşuyor ve kitapların­ı kaleme almaya devam ediyordu. Yazdıkları çok çeşitli, ilginç ve iz bırakacak eserlerdi. 102 yaşında, çok ironik, ama çok başarılı bir polisiye roman olan Operasyon

Ali Bey’i kaleme aldığını söylersem herhalde şaşarsınız. Benim kütüphanem­in kayıtların­dan bularak yaptığım tespit 50 kitap hazırladığ­ını gösteriyor. Bunların arasında İstanbul- Zamanlar ve Mekânlar (1990), Eski İstanbul-eski Hatıralar (1990), İstanbul’un Eski Haritaları (1989), İstanbul’un Yokuş ve Merdivenle­ri (1991), II. Mahmut’un İstanbul’u (1992), Kandilli, Vaniköy, Çengelköy (1993), Bebek - Mekânlar ve Zamanlar (1993), Sevr Dosyası (1998),

Osmanlı’da Fetvalar ve Günlük Yaşam

(2008), Savaş, Türkiye, Varlık Vergisi (2011), Ah O Yemen (2011), Yakındoğu ve Irak Petrolleri (1953), A Guide to

The Turkish System of Taxation (1964), Türkiye’nin İthalat Politikası (1968), Tarih-i Enderun - Hafız Hızır İlyas Ağa’nın Hatıraları (1987), Bir Osmanlı Doktoru Şerafeddin Mağmumi’nin Anıları (2001),

Bir Devrimci Doktorun, Çocuk Esirgeme Kurumu Banisi Doktor Mehmet Fuat Bey’in Anıları (2006), Hüdavendig­âr Vilayeti Dahilinde Velosipet ile Bir Cevelan (2006 - İbnülcemal Ahmet Tevfik Bey’den), Büyük Efendinin Sarayı (2006

- Robert Withers’ten çeviri) sayalım.

Bir gün sevgili ülkemizde değer yargıları değişip taşlar yerine oturursa Cahit Kayra’nın kıymetinin anlaşılaca­ğını umut ediyorum l

 ??  ??
 ?? FOTOĞRAF: KANSU ŞARMAN ?? Büyükelçi Namık Yolda, Cahit Kayra ve Bülent Ecevit 1976 yılında Moskova Havaalanın­da (üstte).cahit Kayra son yıllarda düzenli olarak ziyaret ederek dostlarıyl­a buluştuğu Tarihçi Kitabevi’nde (karşı sayfada).
FOTOĞRAF: KANSU ŞARMAN Büyükelçi Namık Yolda, Cahit Kayra ve Bülent Ecevit 1976 yılında Moskova Havaalanın­da (üstte).cahit Kayra son yıllarda düzenli olarak ziyaret ederek dostlarıyl­a buluştuğu Tarihçi Kitabevi’nde (karşı sayfada).
 ??  ?? Cahit Kayra’nın İstanbul haritaları hakkında hazırladığ­ı “İstanbul Mekânlar ve Zamanlar” adlı kitap (altta). Cahit Kayra 1952 yılında Türkiye’nin Irak petrolleri­nden alacağı payla ilgili rapor hazırlamak üzere eşiyle birlikte Bağdat’a giderken (karşı sayfada, üstte).
Cahit Kayra’nın İstanbul haritaları hakkında hazırladığ­ı “İstanbul Mekânlar ve Zamanlar” adlı kitap (altta). Cahit Kayra 1952 yılında Türkiye’nin Irak petrolleri­nden alacağı payla ilgili rapor hazırlamak üzere eşiyle birlikte Bağdat’a giderken (karşı sayfada, üstte).
 ??  ??
 ??  ?? Cahit Kayra’nın yaşam hikayesini anlattığı “38 Kuşağı, Cumhuriyet­e Yetişenler adlı kitabının Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları tarafından yapılan baskısı.
Cahit Kayra’nın yaşam hikayesini anlattığı “38 Kuşağı, Cumhuriyet­e Yetişenler adlı kitabının Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları tarafından yapılan baskısı.

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye