Küçük motor büyük konfor
Yeni küçük dizel motoruyla Mercedes E Serisi, sedan pazarına hızlı bir giriş yaptı. 1,6 litre hacimli ve 160 HP gücündeki yeni dizel motoruyla E200 d bu segmentin meraklılarının ilgisini çekecek gibi görünüyor. Yeni motora sahip otomobili AMG paketiyle te
Mercedes, bir süre önce Fransız Renault ile sıkı bir işbirliğine girişmiş, Renault Kangoo modeli bir anda Mercedes logosuyla ve Citan adıyla çıkmıştı karşımıza. Bu işbirliğinin diğer parçalarından biri de, Fransızların 1.5 dci dizel motorunun Mercedes modellerinde kullanılması oldu. İki taraf da kârlı görünüyordu bu işten. Ancak zaman içerisinde işler değişti. Emisyon normlarının tutturulması, teknolojideki yeni gelişmeler ve birçok başka nedenle diyelim, Mercedes büyük bir yatırım yaparak, kendi küçük hacimli dizelini geliştirip üretme kararı aldı.
İlk olarak bu çift turbolu motorun 3800 d/d’de 160 HP güç ve 1600-2600 d/d aralığında 360 Nm tork ürettiğini belirtelim. Güç aktarımından ise 9 ileri tam otomatik şanzıman sorumlu. Performans verilerine baktığımızda E200 d’nin 0-100 km/s’yi 8,4 saniyede tamamladığını ve 226 km/s maksimum hız yapabildiğini görüyoruz.
Bu değerler, 1705 kg’lık kütleyi rahatça hareket ettirmek için yeterli ama yüksek bir ataklık beklenmemesi gerekiyor. Neticede bu motor 2 nedenle üretilmişti: Düşük vergi dilimi sayesinde nispeten daha uygun fiyat ve düşük tüketim. Geri kalan her şey, bilindik Mercedes hissi.
Hızlı seyirlerde 1.6 litrelik motorun 2 tona yaklaşan otomobili öyle coşkun şekilde hızlandırmadığını söylemek mümkün. Ancak Dynamic Select üzerinden, sürüş karakterini sportif moduna aldığınızda, en azından niyetinizi otomobile söyleyebiliyorsunuz. O da vites değişimi, gaz pedalı ve direksiyon sistemi tepkime hızıyla size destek oluyor. Elbette bu hızlı hareket etme arzunuzun bir karşılığı da var: Şehir dışındaki 4,2 100 km/ lt’lik tüketim değeri bir anda iki katına çıkabiliyor. Motorun sakin karakteri, süspansiyon konforu ve iç mekan yalıtımı gibi pek çok unsur bir araya geldiği için özellikle şehirlerarası yolculuklar büyük keyif veriyor.
En başa dönecek olursak, araca yaklaşırken fark edilen kalite hissinin kapıları açıp, içine binince de sürdüğünü hemen görüyorsunuz. Teknolojik oyuncaklar, sayısız ambiyans aydınlatma seçeneği ve özel bir ses sistemi sayesinde kendinizi kesinlikle “özel” hissediyorsunuz. Krom ve derinin zarif uyumu, son derece kaliteli plastik elementlerle birleştirilmiş. Yani içeride gerçekten de “ah be, şu da şöyle olsaydı” diyebileceğiniz pek bir şey yok. Günümüzün LDC ekran modası E Serisi’nde de yer bulmuş ve AMG paketiyle hem direksiyon ardında, hem de orta konsolda 12.3 inçlik paneller gelmiş. Orta konsol ekranı, koltukların arasında yer alan Comand kumanda birimi üzerinden kontrol edilebiliyorken, bunların büyük bir kısmını direksiyon üzerindeki düğmelerden de yerine getirebiliyorsunuz. Bizi en çok etkileyen detay ise eski Nokia E71 ve Blackberry telefonlardan tanıdık gelen dokunmatik 4 yönlü minik düğmeye yer verilmiş olması. Bu sayede bildiğiniz, PC’deki fare kumandasına sahip oluyorsunuz ve multimedya menülerinde
istediğiniz ayarları yapabiliyorsunuz. Sayfalarca donanım arasından AMG paketiyle gelen ve dikkatimizi çekenleri sayarsak 66 litrelik yakıt deposu, bagaj vale kilidi, direksiyondaki vites değiştirme kulakçıkları, analog saat ve sürücü diz havayastıklarını sıralayabiliriz.
Test sürüşünde İstanbul’un en yoğun saatlerinde yolculuk yapmak zorunda kaldık ve inanın E Serisi ile trafikte kaldığımıza dua ettik. Çünkü sürüş yardım paketi sayesinde dur kalk trafiğinde sadece direksiyonu tuttuk ve yorulmadan evimize ulaştık. Günümüzde bir premium otomobilde aranan veya olması beklenen neredeyse her şey bu araçta var.