VW’nin küçük yakışıklısı
Markanın B-SUV segmentindeki oyuncularından olan T-Cross, küçük motoru ve kalitesiyle iddialı bir model.
Tüketici tercihlerinin B-SUV segmentinde yoğunlaşmasının ardından VW, T-Roc ve Taigo’nun ardından T-Cross’u da piyasaya çıkararak pazardaki başarılı satışlarını sürdürmeyi hedefliyor. Kardeşlerine göre daha radikal ve daha düz hatlara sahip olan T-Cross, ilk bakışta çoğunluğun beğenisini kazanabilecek bir araç.
Bu sınıfta markanın en küçük modeli olan T-Cross, tasarımcılarının başarılı çalışmalarıyla fazla dikkat çekmeyen, kaliteli bir görünüme sahip. Izgaranın yatay çizgilere sahip olması, aracın aslında olduğundan daha genişmiş gibi algılanmasını sağlıyor. Panjurun alt kısmında uzanan krem çıtalar ise farlarla devam ederek akıcı bir çizgi oluşturuyor. Tamponun altındaki gri detay ve sis lambalarının etrafındaki gri çerçeve de bu etkiyi güçlendiriyor. Profil görüntüsünde, arkaya doğru yükselerek uzanan omuz çizgisi sayesinde daha heybetli bir görünüm yaratılmış. Kapı altlarındaki siyah plastik detaylar ise ön tampon altından başlayıp arka tampon altına kadar otomobili kesintisiz şekilde dolaşıyor. Bir şeritle birbirine bağlanarak, şık grafiklere sahip stopların kesintisiz bir görüntü yaratması sağlanmış. T-Cross’un bagaj hacmi boyutlarından bekleneceği gibi fazla iddialı değil: 385 lt olan standart hacim, arka koltukları kaydırarak 455 lt’ye çıkarılabiliyor. Koltuklar katlandığında ise maksimum hacim 1281 lt’ye ulaşıyor.
Aracın dışı gibi iç mekanına da VW’nin o tanıdık tasarım dili hakim. Önceden bir VW kullandıysanız, sade ve şık tasarımlı kokpite anında uyum sağlayabilirsiniz. Üç kollu direksiyon ele iyi otururken, üzerindeki asistan kontrol düğmeleri kullanımı kolaylaştırıyor. Kokpit boyunca uzanan dekorasyon ile iç mekana biraz “cool” bir hava da katılmış.
Gösterge takibi de gayet rahat. Yüksek oturma pozisyonları sayesinde yolculuklar daha keyifli hale geliyor. Orta konsoldaki dokunmatik bilgi-eğlence ekranının ölçüsü ise 8 inç. Vücudu saran koltuklarda kumaş ağırlıklı döşemelere yer verilmiş. Koltuk kenarlarındaki kalın dikiş izlerini direksiyon ve vites topuzunda da görmek mümkün. Ayrıca bu renk de otomobile gerçekten çok yakışmış. Testimize konuk olan DSG şanzımanla kombine edilen 1,0 lt’lik motor, vergi avantajı sağlayan küçük ama etkili bir makine. Performansıyla beklentilerin çoğunu karşılayabiliyor ama kendisinden fazla beklentiniz de olmamalı. Örneğin ara hızlanmalarda hafif bir gecikme yaşanıyor ve hızınız arttıkça motor sesini daha fazla duymaya başlıyorsunuz. DSG şanzıman ise genel olarak başarılı çalışıyor.