KARSU ANLATIYOR
Karsu vokal, piyanist, söz yazarı, besteci ve aranjör kimlikleri arasında gezinirken şimdi bir de jingle besteceğiline girişti. Fazlasıyla heyecanlı ve müzikal yeteneklerini zorlamayı çok seviyor.
Ertegün Series ile çok özel bir konser projesine imza attı ve şimdi ne yapacak diye merakla bekleniyor. Öncelikle Türkçe şarkıların yer aldığı bir albüm üzerine çalışıyor. Tüm detaylar sohbetimizde...
❏ İlk olarak, en son ne keşfettiniz?
Spotify’da çok farklı müzikler buldum. Radyo ve televizyonlarda herkesin tanıdığı müzikler çalıyor; sanki risk almak istemiyorlar. Modern çağda yaşıyoruz, yeni müzikler keşfetme imkanımız var. Afrika müziği, Latin Amerika müzikleri, bossa nova gibi. Aynı zamanda Türkiye’den yeni müzisyenleri de takip ediyorum.
❏ Spotify demişken, aylık dinleyici sayınızı biliyor musunuz? Bu gibi verileri takip eder misiniz?
Evet. Son bir yıldır yeni bir firmayla çalışıyoruz ve dinleyici sayımın yükseldiğini biliyorum. Sosyal medyanın da büyük etkisi var. Sanatçı olarak hayatım enteresan geçiyor. Çok seyahat ediyorum, ilginç insanlarla görüşüyorum. Bunları paylaşınca beni takip edenlerin de hoşuna gidiyor. Bir de yazdığım ilk Türkçe şarkı Bırak Beni Böyle’nin
dizide kullanılmasının etkisi var.
❏ Müziğinizin altyapılarında özellikle ne tarz sound ve detaylar kullanmayı seviyorsunuz?
Bu değişebiliyor. Piyano temel enstrümanım. Bunun yanı sıra bir ara yaylılarla çalıştım. 2017’de klasik müzik tarzında bir turumuz oldu. Osmanlı döneminde saraylarda kadınların bestelediği parçalarla başlıyorduk, Zeki Müren’in eserleri ve kendi bestelediğim şarkılarla bitiriyorduk. Her türlü müzik stilini dinlemeyi ve çalmayı severim. Hatta bir ara Hollanda’da “Ya bu kız caz mı, dünya müziği mi, reggae mi çalıyor?” dediler. Şimdi “Karsu, Karsu müziği yapıyor” diyorlar. Yeni albümümü 2019’un sonbaharında çıkarmaya hazırlanıyorum. Yani sizleri sürprizler bekliyor. Albümümde daha çok Türkçe şarkılar yer alacak.
❏ Atlantic Records’un sizin kariyerinizde artık çok önemli bir yeri var. Projeniz çok ses getirdi. Bu fikir nasıl bir ortamda doğdu?
2015’te Ertegün Series konseri için ekibimle Washington Türk Büyükelçiliği’nde konser vermeye davet edildik. Ahmet Ertegün hakkında bildiklerim çoktu fakat konser sonrası bulunduğumuz rezidansta, Ertegün’ün ilk Türk büyükelçi ailesi olarak yaşadığını öğrendik. O dönemlerde kimsenin tanımadığı Ray Charles, Aretha Franklin gibi arkadaşlarını eve davet ettiğinde siyahi olduklarından arka kapıdan içeriye girdiklerini ve tüm bunların sonra nasıl değiştiğini öğrendik. Biz bu öyküyü duyunca çok etkilendik. 3 yıl sonra bir proje haline getirip bunu sahnelediğimiz için çok seviniyorum. Hollanda’da Ocak 2018’den itibaren toplam 40 konser verdik. Londra’da da bu turu kapatmıştık. Zorlu PSM konserinden sonra “Ahmet Ertegün’ü neden tanımıyorduk?” ya da “N’olur bir daha sahneleyin, arkadaşlarımın ve ailemin de görmesini istiyorum” deniyordu. Biz de bir kez daha sahnelemeye karar iki verdik.
❏ Canlı performanslarınızı albümlerinizden daha çok sevenler var. Sizce fark var mı?
Genellikle albümler daha çok beğenilir çünkü ses kaydını iyileştirme imkanı var. Fakat ben sahnede çok daha rahatım. Caz performanslarında özgürüm. En önemlisi seyirciyle olan iletişimim. Seyirci beni sıcak karşıladığından enerjim yüksek oluyor.
❏ 19 Aralık’ta Babylon sahnesinde olacaksınız. O gece neler olacak?
Babylon’da konser vermek her zaman bize eğlenceli geliyor. Eski ve yeni albüm için hazırladığım şarkılarımla sahne alacağız.