‘ÖZGÜRÜZ VE MACERAYA AÇIĞIZ’
Henüz alternatif müzik deyişini bu kadar sık kullanmazken onlar, İstanbul’un yeraltı sahnelerinde canlarının istediği gibi alternatif deryasında müzik yapıyordu. Bugün, Gözyaşı Çetesi’nin müziklerinde Afrika tınılarından
Berlin teknosuna ve köklerinin sıkı sıkıya tutunduğu Anadolu saykedelik rock’a kadar birçok tını yer alıyor.
Son albümleri Karar ile müzik dinleyicisini heyecanlandırdılar, sıkı koleksiyonerlerin arşivine girdiler. 21 Kasım’da Zorlu PSM
Studio’da Lokalize serisi kapsamında albüm lansmanlarını yapan grup sorularımızı yanıtladı.
❏ Son albümünüzle daha da görünür, müzik çevresinde konuşulur oldunuz. Dijital dünya, müzik türlerinin şeffaflaşması, plağın kıymetinin yeniden yükselmesi gibi gelişmelerin size nasıl bir etkisi oldu?
Pınar Balcı: Müzikal vizyonumuzun daha da genişlemesini sağladı. Plak miksinden kapak tasarımına kadar verilen emeğin karşılığında yaptığın müziğin karşında vücut bulmuş halini görmek çok güzel bir duygu.
Umut Arabacı: Bugün bize müzik çevrelerinde konuşulur olduğumuzu söylüyorsanız kaygısızca güzel şeyler ortaya koyduğunuzda bunu bekleyen açık görüşlü bir dinleyici kitlesinin var olduğunu da ifade etmiş oluyorsunuz. Dijital dünya doğru insanlara ulaşmamızı sağlasa da sınırlı sayıda basılan ilk 100 plağımız çıktığı gün tükendi.
Faruk Kavi: Genelde eskiden bir yapımcı, plak şirketi ve beklentilere göre müzik yapılıyordu. Yeni dönem, gücü sanatçılara verdi, bizi daha da özgür ve bağımsız kıldı.
❏ Stüdyoya girmeden önce çok fazla bir araya gelememişsiniz. Aylarca prova edilse bugün dinlediğimiz parçalar aynı şekilde mi çıkardı?
P.B.: Süremizin az olması hem yaptığımız müzikten sıkılmamak hem de o âna odaklanabilmek açısından avantajdı. Süre uzadıkça, aranjeler üstüne çok düşündükçe hem kafa karışıklığı hem de bıkkınlık oluşabiliyor. Parçaları bestelerken, çalarken önemli olan sizde uyandırdığı his.
U.A.: Bazı hisleri nasırlaştırmadan kaydetmek bizim için en iyisi. Albümde teknik müzisyenlik gösterisine rastlayamayabilirsiniz ama bütün dinamikleri iç içe geçmiş canlı kaydedilmiş grup müziklerinin büyüsüne inanan dinleyici çok fazla detay bulabilir.
Anıl Dağ: Şimdi provalarda bir araya geldiğimizde bir sürü başka kapı keşfediyoruz. Böylece şarkılar da bizimle büyüyor.
Barış Çakmakçı: Karar’ı kaydetmek için stüdyoya girdiğimiz dönem hayatımın en enteresan dönemiydi. Lalişko doğalı 1 hafta olmuştu, ben Irmak’ı ve onu Ankara’da bırakıp İstanbul’a dönmüştüm. Böyle yoğun hisler içinde olduğum bir dönemde çok sevdiğimiz Ozan Öner ve Burak Gürpınar bizi Pür Stüdyo’da ağırladı ve 4 günlük unutulmaz bir kayıt süreci geçirdik.
❏ Tonlamalarıyla uğraşmayı en sevdiğiniz enstrüman hangisi?
P.B.: 2006, elektronik müziğe bulaştığım, Ableton’a yüklediğim vst synth’lerin sesleriyle, tonlarıyla özgürce oynayabildiğimi keşfettiğim yıldı. Daha çok deneyim kazanıp kafamda, yaratmak istediğim karakterdeki seslere çok daha kısa sürede ve bilinçli bir şekilde ulaştığımda kafamda melodiler oluşmaya başladı. Grup arkadaşlarımın da kendi enstrümanlarındaki tonlarına verdikleri değeri ve zevklerini zamanla içselleştirebildim. Bu da kulağımı ve müzik zevkimi çok geliştirdi.
❏ Canlı performanslarınızı albümlerinizden daha çok sevenler var. Sizce fark var mı?
P.B.: Karar albümü hücum kayıt olduğu için bu sürecin bir kısmını dinleyiciye yansıtabildiğini düşünüyorum ama canlı performansta çok daha özgürüz ve maceraya açığız. Bu durum her performansımızda yeni keşifler yapmamızı sağlıyor.
U.A.: Evet, bence çok fark var. Hayat gelişiyor ve değişiyor, neden albümde duyduğunuzun aynısını konserde duymak isteyesiniz ki?
İşin güzelliği ve heyecanı bildiğiniz parçaları konserde o anki kafamızla ve halimizle yoğuruyor olmamızda. Her dinlediğiniz çete konseri başka bir ayine dönüşüyor, ufak farklarla gelişiyor, değişiyor ve genişliyor.
B.Ç.: Canlı performanslarımızın her biri sadece albümden değil, birbirlerinden de farklı oluyor. Ezbere karşıyız.
❏ Spotify’da aylık dinleyici sayınızı biliyor musunuz? Bu gibi verileri takip eder misiniz?
P.B.: Arada grupça geyiğini yapıyoruz şu kadar takipçimiz olmuş, grafikler yükseldi diye ama daha çok aramızda eğlenmek amacıyla oluyor.
❏ Sahneyken sizi yükselten şeyler neler?
Sinan Tınar: Müzikal açıdan sahnede keyif aldığımız bir an yakaladığımızda, enstrümanlarımızla bir boşluk yarattığımızda veya yeni bir öğeyi çalmaya başladığımızda dinleyiciler arasından yükselebilecek bir ses, çığlık, ıslık duymak bizi çok etkiliyor. Müziği yapanla dinleyenin temas halinde olduğunu gösteriyor böyle anlar. Bu temas yakalandıktan sonra esas yolculuk başlıyor.