Mac Demarco
Bugün indie müzik dediğimiz şeyi kesin hatlarla tanımlamak zor. Indie'nin bir tür olmadığını söyleyenler bile var ama illaki bir şeye ‘indie' diyeceksek Mac Demarco o şeyin tam da kendisi. 2012 yılında, sadece 22 yaşındayken çıkardığı ilk albümü 2 ile Mac Demarco indie müziğin kodlarını yeniden yazdı. Kendine has stili, kitleleri peşinden sürükledi. Oduncu gömlek, cap, bağcıklı sneaker ve ilginç çorapların egemen olduğu bu stilin artçı etkilerini Kadıköy'de her köşe başında, hâlâ görebilirsiniz. Bilirsiniz, Türkiye'de pop müziğini Sezen Aksu bir zamanlar nasıl domine ettiyse, Amerika'da, hatta dünyada indie müzikte de Pitchfork için aynısı söz konusu. Yani aslında Mac, albümü çıktıktan iki hafta sonra Pitchfork değerlendirmesinden 8.2/10 alarak rüştünü erkenden ispatlamış. İlk albümünden Ode To Viceroy'u bildiğimiz şarkıda adı geçen sigaraya yazmış Mac. Bunu bir de sigara ile arasındaki yakın ilişkiyi anlattığı artwork'u bol klibiyle taçlandırmış. Klibin Youtube izlenmesi 17 milyon! 2014 yılında Mac ikinci bombayı patlattı: Salad Days. Albümdeki Goodbye Weekend, Blue Boy gibi şarkıları dinlerken evinin ön bahçesinde arkadaşlarıyla oturmuş bira içen, ağzında sigarası, büyük ihtimalle yarı çıplak bir Mac Demarco hemen gözünüzün önüne geliyor. Artan popülaritesi ve efsane canlı performanslarıyla 3 yıl daha adından sürekli söz ettiren Demarco, 2017 yılında, artık olgunluk albümü diyebileceğimiz This Old Dog'u çıkardı. Olgunluk albümü diyorum, çünkü şarkılarda babasının gidişiyle neler hissettiğine ilişkin bolca yüzleşme ve itiraf mevcut. Mac çok küçükken babası evi terk etmiş. Onu abisini, annesi Agnes büyütmüş. Bu albüm çıktığında İstanbullu dinleyiciler olarak hepimiz Mac'in buralara da geleceğinden çok emindik. Fakat turne programında İstanbul yoktu. Nitekim İstanbul'dan umudu kesince, 2017 Avrupa turnesinin bir konserini yakalayabilmek için Hamburg'a gitmeye karar verdim. Biletini 3 ay kadar önce aldığım konser çoktan sold-out olmuştu. Sahnede yer yer komedyen, yer yer baterist bazen sadece yerde oturan bir adam ola olarak izledik. Sahnedeyken sık sık "Nerde after yapalım?" diye soran Mac ve ekibiyle, çıkışta otellerinin altındaki küçük bir mahalle barında sabaha kadar takıldık. Sonuç olarak hayatta izlediğim en iyi 10 konserden biri diyebileceğim, müthiş bir rock'n roll deneyimi oldu. Mac, This Old Dog'dan 2 yıl sonra, Mart'ın başında yeni albümün habercisi Nobody adlı bir tekli yayınladı. Captured Tracks, Light In The Attic gibi janrının öncüsü plak şirketleriyle çalışmış şarkıcı, artık Mac's Record Label adlı kendi plak şirketiyle yoluna devam ediyor. Şimdi konumuza dönecek olursak, hazır Mac yeni bir tekli yayınlamış ve yeni albüm için gün sayarken biz İstanbullu dinleyicilerin aklında tek bir soru var: Peki Mac Demarco da bizi görecek mi? Hazır 2019 yazının önemli müzik hadiselerinden One Love'ı da Mac'i de bu kadar beklemişken, insan kendine bir soruyor, "Neden olmasın?" İstanbul dinleyicisi bunu artık hak etti sevgili yetkili merciler! Rüyalarda değil konserlerde buluşalım Mac'cim, hoşçakal!