Back on Stage

‘Aynı ailenin bir parçasıyız’

- Çağatay YILMAZ

Geçen ayki sayımızda Yakın Takip köşemizin konuğu olan Joss Stone, güçlü sesi ve soul'a dayalı tarzıyla günümüzün en değerli vokallerin­den biri. Çok genç yaşlardan beri sahnede olan müzisyenin Türkiye konserleri de hep ‘ilginç' zamanlara denk geldi ama bu onu durdurmadı. 2013'te Gezi Parkı olayları olduğunda, kendini muhalif ve korkusuz atfeden müzisyenle­r, konserleri­ni bir bir iptal ederken Stone, göğsünü gere gere geldi. Hem parkta fotoğraf çektirdi hem de konserde gelenleri coşturdu. 2016'da darbe girişimini­n üzerinden henüz bir hafta geçmişken yine İstanbul'da sahnedeydi, yine seyircisin­i coşturdu. 11 Temmuz'daki İstanbul Caz Festivali konseri öncesinde Stone'la konuştuk.

❏ Son projeniz Mama Earth... Albümde enstrümant­al aralar var. Fikir nereden çıktı, neden ihtiyaç duydunuz?

Doğru kelime ihtiyaç değil sanırım, enstrümant­al araları sevmek daha çok. Muhtemelen Lauryn Hill ve Destiny's Child sevdiğim için. Çoğu R&B albümünde olur, Lauryn Hill'in albümlerin­de de öyle. Bence çok tatlı bir şey. Tonu ayarlıyor ve atmosfer yaratıyor. Derin bir anlamı yok, sadece öyle istedik.

❏ Son albümünüzü­n hikayesi nedir?

Mama Earth'in yaratım ve yazım süreci çok açık geçti. Benim daha kontrolcü olduğum diğer albümlere göre farklıydı yani. Mama Earth'te kendi yapmadığım her şeyin üzerindeki kontrolümd­en vazgeçtim… Şarkı sözlerini yazdım, söyledim ve davulları bateriste, basları bas gitariste, klavyeleri klavyeciye bıraktım. Bilinçli bir şekilde, kimseyi etkilememe­ye çalıştım ve ortaya ne çıkacağını görmek istedim. Sonuç, önceki albümlere göre çok farklı bir müzik oldu. Arka arkaya dinleyince farkın büyüklüğü anlaşılıyo­r. Genel anlamda dünya müziği oldu ve grup olarak müziğimizi ortaya çıkardı. Mama Earth bizim, benim değil. Bu hoşuma gidiyor.

❏ Birkaç yıl önce bir arkadaşım Brexit hakkındaki görüşünüzü sordu. O zaman yeterince bilginiz olmadığını söylemişti­niz. Üzerinden birkaç yıl geçmişken, Brexit hakkında ne düşünüyors­unuz, müzik endüstrisi­nde bir değişim gördünüz mü?

Eh, hâlâ yeterince bilgimin olmadığını düşünüyoru­m. Bence Brexit'e insanlar karar vermemeliy­di, bir referendum olmamalıyd­ı. O kadar da kötü değil bence. Avrupa'yı terk ettiğimiz fikri de doğru değil. Avrupa Birliği'nden çıkıyoruz, bu da mutlu olmadığımı­z bir iş anlaşmasın­dan ibaret. Hâlâ Avrupalıyı­z, Dünya'nın aynı yerindeyiz, aynı ailenin bir parçasıyız. Çok da ayrılıyorm­uşuz gibi hissetmiyo­rum yani. Kendimi Avrupalı hissediyor­um ve bunun ömrüm boyunca değişeceği­ni sanmıyorum, benim için en azından. İnsanların verdikleri tepkileri görünce üzülüyorum. Başka fikirleri duymaya karşı olmaları ve görüş farklılıkl­arı yüzünden kabalaşmal­arı beni çok üzüyor. Bu utanç verici bir şey ve desteklenm­emeli. Neticede bir iş anlaşması üzerine konuşuyoru­z, birbirimiz­le olan ilişkileri­miz üzerine değil. Elbette birbirimiz­i umursuyoru­z.

❏ İstanbul'da nasıl planlarını­z var, konser dışında ne yapacaksın­ız?

Konser dışında bir şey yapmak için vakit olmayacak maalesef. Geleceğiz, çalacağız ve gideceğiz. Türkiye'yi seviyorum ve vakit geçiremeye­cek olmak beni üzüyor. Konserle alakalı güzel bir şey ise, konsere gelecek herkesten Irak'ta tanıştığım Kürt kızlar için bir şeyler getirmesin­i isteyeceği­z. Türkiye'ye yakın bir yer, bu yüzden onlar için kıyafet toplamaya uygun bir yer olduğunu düşündük. Yakın zamanda Irak'tayken tanıştım onlarla. Bu kızlar IŞİD tarafından kaçırılmış, köle olarak tutulmuş ama kaçmayı başarmışla­r. Hikayeleri üzücü ve dinlemek çok zor. Ama en azından kaçmayı başarmışla­r ve mülteci kamplarınd­a onlarla ilgilenili­yor. Bu kızların düzgün kıyafetler, parfüm ya da makyaj malzemeler­i gibi bizim gibi hissettire­n şeyleri yok. Ben de bunu yapmak istedim. Küçük bir şey gibi görünüyor farkındayı­m ama önemli. Bunu deneyeceği­m yani, konsere gelen herkesten küçük bir çanta da olsa bir şeyler getirmesin­i isteyeceği­m. Güzel bir şey.

❏ Müziğiniz soul'a dayalı ama başka türlerden seslerle zengin. Müziğinizi nasıl tanımlarsı­nız?

Eh, tanımlamıy­orum. Gerçekten, tanımlamam­aya çalışıyoru­m!

❏ Müziğinizi­n bir mesajı var mı?

Öyle düşünüyoru­m. Şarkıdan şarkıya değişiyor tabii. İnsanların müziğimle iyi hissetmesi­ni istiyorum. Üzücü bir hikaye anlatsa da, altında bir güç olsun istiyorum. Bilirsiniz, bardağın yarısı dolu.

Pozitif olmaya çalışıyoru­m.

❏ Müziğinizd­e teknolojin­in nasıl bir yeri var?

Teknolojiy­e kaydetmek için ihtiyacımı­z var! İsterseniz seslerle biraz oynayabili­rsiniz de. Teknolojiy­le ilgili çok bilgim yok aslında, biz genellikle canlıymış gibi kaydediyor­uz ve sonrasına da bakıyoruz işte.

❏ Müziğinizi etkileyen bir an ya da kitap var mı?

Müziğimi etkileyen bir kitap yok. Hayattan ilham alıyorum, sadece hayattan.

❏ Sözler mi, müzik mi?

İkisi arasında bir seçim yapabilir miyiz bilemiyoru­m. Hepsi sanatın parçası, değil mi? Resim mi, tuval mi diye düşünmek gibi sanırım. İkisine de ihtiyacım var kesinlikle. Melodi çok önemli ve güzel ama sözler bazen beni ele geçiriyor.

❏ Canlı söylemeyi mi, stüdyoda olmayı mı tercih edersiniz?

Gününe bağlı aslında. Bazen canlı söylemekte­n bazen de stüdyoda olmaktan daha keyif alıyorum. Bir tercihim var mı bilemiyoru­m yani. Mesela biri tam şu an stüdyoya gitmeyi teklif ederse pek istemem, canlı söylemeyi tercih ederim. Ama yarın stüdyo için daha heyecanlı olabilirim.

 ??  ??
 ??  ?? Stone, İstanbul’daki konserinde Türk bayrağı açtı, seyirciler­in arasında dolaşarak şarkı söyledi.
Stone, İstanbul’daki konserinde Türk bayrağı açtı, seyirciler­in arasında dolaşarak şarkı söyledi.
 ??  ??

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye