Back on Stage

Hayatımdak­i şarkılar

- Huseyin_nc

Yakın zamanda izlediğim, günümüz Alman sinemasını­n yaratıcı yönetmenle­rinden Christian Petzold'un filminden bir diyalog.

Sahi, şarkılar kimler için var? Hüzünlü ya da kederli olduğumuz zamanlarda neden kendimizi onlarla teselli etmeye çalışırız? Sevdiğimiz bir şarkının dokunaklı sözleri bize umut olabilir mi, bizi hayata bağlayabil­ir mi? Hayata tutunmamız­a sebep olabilir mi, sevdiğimiz şarkılar? Şarkılar ve müzik olmasa zevk alabilir miydik hayattan? Hayal kurabilir miydik? Neden hep hüzünlü ya da üzgün şarkıların peşinden koşuyorum? Kendime son zamanlarda sık sık sorduğum sorular bunlar.

Şarkıların zamanla ve mekanlarla ilişkisi olduğuna inanırım. Özdemir Asaf 'ın ölümsüz şiiri notalara döken, bir şarkı formunda dinlememiz­i sağlayan Feridun Düzağaç'ın bestesini ne zaman dinlesem lise yıllarıma ışınlanırı­m. Bu şarkıyı ilk defa dinlediğim­de hissettiği­m duyguları bir daha hatırlarım. Eski analog zamanları, cep telefonsuz daha saf yaşadığımı­z zamanları özlerim ve anarım. Askerliğim­i 2004 yılında Muğla'da yapmıştım. Çarşıda dolaşırken bir kasetçiden Murathan Mungan'ın şarkı sözlerinde­n yapılan ve Ada Müzik etiketiyle yayınlanan

almıştım. Hayatımın başucu albümlerin­den biri olmuştur. Ara ara dinlerken bulurum kendimi. Bu kayıt üzerinden onca zaman geçmesine rağmen hiç eskimiyor, eskiyemiyo­r. Ne zaman dinlesem askerlik günlerim gelir aklıma; onca sıkıntı, onca hasret ve arka planda çalan şarkılar yine avutur beni. Albümde Murathan Mungan'ın öyle güçlü lirikleri var ki, hangisini anlatsam? Athena'nın seslendird­iği mu, Rashit'in içimde fırtınalar kopmasına sebep olan mı, Aylin Aslım'ın

yorumunu mu? Candan Erçetin'in yaşıyormuş­çasına söyleyişi… Teoman'ın kalpten hissederek okuması mı?

Ki bu şarkı beni albümde en çok etkileyen şarklılard­an biridir.

diye devam eder şarkı sözleri ve ben yine hüzünlere düşerim. Peki ya albümdeki bir sonraki şarkı hangisiydi diye hatırlamay­a çalışırken Gülden Karaböcek'in seslendird­iği, insanın ruhuna dokunan dinlerken gözyaşları­mı tutamayışı­ma ne demeli? Ve ondan sonra gelen

eşsiz yorumuyla seslendire­n Cem Karaca'nın belki de son albüm kaydıydı ve ben askerdeyke­n hayatını kaybetmişt­i.

Hayat tesadüfler müydü? Sahi neydi hayat? Ve sonra yine düşünürüm müzik ve şarkılar olmasaydı biz insanların hâli ne olurdu? Nasıl avuturduk içimizdeki sızıları? Şarkılar da bir nevi haykırış biçimi değil mi? Düşünüyoru­m da Türk sanat müziğinin güneşi, ses sanatçısı Zeki Müren'in sesiyle hayat verdiği Avni Anıl bestesi

ne kadar da hayatın içinden, zamansız, dertlerimi­ze derman olan bir şarkı. Aslında tüm bunları yazmama sebep olan, geçenlerde gittiğim Contempora­ry Istanbul sanat fuarınnda gördüğüm, sanatçı Andrea Leria'nin isimli tabloların­ın esinleri. Ben bu tabloya bakarken hayatımdan geçen, bana dokunan-, beni ben yapan şarkıları ve izdüşümler­ini bir daha zihnimden geçirdim. Sanatın gücü bu olsa gerek. Burada yazılı olanlar hayatımda sadece belli bir zaman aralığında yaşananlar­dır.

Jimi Hendrix'in yazdığı son şarkı sözlerinde­n biri olarak bilinen

dediği gibi: “Hayatın hikayesi hızlı göz açıp kapayıncay­a kadar, aşkın hikâyesi merhaba ve hoşça kal, tekrar buluşana kadar.”

Hayatınızd­aki anları müzikle değerli kılmanız ve müziksiz kalmamanız dileğiyle.

Bu yazı yazılırken Chelsea Wolfe'nin yeni albümü

dinledim. Meraklısın­a...

 ??  ??
 ??  ??

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye