‘Sanırım hiç korkutmadı’
Sophie Zelmani 1995'te kendi adıyla çıkış albümünü yayınladığında adını duyan yoktu. Yeteneğinin, berrak sesi ve dinlendirici yorumunun önünde durabilen de yoktu. Albüm, dinleyicinin beğenisine sunulmasının ardından önce İsveç'te sonra Avrupa ve Asya'da listeleri alt üst etti. 500 binden fazla kopya sattı, İsveç ve Japonya'da altın sertifika aldı. Zelmani de sonra hiç durmadı, sonuncusu Mart ayında olmak üzere 15 albüm ve pek çok kısaçalara imza attı. İsveç'in dünyaya armağanı Zelmani, 4 Ekim'de Zorlu PSM %100 Studio'da sahnede olacak. Öncesinde sohbet etme fırsatımız oldu…
❏ 15 albüm yayınladınız, çok üretken ve disiplinli bir müzisyensiniz! Bu kadar üretken olmak için motivasyon sağlayan ne?
Şarkı yazmak, hayatla birlikte ilerleyen bir şey. Bir süre sonra müzik yapmak ihtiyacı ve özlemi hep belirmeye başlıyor. Ara vermek için de bir neden bulamıyoruz. Müzik benim için çok eğlenceli ve anlamlı bir şey.
❏ Bir röportajınızda sözlerinizin hayattaki zorluklarla başa çıkma şeklinizi yansıttığınızı söylemişsiniz. Utangaç biri olduğunuzu da okudum. Hislerinizi tüm dünyaya açmak, nasıl hissettiğinizi herkesin bilmesi sizi korkuttu mu?
Sonuçta sözlerin ne hakkında olduğunu gerçekten bilen sadece benim. Dinleyiciler de hayat tecrübelerine göre kendi hislerini anlıyorlar bence. Sanırım hiç korkutmadı.
❏ Şarkılarınızda sözler veya müziğinizle doğayı vurguluyorsunuz. Doğanın müziğinizdeki yeri ne?
Genellikle denize yer veriyorum, neyi temsil ettiğinden tam emin değilim. Biri ‘doğa sessiz şiirdir' demişti, kesinlikle katılıyorum.
❏ Anladığım kadarıyla albümlerinizde ve sahnede aynı müzisyenlerle çalışmayı tercih ediyorsunuz. Yarattığı konforu anlayabiliyorum ama başka isimlerle çalışmayı düşündünüz mü? Farklı isimler farklı sound'lar demek…
Bize bir aile olarak bakıyorum. Uzun ilişkiler kısa, yeni ilişkilere göre daha derin oluyor, belki onunla kıyaslayabiliriz.
Bunu hissetmek istiyorum.
‘Evliliğimde hâlâ mutluyum' gibi bir şey…
❏ Lars Halapi'yle nasıl bir bağınız var?
1994'te Sony Music the Office için birkaç şarkı çalmamı istedi. Lars'la uyumlu olacağımızı düşündüler. Çalmaya başladık ve o andan beri birlikte çalışıyoruz. Hâlâ benim prodüktörüm, gitaristim ve tabi ki hayatımdaki önemli bir parça. Ayrıca önemli bir insan.
❏ Hakkınızda şu yorumu çok okudum: ‘Sonbahar ve kış şarkılarının vazgeçilmezi.' Ne dersiniz?
Mayıs ve eylül derim!
❏ Sosyal medyada çok aktif değilsiniz. Sizi kötü etkileyeceğini mi düşünüyorsunuz?
Daha çok kullanmam gerektiğini biliyorum ama içimden gelmiyor işte.
❏ Şapka, bir süredir sizinle çok ilişkilendirilen bir obje. Sizin için ne ifade ediyor? Bir koleksiyonunuz var mı?
Saç problemini ortadan kaldırıyor! Koleksiyonum yok ama şapkaları çok seviyorum ve her zaman yeni bir tane bakıyorum…
❏ İstanbul'da nasıl bir konser bekleyebiliriz?
Seyirciyle güzel bir buluşma gibi hissedeceğiz umarım. İstanbul'a ilk kez geliyoruz. Müziğimizi çalacağız, umarım seversiniz. Sabırsızlanıyoruz!