'Tüm s'leri kullanıyorum'
Laura, maaile sanatçı Misch'lerin bir ferdi, genç yetenek Tom Misch'in kız kardeşi... Sesini ilk olarak 2016'da Shaped by Who We Knew'la duyduk. Londra'nın çağdaş deneysel caz sahnesine bu şarkıyla giriş yaptıktan sonra hem eleştirmenlerin hem de dinleyicilerin dikkatini çekti.
Sadece Londra dinleyicilerinin de değil. Keza Spotify'a baktığımızda Londra'dan sonra en çok dinlendiği yerin İstanbul olduğunu gördüm. Daha önce hiç karşısına çıkmadığı Türk seyircisiyle bağının nedenini sorduğumda “Gizemli bir durum. Gerçi okurken 3 ay İstanbul'da yaşadım, o zaman bir tohum ekilmiştir belki?” diyor. Burada kaldığı sürede sokak müzisyenlerini dinlemeyi de çok sevmiş.
Kendi deyişiyle lagün mavisi müziğinin sevilmesiyle, BBC ve Jazz FM gibi yerlerde kendisine bolca yer buldu. Ardından ilk albümü Playground, 2017'de Mayıs ayında geldi. Sonra 2018'de yayınlanan Lagoon teklisiyle kitlesini daha da büyüttü. Mart ayında röportaj yaptığımız Khruangbin'le tüm Avrupa'yı turladı. Turneyi “Grup çok havalıydı, çok eğlenceli bir turne oldu” diye anlatıyor.
End of the Road, Visions, All Points East, Meadows in the Mountains, Oslo Caz Festivali… bir sürü önemli festivalde de boy gösterdi, yetmedi bu yıl ikinci albümü Lonely City geldi. Kardeşi Tom'la kaydettiği Follow da büyük beğeni topladı. Kullandığı enstrümanları sorduğumda ”Saksofon, sözler, synth'ler, soundscape'ler, tüm s'ler yani” diyor.
Britanya müziğinin ve dinleyicinin karamsarlaşması iddialarının karşısında iyimser, "Bir karamsarlık olduğuna katılıyorum ama dans müziği yapanlar da var. Bir tür neşeli aktivizm ya da direniş de var yani" diyor. Her Britanyalı müzisyenin mecburen gündeminde olan Brexit konusundaysa, "Bence gerçek şu ki Brexit'in müzik dünyasını tam olarak nasıl etkileyeceğini kimse bilmiyor. Genellikle popüler kültür sanat hareketlerini etkilese de, sanat da genellikle belirsiz zamanlardan beslenir ve böyle zamanlarda insanların yaratıcılığı ortaya çıkar."
Kendine has bir karakter Laura, resim yapmayı da seviyor, bütün sanat formlarının bir şekilde bağlı olduğunu söylüyor. Sahne öncesi rutinini "Nefes alıyorum, saksafonumdan bir sürü uzun notalar çalıyorum ve ağaç pozunda duruyorum" diye anlatıyor.
"Bir saksofon bulutuna çekilmeyi" vadettiği sahnesiyle Laura Misch, Türkiye'deki ilk konseri için 3 Ekim akşamı Salon İKSV'DE olacak. Caz ve elektronika tarzlarda yeniliklerden hoşlanıyorsanız, kaçırmayın derim.