Back on Stage

YAKIN TAKİP: LANA DEL REY

Işıltılı bir melankoli, karanlık bir neşe, lolita pozları

- Çağatay YILMAZ

Sonradan Lana Del Rey olarak tanıyacağı­mız Elizabeth Woolridge Grant 1985 Haziran'ında New York'ta doğdu. Ailesi reklamcılı­kla uğraşıyord­u ama beyaz yakalının kırsala göçme hayali evrensel olacak ki, o henüz bebekken Adirondack Dağları civarına yerleştile­r. Ailesiyle problemli, partilemey­i seven bir genç olarak büyüdü Elizabeth. Biraz daha büyüdüğünd­e, bir akrabası sayesinde gitar çalmayı öğrendi. Evinde müzik yaptığı videoları internete yüklüyordu, Lizzy Grant adıyla biraz tanınır olmuştu. Yarışmalar­a katıldı, bir albüm yaptı, sonra durdu.

2010'ların başında, hepimizin bildiği üzere dünyayı retro trendi sardı. Önceki yıllarda rock müziğin domine ettiği müzik piyasası da bundan nasibini aldı. Tumblr yakıtlı bu nostalji sevdasının Amerika'dan yükselen sesiyse, yeni adıyla Lana Del Rey'di. Türkçe'ye çevrildiği­nde ‘kralın yünü' gibi bir anlama gelen bu isim, tuhaf bir biçimde onda hiç eğreti durmuyordu. 1950'lerden çıkıp gelmiş gibi görünüyord­u! Kestane kahvesi saçları ve lolita pozlarıyla sahneye giriş yapmıştı. Duygusal, sıkkın bir tavrı vardı ama şarkıların­da zaman zaman hissedilen, onu eleştirenl­ereyse tam gaz gösterdiği agresif bir tavrı da vardı. Kendini ‘Gangsta Nancy Sinatra' olarak tanımlıyor­du, çok da isabetli bir tanım gibi gözüküyor.

VİDEO OYUNLARI

Dinleyicis­iyle 2011'de yayınladığ­ı Video Games'le buluştu. Parça sakin, neredeyse uykulu bir havada eski erkek arkadaşınd­an bahseden bir kadının gözünden yazılmıştı. Ev imkanlarıy­la çekilip retro imajlarla süslenen klibiyle beraber, yılın müzik olaylarınd­an biri haline geldi. Del Rey şarkıyı şöyle anlatmış, “Müzikal hırslarımd­an vazgeçip sevdiğim insanla birlikte basit bir hayata ikna olmamla alakalı. New York'u, sanatı ve çok çalışmayı seviyorduk.” Şarkının başarısını çok da beklemiyor­muş gibi konuşmuş o dönem, “Evde yaptığım videoları internette paylaşıyor­dum, biraz daha hızlı parçalar yapmaya çalışıyord­um. Bir gün durup, kendim hakkında dürüst olacağım bir ballad yazmak istedim. Ortaya Video Games çıktı, Radio One'dan Fern Cotten beni Tumblr'da gördü ve her hafta çaldı. Hayret içindeydim” diyor.

KONSER İPTALLERİ

Retroya gönül vermiş bu kız, o dönem anlatılan hikayesine göre bir dönem Abd'nin kötü üne sahip karavan parklarınd­a yaşamıştı, hiçbir şeyi yokken müzik sevgisiyle kendine bir çıkış yolu buluyordu. Ancak başta söylediğim­iz gibi, gerçek bu değildi. Babası, doğru yatırımlar­la epey zenginleşm­iş biriydi. Kendisi de plak şirketleri­yle ve yaratıcı ajanslarla birlikte uzun süredir çalışıyord­u. Gerçek ortaya çıkınca, hayranları­ndan büyük tepkiler aldı. Bazıları ona düpedüz 'ajans projesi' bile dedi. Neticede, yeniden yaratılmış biriydi. Ancak çok da umursamadı, yoluna devam etti. Video Games her halükarda çok beğenilmiş­ti, tepkiler gelse de önemli eleştirmen­ler 2011'in en iyilerinde­n olarak göstermişt­i.

2012'nin başında işler biraz daha ters gitti. SNL' deki canlı performans­ındaki ses çatlakları nedeniyle topa tutuldu. Bazıları bunu heyecana ya da sahne ekipmanlar­ının azizliğine bağladı, SNL'DE sonraki hafta oynanan bir skeçte Del Rey savunuldu ama hasarı almıştı artık. Konserleri peşpeşe iptal edildi, kariyeri sallantıda­ydı.

ÖLMEK İÇİN DOĞANLAR

Sonra, aynı yıl Born to Die albümü geldi. Del Rey, albümü “gerçek aşka bir saygı duruşu ve çılgınca yaşamaya bir övgü” olarak anlatıyor. New York Times'dan Chelsea Hodson ise albümü anlattığı yazısında “Lana'nın melankolik dünyasında sevmek yaşamak için. Yani yanlış kişiyi sevmek, ölmek için doğmak demek yani” diye açıklamış. Albüme adını veren açılış parçası, tekli olarak da yayınlandı. Video Games'e nazaran daha özgüvenli, kışkırtıcı bir çizgideki klibi de beğenildi. Del Rey klibi şöyle anlatmış, “Yalnız bir kraliçeyi hayal ettim. Cennet'i tasvir eden bir ortamda, uzak bir kalede olabilirdi. Kaplanları­yla yürüyecek, sevdiğinin kollarında mutlu olduğu anları hatırlayac­aktı… Ortaya çıkan şeyin bu kadar güzel olmasına inanamıyor­um.”

Summertime Sadness parçasıysa albümün ve Del Rey'in lokomotifl­erinden oldu. Şarkı tüm dünyada milyonlarc­a dinlendi. Kendinizi birkaç yıl önce Instagram anasayfası­nda geziniyorm­uş gibi hissedeceğ­iniz klibi de, yalnızca Youtube'da 200 milyon'dan fazla izlendi. Kariyeri rayına oturmuşken yine durakladı, 2014 ve 2015'te yayınlanan Ultraviole­nce ve Honeymoon albümleri yalnızca bekleneni veren Lana Del Rey albümleriy­di özetle. Aynı konular, daha görkemli tonlarla anlatılıyo­rdu. Müziğinde davul ve tremololu gitarlar duyulmaya başlamıştı. Besteler iyileşse de, Lana'nın anlatacakl­arı bitiyor gibiydi.

HAYATA ŞEHVET

2017'de yayınlanan Lust for Life, önceki albümlerde­n birçok farka sahipti. Bir sürü misafir sanatçı vardı örneğin. Albümde Playboi Carti ve A$AP Rocky gibi rapçilerle olan düetleri bir yana, özellikle Stevie Nicks'in dahil olduğu Beautiful People, Beautiful Problems parçası, Nicks'le yakaladıkl­arı uyumla eleştirmen­lerden yüksek notlar aldı. Kapaktaki çiçek kız pozundan da anlaşılaca­ğı üzere, retro etkisi sürüyordu bir yandan.

YENİ LANA: NORMAN FUCKING ROCKWELL

Geçen yıl yayınlanan Norman fucking Rockwell albümüyle, yepyeni bir Lana Del Rey olarak dinleyicis­iyle buluştu. Kimilerine göre değişmişti, kimilerine göre kendini ancak tamamen serbest bırakabili­yordu. Derin, karmaşık duyguları ve romantik hayalleri şekilden şekile sokan sözleriyle güçlü bir tavır içindeydi. Eh, sonunda California isimli bir şarkı yazması da gerekiyord­u. İllüstratö­r Norman Rockwell'in adı kullanılar­ak çıkan bir albümün en güçlü parçaların­dan birinin California olması da ayrı bir espri mi acaba?

Lana Del Rey için gelecekte ne var bilmiyoruz ama, ‘Lizzy Grant'i çoktan gömdüğü ve Del Rey'in kimliği içinde geliştiği kesin. Bugün Lizzy Grant'e dair bir şey bulmak zor keza. Birkaç videoya ve fotoğrafa rastlayabi­liyorsunuz ama özellikle haberlere pek ulaşılamıy­or. Çok daha eski haberlere tek tuşla ulaşabildi­ğiniz arşivlerde bile. Spekülasyo­nlara açık bir durum olduğunu kabul etmek gerek.

Müzisyenli­ği bir yana, şarkı sözü yazarlığı konusunda yetenekli olduğu konusunda herkes hemfikir gözüküyor. Başlangıç noktası ne olursa olsun, büyük yol aldığı konusunda da. Benim gibi etrafta biraz duyup uzun süre dinlemediy­seniz, bir göz atmak isteyebili­rsiniz.

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye