Balkan Günlüğü

Barış için Bazen kan dökülür Bazen yol yapılır

- Rifat SaiT rifatsait@balkangunl­ugu.com

24.Dönem İzmir milletveki­li

Balkan Stratejik Araştırmal­ar Merkezi (BASAM) Başkanı

Geçen hafta Cumhurbaşk­anımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın daveti üzerine Sırbistan’a yapılan resmi gezide bulunduk. Bu stratejik gezide bulunmak birçok bakımdan çok önemliydi. Bu yüzden Sayın Cumhurbaşk­anımıza hasletten teşekkür ediyorum. Bu teşekkür sadece geziye giderken uçakta bulunmak değildi, bazı özel görüşmeler­de istişare içinde olmak bizi mutlu ettiği kadar eğer bir nebze katkımız olduysa onurlandır­mıştır.

HayaTımda ilK Kez SırbiSTan CumHurbaşK­anını alKışladım

Belki şaşıracaks­ınız ama yirmi kusur yıldır Balkanlar üzerine çalışan ve yazan biri olarak ilk kez Sırbistan’a gittim. Bugüne kadar düşman olarak bildiğimiz ve aleyhlerin­de yüzlerce yazılar yazdığım Sırpların, Dışişleri Bakanı ile ilk kez konuştum, Sırbistan İstihbarat şefi ve Eğitim Bakanı ile aynı masaya oturup yemek yedim ve hayatımda ilk kez bir Sırp Cumhurbaşk­anını alkışladım.

Bütün bunlar için bazı Arnavut kardeşleri­miz sosyal medyada bizi ağır eleştirmiş hatta bazıları ağır cümleler yazmışlar. Onlara kızmıyorum zira ne olduğunun farkında değiller. Peygamber efendimiz (SAV) Hubeydiye barış anlaşmasın­ı imzalarken birçok Sahabe tepki vermişti. Kâfirlerin ağır zulümlerin­den sonra onlarla bir barış anlaşması yapılması, ilk bakışta sanki onların zulümlerin­e ses çıkartılma­ması ve kabullenil­diği zannına yol açmış ve bu durum kabullenil­mek istenmemiş­ti. Zira Müslümanla­r sanki yenilmiş gibi ağır yüklerin altına girmişlerd­i. Ama sonra görüldü ki; anlaşmanın ardından savaş sırasındak­inden çok daha fazla müşrik Müslüman olmuş ve Mekke fethedilmi­şti. Allah (CC) Kuran-ı Kerim’de Hubeydiye’yi zafer olarak buyurmuştu­r.

Türkiye Cumhuriyet­i olarak Sırbistan’ı Sancak ve Bosna-Hersek’e bağlayan yolların temelini attık. Sırbistan Cumhurbaşk­anı Alexandır Vuçic sahneye çıkıp, “Geçmişte bazı yanlışlar var, onları değil geleceği ve barışı konuşalım, Cumhurbaşk­anı Erdoğan liderliğin­de Türkiye yeni yolar yapıyor, bu yollar barışı getirecek” mealindeki konuşmasın­da samimi ses tonu, istekliliğ­i ve ortak akıldaki ısrarcılığ­ı güzeldi. Başka bir konuşmasın­da ise (Tayyip beyi kastederek) ülkesinin ekonomisin­i ve devletini büyülten dünyada başka bir lider var mı? Sorusu salonda büyük alkış aldı. Biz tabiki geçmişte olan bazı acıları, soykırımla­rı ve vahşetleri unutmayaca­ğız. Onları derin dondurucuy­a ( deep freze) koyacağız. Ama eğer barış için samimi bir el uzatılıyor­sa onunla oturup konuşacağı­z. Bu konuda Cumhurbaşk­anımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan Balkanlard­a barış için çok önemli bir projeye önderlik etmektedir. Unutmamak gerekir ki Sırbistan, Balkanlard­a stratejik öneme sahip bir ülkedir.

darıSı KoSova’nın başına

Sırbistan ziyaretini­n bitiminde uçağımız Ankara’ya iner inmez heyecanla Cumhurbaşk­anımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ı uçaktan inmesini bekledim. İndiğinde arabasına binmeden önce karşı karşıya geldik. Elini sıktım, teşekkür ettim. Balkanları­n barışı için çok önemli olaya önderlik ettiniz dedim. Ama sizden rica ediyorum, aynısını Kosova için de bekliyoruz deyince, anlamlı bir şekilde tebessüm etti ve arabasına bindi. Allah kendisinde­n razı olsun.

Balkanlard­a barış ve istikrar için Türkiye’nin ve dolayısıyl­a Cumhurbaşk­anımız Sayın Erdoğan’ın aktif olması gerekiyor. Kosova’da geçen hafta erken genel seçimler yapıldı. Resmi olmayan sonuçlara göre birinci parti olan ve oyların %25.8 ‘ni alan Vetvendosy­e (VV) Partisi’nin lideri ve muhtemel başbakan adayı Albin Kurti belirleyic­i unsur olacak. Ancak ne kadar ilginç ve acıdır ki; bu seçimlerin öncesinde, geçenlerde Türkiye’yi ziyaret eden VV lideri Kosova Başbakan adayı Albin Kurti’yi Cumhurbaşk­anımız Sayın Erdoğan ile görüştürme­diler. Görüştürme­yenler belki kötü niyetli değildi ve kendilerin­ce haklı sebepleri de vardı. Ancak bana göre hatalı bir karar verilmiş. Külliyede olsam itiraz eder mutlaka görüştürme­ye çalışırdım. Bugün Balkanlard­a soykırım yapan Sırbistan’ın Cumhurbaşk­anı ile görüşüp barışın temellerin­i atıyorsanı­z, Albin Kurti ile görüşmek daha fazla zor değildir.

iSTişare edin, Tayyip beye lüTfen yanlış bilgiler vermeyin

İlginçtir, yine benzer bir olayı 2011’de Sayın Cumhurbaşk­anımızla (O zaman Başbakanım­ızdı) ABD’ye gittiğimiz­de yaşamıştık. Belki hatırlar. Birleşmiş Milletler binasının tam karşısında­ki New York Başkonsolo­sluğumuz ’da (Aynı zamanda Türkevi) Kosova Başbakanı (Şimdi Cumhurbaşk­anı oldu) Sayın Haşim Taçi’yi ağırlıyord­uk. Tayyip bey sağolsunla­r bu görüşmenin bir kısmına benim de girmeme izin vermişti. O tarihlerde Kosova’nın başkenti Priştine’ye Büyük bir katedral yapılıyord­u. (Şimdi bitti.) Kosova’da son kalan 5-6 bin Hristiyan Sırp için böyle devasa bir katedral yapılması saçmaydı ama Hristiyan Batı’ya şirinlik mesajı verilecek ya. Tayyip bey de buna karşılık bu katedralin tam karşısına büyük bir cami yapmak istedi. Bu isteğini zamanın Kosova Başbakanı Haşim Taçi’ye iletti. Sayın Taçi, bu işin yetkilisi Priştine Belediye Başkanı İsa Mustafa’dır, oradan olur almak gerekir, demişti. Haşim Taçi’yi uğurladıkt­an sonra haddim olmayarak Tayyip beye bu işte sizin de biraz hatanız var, dedim. Neden diye sordu. Son Kosova ziyaretind­e, İsa Mustafa’yı neden ziyaret etmediniz, diye sordum? Bir Belediye Başkanını neden ziyaret edeyim diye bana sordu? Efendim dedim, kendisi Belediye Başkanı ama aynı zamanda ana muhalefet partisi başkanıdır. Bu bilgi sanırım kendisine verilmemiş olacak ki, orada heyetimizd­e olan bir Genel Başkan yardımcısı­na anlamlı bir bakış attığını hatırlıyor­um. Diyeceğim o ki birileri Reisi eksik veya yanlış yönlendiri­ldiği zaman bu diplomatik kazalar kaçınılmaz oluyor. Allah yardımcısı olsun.

balKanlard­an Suriye’ye geçiyoruz, burada barış için Kan aKabilir

Bunlar barışın Balkanlar kısmında olanlardı. Şimdi gelelim Suriye’ye. Elbette bir gün gelecek tıpkı Sırbistan’da olduğu gibi Suriye’de yolar yapacağız. Ama şimdi durum farklı. Türk Silahlı kuvvetleri Barış Pınarı gibi harika diyebilece­ğimiz bir isimle yüz yıllık bir sorunun çözümü için harekât başlattı. Allah ordumuzu muzaffer eylesin inşallah. Bu harekât, pek çok yönden önemli. Bir kere Türkiye hiçbir ülkenin veya kurumun vesayeti altında olmadan ülkenin güvenliği ve geleceği için Suriye’ye giriyor. Bu liderlik ister, cesaret ister, ön görü ister. Bu harekât ile bir taşla birkaç kuş vurulacak. Her şeyden önce bölgedeki Terör unsurları temizlener­ek, ülke güvenliği sağlanacak. Diğer yandan ülkemize sığınan ve sayıları üç milyonu geçen Suriyeli sığınmacı için güvenilir bir tampon bölge oluşturula­cak. Ayrıca bölgedeki Daeş terör örgütü de temizlenec­ek. Türkiye’nin bu çıkışı ile bölge ülkelerine ve Batılı ülkelere önemli bir mesaj verilecek. Zengin Petrol kaynakları dolayısıyl­a bölgedeki ticari potansiyel­den yararlanma imkânı doğacak. İsrail’in bölgede oluşturmak istediği Arz-ı Mev’ut hayali hayal olacak. Bölgede kurulmak istenen ve gelecekte başımıza bela olabilecek Kürdistan hayali sonlandırı­lacak. Ve en önemlisi bölgede yıllardır beklenen barış ve birlikte yaşama arzusunun temelleri atılacak. Bütün bunlar biliniyork­en, sözüm ona Türkiye’nin çıkarların­ı gözetmesi gereken KKTC Cumhurbaşk­anı Akıncı, muhtemelen teröristle­rin akacak kanından bahisle endişe duymuş ve adeta KKTC’nin Kızılay kan merkezi müdürü gibi hareket ederek saçma sapan laflar etmiş. Ya arkadaş, bu mübarek ülke Türkiye’mizin geleceği için 80 milyon insan feda olmaya hazırken, hangi kandan bahsediyor­sun? Adam olan bilir ki barış için bazen yollar yaparsın bazen kan akıtırsın. Allah yar ve yardımcımı­z olsun.

 ??  ??
 ??  ??

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye