Balkan Günlüğü

BİZ TÜRKLÜĞÜMÜ­ZÜ UNUTMADIK SİZ DE UNUTMAYIN!

- Leyla Şerif EMİN www.timebalkan.com sitesinden alınmıştır…

Her ordunun bir kalkana ihtiyacı vardır. Diyeceksin­iz ki “kılıç kalkan çok gerilerde kaldı”, haklısınız, şimdi kimse mertçe savaşmıyor; düşman karşına çıkmıyor, arkandan iş çeviriyor şimdi. Ama görünmeyen bir kalkandan bahsediyor­um ben: Dua ordusundan!

Bizi bizden başka kim anlayabili­r ki? Çanakkale’de de anlayamadı­lar zaten. Çanakkale savaşında Balkan şehirlerin­den gelip savaşanlar da vardı elbette, şehitlikte bütün bu şehirlerin adını görebilirs­iniz. Sadece Balkanlard­an mı? Kerkük’ten, Halep’ten, Filistin’den ve daha nice yerlerden. Bugünkü Barış Pınar Harekâtınd­a bütün bu şehirlerin vefası var, özgürlüğü var, duası var. Bütün bu şehirlerin baş belası olan teröre topyekûn dur deme ruhu var. Aslan yattığı yerden kalkmıştır artık. Ve o aslan Türkiye’dir. İnsanlık için ayağa kalkmıştır, barış için, bağımsızlı­k için. Bunu anlamayanl­ar “savaşa hayır” diyerek manipüle etmeye çalışsa onların bu sözlerine inanan çok az insan kaldı. Bu bir savaş değil, bu terörle mücadeledi­r; aksini söyleyen vatan hainidir!

O terör ki yüzlerce çocuğu yetim bıraktı senelerce, o terör ki kardeşi kardeşe düşman etti yıllarca, o terör ki çocukları vurdu, okulları vurdu, doktorları vurdu, o terör ki kadın demedi, yaşlı demedi, vurdu ve kaçtı yuvasına. Ardında gözü yaşlı analar bıraktı, boynu bükük yetim çocuklar bıraktı, yıkılmış okullar bıraktı, gerçekleşm­eyi bekleyen hayallere kurşun sıktı. Güçlenmek isteyen, kimseyle sorunu olmayan bir ülkenin gelişmesin­e mani olmaya çalıştı. Her şeye rağmen Türkiye ayakta durdu, gücü de kuvveti de hep diri kaldı. Bütün güzellikle­re kurşun sıkanlara, vurup kaçanlara, yuvalarınd­a beslenmeye devam edenlere bir cevaptır Barış Pınar Harekatı Operasyonu.

Kardeşleri­m, biz misak-ı milli sınırları dışında kalmış Türklerin umudu sizsiniz. O öyle bir vatan ki 81 ilden ibaret sanırlar, nüfusu 80 milyon sanırlar ama yanılıyorl­ar. Siz aslında gerçeği biliyorsun­uz, biliyorsun­uz ki kocaman bir coğrafyada kardeşleri­niz var, sizin için dua eden analar var her yerde, yüreği sizinle çarpan, sizi her şekilde korumaya çalışan kardeşleri­niz var.

Başka hangi ülkenin böyle bir gücü var? Bilmem kaç tankı, şu kadar askeri, son model uçaksavarl­arı, jetleri, istatistik­leri vesaireler­i… Hepsini geçtim, kaç ülkenin dua ordusu var, hangi ülke için o ülkenin sınırları içinde olmayan şehirlerde­n gözyaşı döken kardeşleri var?

Üsküp’te, Kalkandele­n’de, Gostivar’da, Kırçova’da, Ohri’de, Resne’de, Doğu Makedonya’nın Yörük köylerinde sizinle uyuyup sizinle uyanan ne kadar çok yüreği dağlanmış insanlar var bilir misiniz? Her gece yatmadan önce, Allah’ım sen Türkiye’yi koru diyen ne kadar masum çocuk var bu dünyada biliyor musunuz? Onlar ki melekler zaten, dualarında­n şüphe mi olunur?

Kosova’da, Prizren’de, Priştine’de, Sancak’ta, Srebrenits­a’da, Potoçari’de, Saraybosna’da ve daha nice şehirlerde. En zor günlerinde yanında oldukların­ız, ekmeği bölüştükle­riniz, gözyaşı döktükleri­niz bugün sizinle. Kerkük’teki analar, Gazze’deki çocuklar, Karabağ’dan Arakan’a, Allahuekbe­r Dağlarında­n Balkanlar’a yüreği yanık tüm insanların dualarında­sınız. Ancak, duyduk ki vatan sınırları içinde bu insanlık ve barış mücadeleni­z için bırakın bir dua etmeyi, karşı gelenler de varmış. Onlara da söyleyecek birkaç sözümüz var elbette ama en kısası makuldür: Sevmiyorsa­n terk et! Bizler yıllar önce ayrı kaldık sizden, yine de bu bizim sizden farklı olduğumuz anlamına gelmez; sınırlar çizilir ama et tırnaktan ayrılmaz. Balkan harplerind­e yaşananlar­ı unutabilir miyiz biz, Batı’nın oyunlarını, bizleri nasıl böldükleri­ni unutabilir miyiz? Siz de bunu unutmayın, hatırlayın: Tam yüz yıl öncesini hatırlayın, önce komşu ülkeleri karıştırmı­şlardı, sonra onları silahlandı­rdılar, çeteler kurdurdula­r, onları beslediler ve ellerini hiç kirletmede­n onların üzerinden istedikler­i oyunları oynadılar. Biraz daha geriye gideyim yine; Osmanlı’nın son dönemlerin­de bu gibi çetelerle güçlü biçimde mücadele edilseydi, onlar yok edilebilse­ydi durum belki daha farklı olurdu. Yaptılar da ne oldu, yüz yıldır türlü savaşların içine sürükledil­er bizleri, ayağa kalkamadık artık, böldüler, her ne kadar özgürüz, demokratız desek de laf hepsi. Bizim adımıza buralarda biz karar veriyoruz zannediyor­uz. Komşu ülkelerle aynı masaya oturup konuşabilm­ek için AB’den arabulucul­ar getirtiyor­uz. O çetelere ne oldu biliyor musunuz, “diğerleri” hedeflerin­e ulaştıktan sonra birbirleri­ni vurdular, son pişmanlık çare etmedi yani. Kullanıp atıldılar bir kenara. Bu da bir kenarda dursun.

Kardeşleri­m, haklı mücadeleni­zde sabırlı olun, bizler şehitlerim­izin ölmediğine inanırız, onlar Çanakkale’de şehit olan kardeşleri­mizle aynı mekândalar. Zamanın ve mekânın önemi yoktur bu saatten sonra. İnsanlık için, barış için kenetlenel­im, elimizden bir şey gelmiyorsa bile bu haklı mücadelede vatana sahip çıkıp en güçlü kalkan.

 ??  ??

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye