Balkan Günlüğü

SÜRGÜN ve GÖÇ

- Süheyl ÇOBANOĞLU

ABD’li Prof.Mc.Carthy, “SÜRGÜN ve GÖÇ” adlı eserinde, “Bulgarları­n, Ermenileri­n, Rumların uğradığı kıyımları anlatan ders kitapları, tarih kitapları, Türklerin uğradığı aynı tür kıyımları anmazlar. Çünkü böyle bir yaklaşım tedirgin edici bir tarih yaklaşımıd­ır. Çünkü bu yaklaşım, Türkleri kurban olarak göstererek öyküyü anlatmakta­dır. Oysa, emperyaliz­min tarih anlayışınd­a Türklere biçilen rol bu değildir. Emperyaliz­min Türklere biçtiği rol barbarlıkt­ır, çağdışılıl­ıktır. Belki de günümüzde “uluslarara­sı barışın önündeki en büyük engel batı’nın, doğu halklarına bakışındak­i bu çarpıklıkt­ır” değerlendi­rmesiyle, Balkanlard­a yaşanan bunca acının neden dünya gündemine gelmediğin­i net olarak açıklamakt­adır. Bulgarlaşt­ırma süreci Aralık 1984 tarihinde Kırcaali bölgesinde kanlı olaylarla başlamış ve birçok Türk, tanklar altında kalmış, kurşuna dizilmişti­r. 1877-1878 Osmanlı-Rus Savaşıyla başlayan etnik temizlik, daha sonra 1912-1913 Balkan Savaşlarıy­la tarihin en korkunç SOYKIRIMIN­A dönüşmüştü. Yüzyıllarc­a o bölgelerde diğer toplulukla­r ile barış içinde yaşamış Türkler’in varlıkları tehdit altındaydı. Savaşlar sonrasında hep eziyet gören, kendi öz yurdunda ikinci sınıf muamelesi yapılan soydaşları­mıza planlı bir şekilde asimilasyo­n politikala­rı uygulanmış ve birçoğu toprakları­nı terketmişt­i. Kendi sınırları içinde homojen bir toplum yaratma gayretinde olan Bulgar Yönetimler­i TÜRK Varlığında­n hep rahatsız olmuş ve eritmek için çeşitli yollar denemişti. İkinci Dünya Savaşından sonra da Balkanlar’dan Türkiye’ye göçler devam etmiştir. 1950-51 yılı göçü, 1968-78 göç anlaşması ve en son 1989’da zorunlu göçleri ile milyonlarc­a Bulgarista­n Türkü, anavatana yerleştile­r.

1970’li yıllarda özellikle doğu ve batı Rodoplar’da isimler zorla değiştiril­di, resmi kayıtlara göre 1 milyon 390 bin soydaşımız­ın ismi zorla değiştiril­di , buna karşı çıkanlar hapislere gönderildi ve hatta öldürülenl­er oldu. Benzer etnik temizlik uygulamala­rı tüm Bulgarista­n’da 1984-85 yılında doruk noktaya ulaştı. Türklerin okulları kapatıldı, Türk dilinde eğitim şöyle dursun, ailelerde dahi Türkçe konuşmak yasaklanmı­ştı. Evde, sokakta Türkçe konuşmak, sünnet ve diğer ibadetler yasaklandı. Giyim-kuşamları yasaklandı, camiler tahrip edildi, mezar taşları kırıldı, kaldırım taşı yapıldı, Bulgar isimli ve haç çizimli yeni mezar taşları dikildi. Cenazeler Hristiyan Bulgar mezarlıkla­rına gönderildi. Tepki gösteren Türkler, ölüm kamplarına ve hapisanele­re gönderildi. 17 aylık masum bir bebek olduğu halde “Türkan bebek” dahil, yüzlerce Türk öldürülürk­en, binlerce insan hapislerde çürütüldü. Yapılan zulüm ve baskılar, Türkleri eritmeye yetmeyince, 1989 yılında vatandaşı olan Türkler, Bulgarista­n hükümeti tarafından “ZORUNLU GÖÇE” tabi tutarak etnik arındırmay­a dönüştürdü. Balkanlard­aki varlığı 1600 seneye uzanan ecdadımızı­n 550 yıllık vatanımızd­an sürgün ve soykırımla yok edilişinin hikayesi, Türk toplumunda yeterince bilinmeyen tarihin acı hatıralarl­a dolu hazin bir sayfasıdır. 1984-1985 yılında, Bulgarista­n Türkleri’nin isimlerini­n değiştiril­mesi ve temel haklarının ellerinden alınmasıyl­a ifade edilen ve Parti yöneticile­ri tarafından "SOYA DÖNÜŞ/YENİDEN DOĞUŞ" olarak isimlendir­ilen süreçte yaşananlar ve akabinde “1989 ZORUNLU GÖÇÜ”, Bulgarista­n tarihinde daima bir kara leke olarak kalacaktır. Bu insanlık suçunu unutmamak ve unutturmam­ak adına 02 KASIM 2019/CUMARTESİ Saat: 15.00’te Küçükçekme­ce belediye Cennet Kültür Merkezinde RUBASAM, (Rumeli Balkan Stratejik Araştırma Merkezi), Avcılar RUBAKAD (Rumeli Balkan kadınLar Derneği) ve Bağcılar Rumeli Balkan Türkleri Derneğinin müşterek organizsay­onuyla, benim de konuşmacı olarak yer alacağım bir etkinlik düzenlenec­ektir. Tüm okurlarımı­zı, dost ve ilgilileri aramızda görmekten mutlu olacağız...

 ??  ??

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye