DİKTATÖRLER AĞLAMAZ
İnsanlık tarihi var olduğundan bugüne kadar çok önemli bir süreçten geçmiştir. Yerleşik hayata geçip toplumsallaştıktan sonra toplum yaşamını düzenleyen kurallar koymuşlardır. Ancak iktidarı ve gücü bir şekilde ele geçiren ruh halleri normal dışı sayılabilecek bazı insanlar diktatör olmuş, yönettiği ve kendisinin gücünü sarsabilecek karşı duran insanlara her türlü acıyı yaşatmaktan kaçınmamışlar, ülkelerini ve dünyayı cehenneme çevirmişlerdir. Yeryüzündeki bilinen diktatörlerin ölümleri de hayatları gibi birbirine benzemiştir. Kimi sürgünde yaşamını yitirirken kimi de idam edilmiştir. Bazıları gönderildikleri sürgünlerde yaşamlarını yitirirken, kimi diktatörler ise ya öldürüldü ya da intihar etti. Tıpkı Kaddafi’nin 42 yıllık iktidarının ve 69 yıllık yaşamının ardından memleketi Sirte’de halkı tarafından linç edilirken “Ben sizin babanızım, evlatlarım; beni öldürmeyin, haramdır” sözlerinde yansıttığı gibi. Diktatörlerin feci sonlarına yakın tarih içindeki en acı örneklerden biri de devrik Irak lideri Saddam Hüseyin'in idamı oldu. Irak'ı 24 yıl boyunca demir yumrukla yöneten devrik lider Saddam Hüseyin, bir yıl süren Duceyl davasında aldığı ölüm cezasının temyiz makamı Yüksek Mahkeme tarafından da onaylanmasından sonra 30 Aralık 2006'da asılarak idam edildi. Sokağın baskısına boyun eğerek, 14 Ocak 2011’de iktidarını bırakıp kaçan Zeynelabidin Bin Ali gibi Hüsnü Mübarek de yıllardır baskı altında tuttuğu Mısırlıların 18 gün süren protesto gösterilerinin ardından 32 yıllık iktidarını bırakmak zorunda kaldı. Birçok ‘Diktatörün’ hayatlarına baktığımız zaman geride binlerce ölü ve gözyaşından başka bir şeyin kalmadığını görüyoruz. İnsanlıktan nasibini almamış bu zalimlerin yaşattıklarını gözler önüne sermek, gelecek nesillerin daha iyi kavrayabilmeleri adına yerinde olacaktır.
DİKTATÖRLERİN KARNESİ
Maximilien Robespierre: Fransız devrimin liderliğini yapan Robespierre, 40 bin kişinin ölümüne neden oldu. Öldürülenler arasında din adamları, aristokratlar ile işçi ve köylüler bulunuyor. Ayetullah Humeyni: 1979-1989 yılları arasında İran’ın liderliğini yapan Humeyni döneminde 30 bin rejim karşıtının öldürüldüğü belirtiliyor. 1989 yılında 86 yaşında ölen Ayetullah Humeyni, İranlı siyasi tutukluların yaşamasına izin vermedi.
İdi Amin: Uganda ordusunda subay olurken 1971 yılında gerçekleştirdiği darbeyle işbaşına geçen Amin, insan hakları ihlalleri, politik baskı ve etnik katliamlarla anıldı. 50 ila 80 bin kişinin öldürüldüğü dönemde 60 bin Asyalıyı da İngiliz pasaportuna sahip olduğu için sınır dışı etti. Ölümüne kadar Uganda’yı yöneten İdi Amin yaptıklarından pişman olmadığını sürekli dile getirdi. Leopold: 1865-1909 yılları arasında Belçika krallığını yürüten Leopold, Afrika’da 3 milyon Kongolunun ölümünden sorumlu tutuluyor. Kendisi için özel bir ordu kuran II. Leopold, Kongo’da kauçuk ve fildişi elde etmek için oluşturulan merkezlerde işkence yapmaktan geri durmadı.
Pol Pot: Kamboçya’da gerilla savaşıyla iktidarı ele geçirerek 1975-79 arasında ülkeyi yöneten radikal komünist hareket Kızıl Kmerler’in başında olan Pol Pot, 1.5 milyon insanı çekiçler, balta ve küreklerle öldürme emrini verdi. Kentlerde yaşayan milyonlarca kişi, zorla köylere yerleştirilerek, kolektif çiftliklerde çalışmaya zorlandı. Pol Pot 1998 yılında hayatını kaybetti.
Korkunç İvan: İvan Vasiliyeviç yani bilinen adıyla Korkunç İvan, üç yaşında Rusya’nın başına geçti. İlk Rus Çarı olarak bilinen Korkunç İvan döneminde yüzbinlerce insan sürgüne gönderildi. Kendi oğlunu öldürmekten bile çekinmeyen İvan satranç oynarken öldü.
Josef Stalin: 1922’den, 1953 yılındaki ölümüne kadar 31 sene boyunca SSCB’nin liderliğini ve Sovyetler Birliği Komünist Partisi’nin liderliği anlamına gelen Genel Sekreterliğini yapmıştır. 10 milyon ila 60 milyon arasında insan Stalin döneminde öldürülmüştür.
Adolf Hitler: Adolf Hitler 1933 yılında Almanya’nın başbakanı ve 1934’den ölümüne kadar Almanya’nın Führer’i oldu. Nasyonal Sosyalist Alman İşçi Partisi (NSDAP)’nin kurucusu ve başkanıydı. Ekonominin tekrar kurulması, yeniden silahlandırılmış bir ordu ve totaliter ve faşist bir rejimle; Hitler saldırgan bir dış politika izleyerek Alman “yaşam alanını” genişletmek amacıyla Polonya’ya saldırdı. Avrupa ve Asya’nın büyük bölümünü istila etti. 30 Nisan 1945 günü intihar ederek, yaşamına son verdi Nazilerin ırkçılığı sonucu 11 ile 14 milyon arasında insan öldürüldü. Bunların arasında Museviler ve Çingeneler yer aldı.
ÇAMUR AT İZİ KALSIN
Görüldüğü üzere, dünya tarihi ilk etapta liderliğe soyunan daha sonrada hızını alamayıp bu işi ‘Diktatörlüğe’ kadar uzandıran kişilerin acı hikayeleri ile dolu. Gelelim bize. Yakın tarihimiz dünyaya örnek teşkil edecek ve dönemlerine başarıları ile iz bırakan liderlerle doludur. Atatürk ile başlayan bu sıralama, Adnan Menderes, Turgut Özal ve Recep Tayyip Erdoğan ile devam etmektedir. 15 Temmuz 2016’da yaşanan FETÖ Mensupları’nın ‘Darbe Girişimi’, ülkemiz demokrasi hayatında yeni bir dönemin başlangıcını ortaya koyarken, halkımız, her türlü tehlikeyi savuşturabilme kabiliyetine sahip, inandığı liderinin kahramanca duruşunu bir kez daha görme imkanına kavuşmuştur. Ülkesine sahip çıkma gücü ve becerisi ile dünya lideri olma özelliğini ortaya koyan Erdoğan’ın arkasında kale gibi sağlam duran bu aziz Türk milleti ise her türlü takdire şayan olduğunu dost ve düşmana göstererek ortaya koymuştur.Bazı çevrelerin, bazı zamanlarda “Çamur at izi kalsın” mantığından hareket ile fısıltı halinde kulaktan kulağa seslendirdikleri, “Erdoğan Diktatörlüğü” masalıda yaşanan son olaylarla birlikte, “Güzel Milletin” gönül duvarına çarparak parçalanmıştır. Ülkesinin her acısını kendisinden bir parça kabul ederek, gözyaşlarını tutamayan bir liderden “Diktatör” olmaz. Olsa olsa bu güzel milletin yaralarını sarmada derman olur. Kendisine derman olan liderini ne o ülke insanları, ne de tarih unutur.