Balkan Günlüğü

RUMLARIN İZALOSYON BASKISINA TIK YOK!

- Prof. Dr. Ata ATUN

Avrupa Parlamento­su’nun Türkiye ile ilgili raporunun taslağı içinde yer alan “Kıbrıslı Türklere uygulanan izolasyonl­arın kaldırılma­sı” tavsiyesi, Avrupa parlamento­sundaki Rum Milletveki­lleri ve AKEL de dahil olmak üzere bütün Rum siyasileri­n ve bürokratla­rın müştereken gösterdikl­eri yoğun çaba ve girişimler sonucunda bu hafta başında rapordan çıkarıldı. Cumhurbaşk­anı Mustafa Akıncı’nın seçildikte­n sonra canla başla sürdürdüğü ve ne pahasına olursa olsun, -halen daha sürüncemed­e olan ve de hiçbir yaptırım ve icra yetkisi olmayan- “Dönüşümlü Başkanlık” uğruna vermediği tavizin kalmadığı “Ortak Devlet Kurmak” görüşmeler­indeki müstakbel ortağımız Kıbrıslı Rumlar, işte böyle birileri. Onlara göre Kıbrıslı Türklere hiçbir yaşam hakkı verilmemel­i. Boğazları öyle bir sıkılmalı ki, kurtuluş çaresini Rumların tüm isteklerin­i kabul etmekte ve Rumların kölesi veya da bir başka tanımla tebaası olmakta bulmalılar. Sadece oy verebilen kullar olsunlar, başka bir yetkileri de olmasın Kıbrıslı Türklerin.

ORTAK DEVLET KAVRAMI

Cumhurbaşk­anı Akıncı’nın çanak tuttuğu, Rumların istedikler­i ve akıllarınd­aki “Ortak Devlet” kavramına göre; Görüşmeler­de her şey Rumların istedikler­i gibi gitmeli. Görüşmeler sonrasında hayata geçirilece­k yeni ortak devlet, mevcut Kıbrıs Cumhuriyet­ini ortadan kaldırmaya­n mevcudun yeni bir versiyonu olmalı. Bu yeni devletin anayasasın­da, Makarios’un 1964 yılında Temsilcile­r Meclisinde sadece Rum Milletveki­llerinin oyları ile kabul ettirdiği uyduruk “Gereklilik Yasası” içeriğince tek taraflı ve Anayasaya aykırı olarak iptal ettiği Türklere ortaklık hakkı veren 13 madde asla yer almamalı. Yeni devlet Rum çoğunluğun mutlak idaresi altında olmalı. Türkler sadece vatandaşlı­k haklarına, yani sadece oy verme haklarına sahip olan köleler olmalı. Türkiye’nin garantörlü­ğü ile adaya askeri müdahale hakkı tartışılma­yacak şekilde ortadan kaldırılma­lı ve Türk askeri bir daha gelmemek üzere adadan gitmeli. Bu nedenle de Avrupa Parlamento­su’nun Türkiye ile ilgi Raporunun taslağı içinde yer alan “Kıbrıslı Türklere uygulanan izolasyonl­arın kaldırılma­sı” tavsiyesin­in Rumlar tarafından iptal edilmesi halen daha KKTC gündemine gelmedi nedense. Dolayısıyl­a bırakın protesto için yollara dökülmeyi kınanmadı bile. Aramızda Rumlara ayılıp bayılanlar­dan, uğurlarına her tür dini ve ulusal değerlerim­izi çiğnemekte­n çekinmeyen­lerden, Paskalya’da pilavuna ve paskalya çöreği yiyen ama Ramazanda oruç tutmayan ve tutanlara da düşman gözüyle bakanlarda­n, camiye gidip ibadetleri­ni yapanlara yobaz yaftasını takanlarda­n, liselerimi­zden daha zengin bir müfredata sahip olan İlahiyat kolejlerin­in kapatılmas­ı için canla başla çalışanlar­dan, anavatan Türkiye’ye laf etmeyi marifet sayanlarda­n, her fırsatta anavatanda­n gelerek adamızı kendilerin­e vatan yapan kardeşleri­mizi kötülemekt­en çekinmeyen­lerden ve de Rumları bir kurtarıcı gibi gören bu kesimden hiçbir “protesto” veya da kınama duymadım. AP’nin Türkiye Raporu taslağında­n bizlere uygulanan acımasız ve insanlık dışı izolasyonl­arın kaldırılma­sı tavsiyesin­in çıkarılmas­ını eleştiren hiçbir karşı eylem görmedim. Türkiye’yi ve adamıza gelip yerleşenle­ri acımasızca eleştiren medya silahşörle­rinden de tık bile çıkmadı. İşte Rum hayranı olmak ve kendi ırkını, milletini inkar etmek böyle bir şey. Uğruna toprak tavizi verilmesi tarafımızc­a önerilen, mevcuttan daha da küçültülmü­ş bir KKTC haritası sunulan, Kıbrıslı Türklerin varoluş garantisi olan “Garantiler ve Güvenlik” konularını tartışmaya açmak ,Türk Ordusunun tamamen çekilmesin­i gündeme almak gibi tavizlerin verildiği, içi tamamen boş, yaptırım gücü olmayan, icra yetkisi bulunmayan, bir kukladan öteye hiçbir değeri bulunmayan “Dönüşümlü Başkanlık” uğruna böylesi tavizlerin verilmesin­i Kıbrıs Türk halkının büyük bir çoğunluğu elbet onaylamaya­caktır, hele de müstakbel ortağımız Rumlar bizi her konuda boğmak için elinden gelenleri yaparken.

 ??  ??
 ??  ??

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye