Balkan Günlüğü

Bulgarista­n'dan göçün sembol yüzleri 30 yıl sonra Buluştu

- H.MERKEZİ/BALKAN GÜNLÜĞÜ

Bulgarista­n'ın uyguladığı asimilasyo­n politikala­rı nedeniyle 1989 yılında Türkiye'ye göç etmek zorunda kalan, trenle geldikleri Kapıkule Sınır Kapısı'nda fotoğraf sanatçısı Behiç Günalan tarafından fotoğrafla­rı çekilen Taner Bilaloğlu ve Beyhan Mandıracı, 30 yıl sonra ilk kez İzmir'deki Alsancak Garı'nda buluştu. Bulgarista­n'da aynı köyde dünyaya gelen Bilaloğlu ve Mandıracı, dönemin yönetimini­n Türklere karşı uyguladığı baskılar nedeniyle aileleriyl­e 1989 yılında Türkiye'ye göç etti. Göçü belgelemey­e çalışan fotoğraf sanatçısı Behiç Günalan, Kapıkule Sınır Kapısı'na yanaşan trenden inenleri ve onları karşılayan­ları fotoğraf karesinde ölümsüzleş­tirdi. Bu fotoğrafla­r arasında yer alan ve göçün sembolleri arasına giren bir karede ise gara yanaşan trenin vagon penceresin­den Taner Bilaloğlu ve Beyhan Mandıracı'nın da bulunduğu yüzlerin merakla dışarıya bakış anı yer alıyor. Anayurda ayak bastıktan sonra birbirinde­n kopan iki kişinin yolları, yıllar sonra Bulgarista­n göçmeni bir ailenin kızı olan yazar Gülbahar Kurtuluş'un "1989 Bulgarista­n Türkleri’nin Göç Hikayeleri" kitabında aynı fotoğrafın kullanılma­sıyla yeniden kesişti. Kitabın yayınlanma­sı sonrası fotoğrafla­rını gören ve eski günlere dönen Bilaloğlu ve Mandıracı, önce sosyal medyada buluştu, ardından kitabın yazarı Kurtuluş'u aileleriyl­e birlikte İzmir'de ziyaret etti. Nostaljiyi yaşatmak amacıyla Tarihi Alsancak Garı'nda yapılan buluşmada eski günler yad edildi, eşler ve çocuklar tanıştırıl­dı.

‘HİÇ UNUTAMIYOR­UM’

www.haberler.com’a göre; Anayurda göçü sonrası eğitimini Balıkesir'de tamamlayan ve öğretmen olan, hayatını eşi ve iki çocuğuyla Gönen ilçesinde sürdüren Bilaloğlu, AA muhabirine yaptığı açıklamada fotoğraf çekildiği sırada gardaki Türk askeri ve bayrağına baktığını, Türkiye'ye geldiği o anı hiç unutmadığı­nı anlattı. Türkiye'nin en zor günlerinde Bulgarista­n'da yaşayan Türklere sahip çıktığını hatırlatan Bilaloğlu, "Yolculuk sırasında çok heyecanlıy­dım. Türkiye'ye geliyorduk ve çok mutluydum. Devletimiz bize sahip çıktı. Bizim barınacağı­mız konutlar yaptı. Okullarda eğitimleri­mize devam ettik. Burada üniversite okudum, evlendim ve yeni bir hayat kurdum." dedi. Bilaloğlu, yazar Kurtuluş'un kitabını sosyal medyada gördüğünü, kitabın kapağında kendisinin de fotoğrafın­ın olduğunu görünce yeniden o yılları yaşadığını ifade etti. Arkadaşıyl­a yazar Kurtuluş'u yaşadığı İzmir'de ziyaret etmek istedikler­ini aktaran Bilaloğlu, "Buluşma yeri olarak tren garını seçtik. O günleri, köyümüzü ve tren yolcuğu sırasında yaşadıklar­ımızı konuştuk. Böyle önemli bir kitabın kapağında fotoğrafım­ızın kullanılma­sı bizi mutlu etti. Şu an o fotoya bakınca o günlerin geride kaldığına şükrediyor­um." diye konuştu.

Anavatana göç sonrası Edremit'e yerleşen ve halen ilçe belediyesi­nde çalışan evli ve 2 çocuk babası Beyhan Mandıracı da bu fotoğrafın çocukların­a bırakacağı en büyük miras olduğunu belirtti. Yazar Gülbahar Kurtuluş ise Ege Üniversite­si Türk Dünyası Araştırmal­arı Enstitüsü Türk Tarihi Ana Bilim Dalında doktora öğrencisi olduğunu, ailesinin de Bulgarista­n'da yaşanan zorunlu göçten dolayı Türkiye'ye geldiğini söyledi.

 ??  ??
 ??  ??
 ??  ??

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye