BULGARISTAN’DAKI MÜSLÜMANLAR’A GÖZDAĞI VERMEK
Bulgaristan Pazarcık bölge mahkemesinden “İslam devleti”, terör örgütü kurma örgütün propagandası yapmaktan dini lideri olarak lanse edilen Ahmet Musa ve onun destekçisi olarak tanımlanan 13 sanık hakkında hapis kararı sanığın birinin cezası askıya alınması kararı çıktı. Ahmet Musa mahkeme tarafından 8 yıl 6 ay hapis cezasına çarptırıldı. Terör örgütü yönetmek “İslam devleti” kurmak örgüt propagandası yaymak vaazlarında nefret hoşgörüsüzlüğü cihat çağrısı yaptığından dolayı hapis cezasına çarptırıldı. Mahkeme ayrıca Ahmet Musa’ya topluma tehlike teşkil ettiğine karar vererek cezasına bir yıl daha ekledi ayrıca 9 bin 500 leva para ödemeye mahkûm edildi. Pazarcık bölge mahkeme tarafından yargılanan diğer sanıklar Pazarcık’tan Angel Simov, Stefan Aleksandrov, Orhan Bırzak, ve Rayko Kırtalov. Filibe’den Svetoslav Mançev, Ercan İsmail, Yosif Minçe ve Aleksandır İvanov. Asenovgrad’dan Stefan Dimitrov, Nenko Starev, Veselin Stefanov ve Rangel İliyev adlı sanıklar 2- ila 3 yıl arasında hapis cezalarına çarptırıldılar. Sanıkların arasında tek kadın olan Paşmaklı Dardere ilçesinin Stefnovo köyünden olan Aleksandra İvanova’nınıl altı ay hapis cezasının ise 4 yıl 6 ay denetimli serbestlik tedbiri uygulanarak infaz edilmesine karar verildi. Mahkeme sanıkların mahkeme masrafı olan 2 bin 800 leva para cezası ödemelerine de karar verdi. Mahkumiyet kararı nihai değildir. Filibe İstinaf Mahkemesi’nde itiraz edilebilir. Bu dava Ahmet Musa aleyhine olan üçüncü dava ve yargılama süreci üç yıl sürdü.
ASİMİLE
Pazarcık Bölge Mahkemesi 13 sanığa verdiği cezalar Bulgaristan’da yaşayan Müslümanlara gözdağı vermek ibret olsun diye verildiğine inanılıyor. Bulgar devleti ülkelerinde yaşayan Müslümanlara kesin hiçbir şekilde dinlerini öğrenmelerine sıcak bakmıyor. Dinsiz bir toplumu asimile edilmenin en kolay ve emin yoludur. Komünizm döneminde Bulgar devleti resmi olarak dini gericiliğin ütopyası olarak değerlendirerek yasaklanmıştı. Ülkede genç Hıristiyanlara ve genç Müslümanlara ibadet yapmaları yasaktı. Ancak belirli yaşa eren Müslümanlara ve Hıristiyanlara ibadet serbest idi. 1990 yılında Bulgaristan’a demokrasi geldi. İbadet yasağa kalktı. Sınırsız her isteyen özgürce ibadetini yapabilecekti. Ama 45 yıl Bulgaristan’da dinsiz nesiller yetişti. Neneden dededen, anadan babadan aile içi din eğitimi kuşaklara aktarılsa da sayılar yeterli değildi. Komünizm sistemi acımasız ve zalim idi. İbadetlerini yerine getirenler fişlenir ağır işler hariç iş verilmiyordu. Bu gün Bulgaristan’da ibadet serbest olsa da camilere, kiliseler gidenlerin sayısı çok azdır. Resmi olarak okullarda din dersleri hala verilmiyor. Bulgaristan Başpiskoposu hükümetten okullarda din dersi verilmesini resmi olarak istese de hükümetler okullarda din dersleri verilmesine sıcak bakmıyorlar. Din dersleri Hıristiyanlar için tehlike teşkil etmiyor. Ülkedeki yaklaşık üç milyona yakın Müslüman topluluğu Bulgar devletinin huzurunu kaçırmakta. Bu sebeple Bulgaristan’da din dersleri okullarda okutulmuyor. Cami imamları yaz aylarında Kuran-ı Kerim kursları düzenlediklerinde haklarında savcılık “radikal İslam” yayılmaya zemin hazırlanır düşüncesiyle soruşturmalar açılıyor. Baş müftülük ile Sofya da bulunan Yüksek İslam Şurası devletin Müslümanlara karşı yürüttüğü politikayı desteklemekte. Bulgaristan’da Müslümanlar din eğitimi alabilmeleri için hükümet ve gelip geçen iktidarlarıyla iki kurum da girişimlerde ciddi bir şekilde bulunmamakta. Ülkenin yoğun olarak yaşayan Müslümanların bölgelerinde kısıtlı sayıda Kuran-ı Kerim kurslarını bitiren çocuklarla şov yapılmakta. Faaliyet göstermek için Kuran-ı Kerim okuma yarışmaları düzenlemekten öteye geçilmiyor. Böylece Baş müftülük ile Yüksek İslam Şurası Bulgaristan’da din eğitimi serbest hiç bir şekilde Bulgar devleti tarafından kısıtlanmadığını gösteriyor. Türklerin oylarıyla 30 yıldan beri HÖH, Bulgaristan parlamentosunda görev yapmakta. Dört kez hükümet ortaklığı da yapmış olsalar da parlamentoda cılız önerge vermekten öteye geçilmedi. Ana dil eğitim alınamamakta aynı şekilde din dersleri de alınamıyor. Bu gün Bulgaristan’da ana dilini yarım yamalak konuşan dinsiz bir Türk gençliği yetişmekte. Bu durumun suçlusu ya da suçluları kimlerdir sorusu geliyor akıllara.