Kentlerde iklim değişikliği değişikliği ile ile mücadelede altyapı altyapı altyapı çözümleri çözümleri
Dünya nüfusunun büyük bölümü kentler de yaşamaktadır ve bu oran giderek artmaktadır.İklim değişikliği,yeryüzünde ani ve beklenmedik hava olaylarının yaşanmasına neden olmaktadır.Kentler,iklim değişikliğinin neden olduğu etkilerin en yoğun hissedildiği alanlardır
Ülkemizde yeşil altyapının ekolojik çözümleri içerecek şekilde uygulandığı bütüncül bir örnek bulunmamakta, ancak proje bazında küçük ölçekli noktasal çözümler üretilmektedir.
Peyzaj Araştırmaları Derneği’nin (PAD), Çankaya Belediyesi ve İnsani Dünya Derneği ortaklığıyla yürüttüğü, IV. Çevre Hibe Programı tarafından desteklenen “Yağmur Hasadı Yoluyla İklim Değişikliğine Uyum Projesi” 2017 yılında tamamlanmıştır. Proje kapsamında kentsel ve kırsal peyzajlarda yağış suyunu tutmanın önemi hakkında farkındalık oluşturmak, uygulama tekniklerini tanıtmak ve örnekleri aktarmak amacıyla “Yağmur Hasadı Uygulamaları Giriş Rehberi” hazırlanmıştır. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın kamu kurum ve kuruluşlarının bahçelerinde yağmur bahçeleri oluşturma hedefi kentlerde yeşil altyapının güçlenmesi ve su yönetimi için bir fırsattır. Bu hedefin kapsamı özel kuruluşların, eğitim ve sağlık kurumlarının, konut alanlarının bahçelerini kapsayacak şekilde genişletilebilir.
Kentsel yeşil alan sistemi bileşenlerinin yerel ölçekte alana özgü çözümleri ile tasarım, uygulama ve yönetim detaylarını içeren rehberler üretilmelidir. Bu rehberler ilçe belediyeleri ölçeğinde hazırlanabilir. Örneğin;
* Su yönetim çözümlerini içeren kaldırım, yol, refüj, vb. alanlar için tasarım ve uygulama detaylarını içeren rehberler ile
*Kent içinde bina yakın çevresi, kaldırım, refüj gibi alanlarda kullanılacak bitki türleri, boyutları, bakım ve yönetim kurallarını içeren rehberler oluşturulmalıdır.
Yerel yönetimlerin bu rehberleri hazırlamasını teşvik etmek için Kentsel Tasarım Rehberi Hazırlama El Kitabı’nın tavsiye niteliğinden zorunlu hale getirileceği yasal düzenlemeler yapılabilir. Ayrıca kentlerdeki mevcut bitki örtüsünün kayıt altına alınması, özellikle yerel yönetimlerin sorumluluğundaki alanlarda park ve yol ağaç envanterinin çıkartılması, verilerin sayısal veri tabanına (bilgi sistemlerine) işlenmesi, bu ağaçların korunması, yönetimi ve bakım çalışmaları için büyük kolaylık sağlayacaktır. Bu envanter çalışmalarına yerel halktan gönüllülerin katılımının teşvik edilmesi, farkındalığın arttırılması ve koruma bilincinin geliştirilmesine olumlu katkıları olacaktır. Yeşil alanların sağladıkları ekosistem servislerinin belirlenmesi, kentte ihtiyaç duyulan servislerin sağlanması için önlemler alınmasını kolaylaştıracaktır. Yeşil alanlardan sağlanan ekosistem servislerinin artması amacıyla bu alanların ekolojik niteliklerinin iyileştirilmesine yönelik çözümlerin geliştirilmesi uygun olacaktır. Doğal ekosistemlerin mümkün olduğunca korunması ve doğa esaslı çözümlerin üretilmesi, bu alanların direncini arttıracaktır. Örneğin, sulak alanlar adeta sünger görevi görerek suyun tutulmasını ve taşkınları önlemeye yardımcı olur. Kent yakın çevresinde sulak alan ekosistemlerinin bulunması kentin direncini arttırır. Bu nedenle korunmaları ve başka kullanımlara dönüştürülmemeleri oldukça önemlidir.
Büyük bölümü kurak ve yarı kurak iklimin etkisi altında olan ülkemizde sıcaklığa ve kuraklığa dayanıklı birçok doğal bitki türü bulunmaktadır. Kentlerdeki peyzaj mimarlığı uygulamalarında fazla su ve bakım gerektiren yabancı yurtlu/egzotik bitkilerin yerine, kurak koşullarda yaşayabilen doğal bitkilerin tercih edilmesi iklim değişikliğine uyum sürecinde başarılı çözümler geliştirilmesine katkı sağlayacaktır. Bunlara ek olarak; kentlerde mümkün olduğunca geniş taç yapan, boylu ve kitleli ağaç dokusunun arttırılması yönünde çözümler geliştirilebilir. Gereksiz bir şekilde sert budanarak taç örtüsü küçültülen ağaçlar, kentlerin iklim değişikliğine karşı direncinin kırılmasına, dayanıksız hale gelmesine yol açmaktadır. Dünyada iklim değişikliğine karşı önlem alma konusunda çalışmalar yürüten Toronto, Londra, Roma, Sydney gibi birçok kentte “kentteki ağaç sayısı ve ağaç taç örtüsünü arttırmak” hedeflenmektedir. Ne yazık ki ülkemizdeki pek çok kentte bakım çalışmaları kapsamında sokak, yol ve park ağaçları neredeyse taç örtüsü kalmayacak şekilde budanmakta, ya da kesilerek bulunduğu ortamdan uzaklaştırılmaktadır. Ağaçların sağlığını olumsuz etkileyen ve sağladığı yararları azaltan bu uygulama aynı zamanda yerel yönetimlerin yaşanabilir kentler oluşturma hedeflerine engel teşkil etmektedir. Bu çıkmazın ortadan kaldırılması için bakım ve yönetimden sorumlu personelin eğitilmesine ek olarak merkezi yönetimce yönetmelik hazırlanması gibi yasal düzenlemeler yapılabilir ya da yerel yönetimlerce teknik çözüm detaylarını içeren rehber kitapçıklar hazırlanabilir. Yeşil alanların sağladığı ekosistem servisleri bu alanlarda bulunan ekosistemlerin sağlıklı olduğu durumda artar. Bu nedenle yeşil alanlardaki bakım çalışmalarında toprağın ve suyun kirlenmesine neden olan, insan sağlığına da zararları bulunan kimyasal gübre ve ilaç kullanımından vazgeçilmesi, ekolojik ve biyolojik mücadele yöntemlerinin geliştirilmesi uygun olacaktır. Ülkemiz kentlerinde Paris, Londra, Cambridge, Portland gibi birçok kentin yeşil alanlarını kimyasal ilaçlardan temizleme politikalarına benzer hedefler geliştirilebilir. Bu kapsamda yerel yönetimler, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, Sivil toplum Kuruluşları ve gönüllü katılımcılarla işbirliği yapabilir, “temiz çevre” projeleri geliştirebilir.