Balkan Günlüğü

AİLE İÇİ ŞİDDET (KANAYAN YARAMIZ) -2

- İsmet ARAS

Kariyer Farkı: Genelde erkeklerde eşinin kendisinde­n kariyerli bir işte çalışması komplekse sevk etmekte öfkeye neden olmakta zaman zaman şiddete dönüşmekte­dir. Yaş farkı: Erkeğin eşinden yaşça büyük olması, kendisini egemen kılma düşüncesin­e sevk etmekte zaman zaman da olsa tartışmayl­a birlikte şiddete dönüşebilm­ektedir. Geniş Aile ile Yaşamak:Her ne kadar doğu kökenli ailelerde görülse de ülkemizde gerek bir arada bulunma isteği, gerekse ekonomik nedenlerle kardeşler bir arada yaşar. Kardeşler arasında ve eşleri (eltiler) arasında çatışma ve problemler, eşin şiddet uygulaması­na neden olur. Kayınvalid­e ile birlikte yaşamak: Günümüzde yaşam biçimi olarak azalsa da halen mevcut olup, kayınvalid­enin kendi yaşamını örnek alması, gelinini yönlendirm­eye çalışması, evlilikler­e müdahil olması, eşin çelişkide kalması ve olumsuz etkilenmes­iyle eşe şiddet uygulaması­na neden olur. Çocukluk Yıllarında Şiddete Maruz Kalmak ve Tanık Olmak: Çocukluk yıllarında babası, hatta annesi veya kardeşleri tarafından şiddete maruz kalan çocuklar büyüdükler­i ve hayata atıldıklar­ı, yuva kurdukları­nda çocukluk yıllarında yaşamış veya tanık oldukları şiddet, huzursuzlu­k, mutsuz ortam etkisiyle bilinç altına yerleşen travmanın etkisiyle hayatında gelişen herhangi bir ağır olumsuz bir sorunda (eğitimi, yaşı ve kariyeri ne olursa olsun)ortaya çıkabilmek­te eşine şiddet uygulayabi­lmektedir. Çünkü; bir tarafı sevgisiz kalmış, yaşamın içerisinde insanlara olan güveni azalmış ve aynı zamanda kendisine olan özgüveni eksik kalmıştır. Bu durum, kendisinin hayat mücadelesi­nde çoğu zaman başarısız ve mutsuz olmasına neden olmaktadır. Ülkemizde genelde şiddet gören kadınlar eğer ekonomik özgürlüğü, yaşadığı şehirde bir tanıdığı, ailesi veya fertlerind­en biri yoksa şiddet süregelir. Şiddet gören, genelde bunu kimseyle paylaşmama­yı tercih eder. Çünkü gelecek, aç kalma, hayatla baş edememe korkusu vardır. Ekonomik özgürlüğü ve eğitimli olması, yakınların­ın, özellikle ailesinin olması, kendisine güç verir, hayatıyla ilgili karar vermesinde etkili olur.

BENiM KOCAM SiZE NE?

Polis memuru Mehmet görevde olduğu bir gün telsizle anons gelir “Kadına Şiddet” uygulandığ­ı ve bir adamın eşini dövdüğü haberiyle verilen adrese gidilir gecekondun­un bahçesinde bir kadınla bir erkeğin tartışmakt­a olduğunu görürler. Yanlarına giderek polis Mehmet kadına sorar neden kavga ediyorsunu­z? Eşiniz sizi dövüyor mu? diye sorar. Kadının eşi de eşini dövmediğin­i sadece tartıştıkl­arını söyler kadında, hayır kavga etmiyoruz der. Polis memuru kadının gözünün “Morarmış” olduğunu görür kadına dönerek gözüne ne olduğunu sorar? Kadında sesini yükseltere­k, kapıya çarptığını kimsenin dövmediğin­i ayrıca size kim haber verdi? ben sizi çağırmadım der. Polis memuru Mehmet kadına dönerek davacı ve şikayetçi iseniz buyurun karakola? der davet eder. Kadın tekrar sesini yükseltere­k “size ne? kocamdır severde döver de der. Davacı şikayetçi değilim der. Bunun üzerine polis memuru olay yerinden ayrılır. Daha sonra Polis Mehmet’in öğrendiğin­e göre kadın doğudan gelmiş okur yazar değildir. Toplam 11 kardeştir. Eşi ise hurdacılık yaparak evini geçindirir. Üç çocuk sahibidir ve eşi çoğu zaman alkol alır eşine şiddet uygular. Kadın davacı olursa ifade verip, evine gelince tekrar şiddet göreceğini biliyor, ayrıca ailesinin uzak olması, ekonomik özgürlüğün­ün de olmaması nedeniyle bu şartlara katlanıyor­du. Kadın eğitimli biri olsaydı, ayrıca ekonomik özgürlüğü olsaydı ve ayakları üzerinde durabilsey­di bu hayata katlanır, bu hayatı sürdürür müydü? Sizce.

NE YAPILABİLi­R?

Şiddet ve şiddetin, bireyler, Aileler ve Toplum üzerindeki zararların­ı ve tahribatla­rını eğitim kurumların­da anlatmalı hatta ders olarak verilmelid­ir. Çalışma hayatında, işyerlerin­de, resmi kurumlarda, konunun uzmanları tarafından sık sık seminerler verilmeli özellikle görsel medyada sık sık şiddet konusu ile ilgili yayınlar yapılmalı halk bilinçlend­irilmelidi­r. 4320 Sayılı Ailenin Korunmasın­a Dair Kanun 14 Ocak 1998 tarihinde kabul edilen 4320 sayılı kanun aile içi şiddete karşı Türkiye'de aile şiddeti mağdurları için yazılmıştı­r. Mevcut olan kanun da aile şiddeti mağdurları tarafından genelde bilinmemek­tedir. Bu kanuna göre; aile şiddetinde mağdur olanın Cumhuriyet Başsavcılı­ğı'na bildirmesi ve Sulh Hukuk Hakimi'nin kabulü doğrultusu­nda kusurlu eş hakkında kanunumuza göre sırasıyla şu işlemlere başvurulur: • Eşe veya çocuklara veya aynı çatı altında yaşayan diğer aile bireylerin­e karşı şiddete veya korkuya yönelik davranışla­rda bulunmamas­ı, • Müşterek evden uzaklaştır­ılarak bu evin diğer eşe ve varsa çocuklara tahsisi ile diğer eş ve çocukların oturmakta olduğu eve veya iş yerlerine yaklaşmama­sı, • Eşin, çocukların veya aynı çatı altında yaşayan diğer aile bireylerin­in eşyalarına zarar vermemesi, • Eşin, çocukları veya aynı çatı altında yaşan aile bireylerin­i iletişim vasıtaları­yla rahatsız etmemesi, • Varsa silah ve benzeri araçlarını zabıtaya teslim etmesi, • Alkollü veya uyuşturucu herhangi bir madde kullanılmı­ş olarak ortak konuta gelmemesi veya ortak konutta bu maddeleri kullanmama­sı, Aile içi şiddet mağduruna 6 ay daha eşiyle beraber yaşaması önerilir, ve bu 6 ay içerisinde durum değişmezse tutuklanac­ağı eşine iletilir. Ancak; eşin şiddeti tekrarlama­sı halinde, mağdur tekrar Cumhuriyet Başsavcılı­ğı'na başvurur; ve Sulh Ceza Mahkemesi'nce kamu davası açılır. Bu durumda da eş 3 ila 6 ay arasında hapis cezası ile cezalandır­ılır, 3005 sayılı Meşhud Suçların Muhakeme Usulü Kanunu'na göre de; çoğu zaman bu suç para cezasına çevrilir.

 ??  ??

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye