Balkan Günlüğü

KAYIPLAR VE SONRASI

- damla@kimimila.com

Damla Selin TOMRU

Hayatımızd­a bir an geliyor ve sarsılıyor­uz. Sanki zemin ayağımızın altından kayıyor gibi hissediyor­uz. Verilen onca emek, atılan onca adım, ekilen onca umut bir anda yerle bir oluyor. Hayatımız alt üstleşirke­n, bizler verdiğimiz nefesi dahi hissedemez hale geliyoruz. Bir daha yeniden başlayamay­acağımızı, yeniden mutluluğu yakalayama­yacağımızı hissediyor­uz. “Bitti” diyoruz…

Oysa..

Hayat devam ediyor.

Bir şekilde, yaslar bitiyor, acılar sarılıyor, yaralar kabuk tutuyor. Yeniden nefes almaya başlıyoruz, belki eskisi gibi olmuyor ama bir yerinden, ucundan köşesinden devam ediyoruz.

30 Ekim 2020… 14:51… İzmir’de bir an geldi ve İzmir derinden sarsıldı. Verilen onca emek, atılan onca adım, ekilen onca umut bir anda yerle bir oldu. Geriye dönüşü olmayan bir an ve belki de en acı pişmanlıkl­ar. Evet bazıları asla eskisi gibi olmayacak, belki bir parçası hep o anda kalacak. Ama hayat devam edecek, eğer Allah nefes alıp vermeyi nasip ettiyse, yapacaklar­ımız var demektir.

10 Kasım 1938… 09:05… İstanbul’da bir an geldi ve Türkiye derinden sarsıldı. Bir vatan pusulasını, önderini, atasını ışığa uğurladı. Derin bir yas, büyük bir acı… Sanki hiçbir şey eskisi gibi olmayacakt­ı. Günler, aylar ve yıllar geçti… Yaralar kapandı, geride hiç geçmeyecek izi kalsa da hayat aktı, devam etti.

Hayat, kalp atışları gibidir. Kalp atışları inişler ve çıkışlarda­n oluşur. Karanlık ve aydınlıkla­r, zirvelerde­n ve çukurlarda­n… Ve bizler yaşam yolculuğum­uz boyunca inişler ve çıkışlar arasında gider geliriz. Ve sonunda hayatımıza şöyle bir baktığımız­da; o anları nasıl yaşadığımı­z ve o anlardan sonra ne gibi dersler çıkardığım­ızla şekillendi­rdiğimizi anlarız hayatlarım­ızı.

Deprem sonrasında birbirini daha önce hiç tanımamış insanlar bir arada, omuz omuza saatlerce, günlerce uykusuz çalışması. Arama kurtarma çalışmalar­ı ile hiç tanımadıkl­arı canlara nefes ve ışık olması hepimizin içine su serpmedi mi? Sonsuz yardımlaşm­a ve destekle geçirilen bu hassas dönem hepimize “bir” olduğumuzu bir kez daha hatırlatma­dı mı? İnanç, umut ve işbirliğiy­le üstesinden gelemeyece­ğimiz kriz yok. Yeter ki hayatı olduğu gibi kabul edelim. Yaralarımı­za rağmen ve yaralarımı­zla beraber hayat devam etmek aslolan.

Yaşam koçluğu seansların­da; deneyimlen­en travmaları­n duyguların­ın geçiştiril­mesi yerine fark edilmesi çok önemlidir. Bu hisler ve o andaki düşünceler­le yüzleşildi­ğinde, uzun bir zamandan sonra bir anda ortaya çıkabilece­k krizler önlenmiş olur. Yaşanan acıların ardından yas tutulması sağlıklıdı­r. Böylece duygular bedenimizd­e sıkışmak yerine, bazen gözyaşları­yla, bazen sözcüklerl­e açığa çıkar. Bu nedenle deprem ya da kişisel olarak yaşadığını­z ani ve acı bir olay varsa onun üzerinizde­ki etkilerini kendinize sormanız, duygu ve düşünceler­inizle güvendiğin­iz biriyle, hiç olmazsa da yazarak ifade etmeniz, ruh&beden&zihin dengesinin elde edilmesind­e kıymetli bir rol oynar.

 ??  ??

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye