BULGARİSTAN NE YAPMAK İSTİYOR? -1
Taşlı bir yolda ilerlerken arabayı hangi taşın devireceğini önceden kestirebilmek zordur. Hele hele Bulgaristan gibi nefes almakta zorlanırken, içinden çıkılmaz bir bunalıma düşen hükümetin ne zaman düşeceğini kestirmek ise hiç de kolay değildir.
Son altı ayda sokaklarda her gün Başbakan B.Borisov’un istifası beklendi. Ne var ki o gün bir türlü gelmedi.
Kasasının anahtarını kaybetmiş biri gibi davranan başbakan, iç nedenler yüzünden istifa etme utancını tam atlattım, artık seçime gidiyoruz mart-2021’de derken, arabanın tekerleğine yeni bir köstek takıldı. O da Kuzey Makedonya Cumhuriyeti ile ilişkiler bir anda tosladı. Bu işler nasiptir, dış siyaset yüzünden iktidardan düşmek varmış diyeceğiz, çünkü başka söz kalmadı.
Bu haberin yorumu noktalanmadan, Brüksel’den bildiren MIA – ajansı, “Bulgaristan 6 Batı Balkan ülkesinin hepsinin de Avrupa Birliği yolunu kesti” haberi yayınlandı.
Haber: “Tarihin yanlış yorumlanmasına ilişkin tüm denemelere son verilsin.” Görüşmeye katılan 26 ülke temsilcisinin hiç biri Bulgaristan’ın bu teklifini kabul etmedi.
8 Aralık tarihine kadar uzlaşmazlıklar aşılamazsa, eski Yugoslavya’nın dağılmasından ayrılan 6 devletle AB üyelik dosyaları açılmayacak.
Görüşmeler Büyük Elçiler düzeyinde yapıldı. 10-11 Aralık günleri yapılacak Avrupa Konseyi Bakanlar Kurulu Toplantısı hazırlık toplantısı böylece yolları kesilmiş oldu ve dağıldılar.
Zirve toplantısı daha hazırlık toplantısında ipleri kopardı. Bulgaristan 2 hafta önce Kuzey Makedonya Cumhuriyeti’nin (KMC) Avrupa Birliği üyeliği için görüşmelerin başlamasına zaten “veto” koymuştu. Böylelikle Arnavutluk’un AB üyeliği görüşülmeleri de stop etti.
Bulgar diplomasisi ilk kez bu kadar başarısızdır. Türkçemizde çam devirmek olarak geçen, uluslararası ilişkilere pot kırmak şeklinde girmiş olan, bu patavatsız davranış, iktidardaki Avrupacı GERB partisi ile ortakları olan aşırı Bulgar milliyetçilerinin sözüm ona “yurtsever cephesi” tarafından 2018’den beri izlenen devletin dış politikası toslattı. Bu durumda en adil olan hükümetin istifa etmesi ve AB siyasetine devam edebilmek için yeni bir kabine kurulmasıdır. Bulgaristan’ın yalnız dış politikasını değil, iç siyasetini de kazaların en büyüğüne sürükleyen VMRO, NFSB gibi Bulgaristan aşırı milliyetçi faşistlerinin hükümetten düştükten sonra parti olarak yasaklanması hatta Bulgaristan siyasetine katılmalarının kesin yasaklanması günü gelmiştir. Faşist partilerin tamamına 2021 seçimlerine katılmalarına hemen özel yasak getirilmelidir. Bulgaristan’ın Makedonya siyaseti şovenizm yumurtlamıştır. 2018’in ilk yarısında Avrupa Konseyi Sofya Dönem Toplantılarına Bulgaristan ev sahipliği yaptı. Batı Balkanların Avrupa Birliği’ne davet edilmesi inisiyatifini başlatmıştı. Aynı yılın Temmuz ayında 28 Avrupa Birliği ülkesi Başbakanları ile Batı Balkan ülkeleri Başbakanları Sofya Kültür Sarayında Avrupa Konseyi Zirve Görüşmesine toplandı. Belirlenen ödevler arasında, ilk sırada Makedonya Cumhuriyeti ve Arnavutluk olmak üzere, aşamalı bir şekilde, Batı Balkanlardan 6 devletin Eski kıtayı da katarak genişlemesi yolunu güya açılmıştı. 142 yıllık III. Bulgar devleti tarihinde bu zirve Bulgaristan’da düzenlenen en büyük siyasi forumdu. Bu toplantıya 24 Başbakan katıldı. Başbakan Borisov ve hükümet ortakları kanatlanmış, son üç yılda sanki uçuyordu. Görülen ön hazırlıklar. 2017’den beri Bulgaristan dış siyasetinin düğüm noktası Makedonya
sorunu oluşturdu. 1992’de Bulgaristan Makedonya devlet egemenlik ve bağımsızlığını ilk tanıyan ülkelerden biri olsa da, diploması açısından “Makedon kimliğinizi, Makedon dilini ve Makedon tarihini” tanımıyoruz diyerek ilişkilerin derinleşmesini frenlemişti. Oysa bir devletin egemenliğini resmen tanımak, onun toprak bütünlüğünü, bayrağını, dilini, tarihini, geleneklerini ve Milli kimliğini, kültürünü tanımak anlamına gelir. Dünya diplomasisinde, bir devletin başka bir devleti “yarım” tanımasına dünyada bir örneği yoktur Bu gelişmeler derinleşirken KMC Birleşmiş Milletlere alındı, NATO üyesi oldu, eski Yugoslavya Sosyalist Cumhuriyetinden ayrılan devletlerin hepsi tarafından tanındı.
Yunanistan’la ilişkilerde beliren yeni problemler ise, Makedonya Cumhuriyetinin ismi ve tarihsel kahraman Aleksandır Makedonski’nin /Büyük İskender/ “Yunan mı yoksa Makedon mu kimlikli?” şeklindeydi. “Makedonya Yunandır Yunan kalacaktır” iddiaları 27 yıl sonra görüşmelerle aşıldı. 17 Haziran 2018’de Atina Meclisi Presen’de imzalanan ikili Atina Üsküp anlaşmasını onayladı. Makedonya Cumhuriyeti “Kuzey Makedonya Cumhuriyeti” adını aldı. Halen Atina KMC’nin AB üyeliğine engel olmuyor, NATO üyeliğini de destekledi. Bulgaristan, Makedonya konusunda da totalitarizm siyasetinden kopamadı.
Brüksel görüşmelerinde KMC üyeliği dosyası rafa kaldırılmaya hazırlanırken, Üsküp hükümeti ünlü avukat, eski başbakan, Vlado Buçkovski’yi özel yetkilerle Sofya’ya gönderdi. Görüşmelerine başlamazdan önce BGDNES ajansına bir demeç veren Buçkovski şöyle dedi:
“İki halk geçmişte beraber oldukları gibi gelecekte de beraber olacaklardır. Makedonların özgür yaşama ve her Avrupalı gibi gerçek bilgi sahibi olma hakkı vardır. Bizim kendimize Makedon deme, istediğimiz dilde konuşma, sürekli yalan kazanında kaynatılmaya son verme, öteki halklara karşı düşmanlık duygularıyla yetiştirilmeye son verilmesini isteme hakkımız vardır. Düşmanlık körükleyenlerin Avrupa’da yeri yoktur.” GERB partisinin Avrupa Parlamentosu milletvekili ve görüşmelere katılan Lübomir Küçükov bu diyalogta durgunluk yaşanması sebeplerini açıklarken, “Bulgaristan Makedonya’ya bir toprak parçası olarak bakıyor, oradaki Makedon haklını görmüyor.” Dedi ve “Tarihe dönük diyalog yürütenler, geleceğe bakmak istemiyor, tarihte ve gelecekte yalnız kendilerini görüyorlar” vurgusu yaptı.
Konu, Bulgaristan’ı alabildiğine çalkalıyor. Tepkilerin Batı Balkanları baştanbaşa sarma tehlikesi büyüyor. Bulgaristan Müslüman Türklerini, soydaşlarımızı, dış ülkelerdeki kardeşlerimizi ve ülkede diğer azınlıklarla ilgileri yeni biçimde devam eden eriterek özümseme siyasetini direk olarak etkiliyor. Bunun son örneklerini, Sofya meclisinin 2017’den sonra Makedonya konusunda kabul ettiği karar ve deklarasyonlarda da görüyoruz.
24 Kasım 2020 günü Bulgar basını “Faktor” bg.’de Çavdar Mirinov imzalı bir yazı Sofya hükümetinin “Makedonya konusunda Todor Jivkov’un baskı yaparak özümseme siyasetini” yürütüyor, yazdı. İşte bir alıntı da buradan:
“Bulgaristan Makedonların ‘Bulgarlaşmasını’ bekliyor. Bu T. Jivkov zamanında izlenen siyasetti.