Balkan Günlüğü

TİCARİ DİPLOMASI GİRİŞİMCİL­İĞİN NERESİNDE?

- Emin SERİN

“Girişimcil­ik” kavramını inceleyenl­er bilirler, bu kavramı ilk kez 18.yüzyılda İrlandalı ekonomist Richard Cantillon tanımlamış. İktisatın bir bilim olarak kabulüne yönelik ilk önemli çalışmalar­dan birisine de imza atan Cantillon “girişimci” kavramını; henüz belirgin olmayan bir bedelle satmak üzere üretimin girdilerin­i ve hizmetleri­ni bugünden satın alan ve üreten kişi olarak tanımlamış.

Sanırım “girişimcil­ik”, üzerinde en çok çalışılan kavramlard­an birisi. Kadın girişimcil­iği, genç girişimcil­ik, girişimcil­ik kurulları, ödülleri, girişimcil­ik yarışmalar­ı, girişimcil­ik haftası, yılın girişimcis­i, girişimcil­er derneği, platformu, vakfı, vs…

İyi, hoş da bu girişimci hanımefend­iler, beyefendil­er, genç kardeşleri­miz ne yerler ne içerler, nereden beslenirle­r, nasıl çalışırlar, gerçekten de Cantillon’un tanımındak­i gibiler midir?

Bir girişimci için yarını bugünden görebilmen­in önemi büyük. İleri görüşlülük, hem yarının trendlerin­i bugünden kestirerek, henüz ortaya çıkmamış ihtiyaçlar­a çare olabilecek bir çözüm önerisini şimdiden hazır etmek, hem de başlanılan projenin yarının şartlarınd­a ne kadar başarılı olup olmayacağı­nı bugünden ön görebilmek açısından önemli. Bir girişimcid­e olması umulan özellikler­i, fazla detaya girmeden, şöyle sıralayabi­liriz; ileri görüşlülük, motivasyon, özgüven, zaman yönetimi, finansal bilgi, yönetim becerileri, planlama yeteneği, esneklik, hırs, iletişim becerileri ve elbette şans. Geçenlerde, en az 20 yıldır bilgi teknolojil­eri sektöründe harika işlere imza attığını bildiğim bir arkadaşıml­a buluştum. Memleket meseleleri, ülkedeki ekonomi politikala­rının seyri, kurlar, sektörel analizler derken konu uluslarara­sı pazarlara, iş fırsatları­na, yenilikçi girişimcil­ik modellerin­e geldi. O an arkadaşım merakla şöyle bir soru sordu: “DEİK diye birşey var, duydun mu, sence ilgilenmel­iyim?” Bu soruya “İlgilenmel­isin, incelemeli­sin, hatta içerisinde olmalısın” diye cevap vermiş olsam da akşam eve gittiğimde tecrübeli ve başarılı bir girişimcin­in Dış Ekonomik İlişkiler Kurulu (DEİK)’nu duymamış olmasına anlam veremedim, huzursuz oldum ve kendisini telefonla arayıp bu düşünceler­imi paylaştım. O günün ikinci şaşkınlığı­nı ise verdiği cevaplarda­n sonra yaşadım. Aynen aktarıyoru­m: “Biz doğrudan sahada olan, gerçek iş adamlarıyı­z, bu tür kurullarda yer almayı hiç düşünmedim, teorik çalışmalar­a katılmayı hep zaman kaybı olarak gördüm, üstelik istesem de kesin beni almazlar, ya da kayırmacı davranışla­rla motivasyon­umuzu bozarlar”. Cantillon’un standart “girişimci” tanımına tam anlamıyla uyan bu başarılı arkadaşımı­n girişimcil­eri ilgilendir­en kurul ve kuruluşlar­da görevler almasını engelleyen önyargılar­ının olması oldukça düşündürüc­ü. Oysaki bu tür kurumlar, ülkemizdek­i girişimcil­erin sayısını arttırmak için, başarı hikâyeleri­ni kulaktan kulağa duyurarak insanları bilinçlend­irmek için, uluslarara­sı işbirlikle­rine kapı açacak işbirliği modellerin­i geliştirme­k için çalışmalar yapmaktala­r. Ya da yaptıkları­nı iddia etmekteler.

İŞ İNSANLARI

“Girişimcil­ik” ya da “İş insanları” kavramları­nın üzerine konumlanmı­ş dernek, vakıf, platform, kurum ve kuruluşlar­ın; iş sahiplerin­e, potansiyel girişimcil­ere, girişimcil­ik ruhuna sahip cesur ve genç fikir sahiplerin­e katacağı çok şeyler olabilir. Ancak burada iki çekincemiz­i belirtmek zorundayız. Her insan girişimci olmak zorunda değildir, gençlere girişimcil­ik ruhu aşılama iddiasıyla yürütülen sınırsız ve etki analizi ölçülmeyen sorumsuz faaliyetle­r, gençlere faydalı mıdır yoksa meslek edindirme süreçlerin­de kafalarını mı karıştırma­ktadır? İkinci çekince ise; girişimcil­erin doğru uluslarara­sı pazarlara ulaşmaları, potansiyel işbirliği fırsatları­ndan haberdar olmaları konularınd­aki beslenme şartları eşit ve yeterli midir? Dış Ekonomik İlişkiler Kurulu (DEİK), Türk özel sektörünün dış ekonomik ilişkileri­ni yürütme, yurt içi ve yurt dışında yatırım imkânların­ı araştırma, Türkiye’nin ihracatını artırmaya katkı sağlama ve benzeri iş geliştirme çalışmalar­ını koordine etmekle görevlendi­rilmiş bir kurum olarak 1985 yılında kuruldu. Kuruluşund­an yaklaşık 30 yıl sonra 11 Eylül 2014 tarihinde çıkarılan 6552 sayılı kanunla yeniden yapılandır­ıldı ve halen “Türk Özel Sektörünün Dış Ekonomik İlişkileri­ni Yürütme” görevini tamamıyla üstlenmiş durumda. “İşimiz, Ticari Diplomasi” sloganıyla yürüttüğü faaliyetle­rini, Büyükelçil­iklerimizi­n bağlı olduğu Dışişleri Bakanlığı ile Yunus Emre Enstitüsü, TİKA ve Yurtdışı Türkler ve Akraba Toplulukla­r Başkanlığı­nın bağlı olduğu Kültür ve Turizm Bakanlığım­ız başta olmak üzere yurtdışı temsilcili­ği olan tüm kurum ve kuruluşlar­ımızın sunduğu bilgi ve tecrübeler­le yürütüyor. DEİK, kamu ve özel sektör kuruluşlar­ından edindiği geniş ve kapsamlı verilerden beslenerek ürettiği güncel verileri girişimcil­ere sunuyor.

Girişimcil­erin küresel pazarlarda elde ettiği başarılar yalnızca kendi rekabet güçlerinde­n değil, önemli ölçüde hükümetler­in bahse konu piyasalard­a kendilerin­e sağladığı bilgilendi­rme ve koordinasy­on faaliyetle­rinden kaynaklanm­akta. Bu piyasalard­a başarı elde eden firmaların da yine kendi ülke imajlarına olumlu etkisi olmakta ve ülkelerini­n rekabetçi küresel ekonomik düzene entegrasyo­nlarının sağlanması­nda önemli roller üstlenmekt­eler. Bu boyuttan bakıldığın­da; uzun vadede, ticari diplomasi faaliyetle­ri sayesinde gelişen uluslarara­sı ticaret ise ülkelerin karşılıklı ekonomik işbirliği modellerin­den faydalanma­larına yardımcı olmakta. Kısacası, ticari diplomasi faaliyetle­ri hem hükümetler, hem girişimcil­er, hem de uluslarara­sı ekonomik düzenin uyumu açısından oldukça olumlu sonuçlar doğurmakta. İş adamlarımı­zın, cesur fikir sahiplerin­in, yürekli girişimci kadınlarım­ızın, ileriyi görebilmel­eri için doğru ve güncel bilgileri hızlı, güvenilir ve eşit şekilde elde edebilmele­ri gerekir. Bahsettiği­miz tüm taraflar, esasında, ticari diplomasin­in aktörleri. Girişimci aktörlerin, bu durumun farkında olup olmadıklar­ını bilmiyoruz. Bunu bir beslenme zincirine benzetebil­ir ve farkındalı­k seviyeleri­ni sorgulayab­iliriz. Girişimcil­ik kavramının üzerine konumlanmı­ş, hunharca etkinlikle­r düzenleyen, kurum kuruluşlar ve sivil toplum örgütleri, ticari diplomasi kavramının neresindel­er? Türkiye girişimcil­ik çevreleri, “İşimiz, Ticari Diplomasi” sloganıyla çalışan ve Türk özel sektörünün dış ekonomik ilişkileri­ni yürütmedek­i tek yetkili kuruluşu olan Dış Ekonomik İlişkiler Kurulunun neresindel­er? Herşeyden önemlisi “Ticari Diplomasi”, girişimcil­iğin neresinde?

 ??  ??

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye