KUŞATILAN TÜRKİYE -4-
Türkiye'yi kendi ülkelerinin, çıkarları söz konusu olduğunda en son limitine kadar kullananların, söz konusu Türkiye ve milli menfaatleri olduğunda Türkiye'yi teröre karşı yalnız bırakanların Türkiye'yi, ne S-400 füzeleri nede farklı kategorilerdeki tercihlerinden dolayı sorgulayamaz, kısıtlayamazlar. Yunanistan Rusya'dan S - 300 füzeleri alırken sessiz kalırken, gıkı çıkmayan, Türkiye, ABD'den Milli güvenliği için talep ettiği Patriot Füzelerini vermediği için, Rusya'dan aynı Yunanistan gibi tedarik edince zıplamaya başlaması, bu ikilem değil de nedir? Türkiye'yi akıllarınca iki türlü köşeye sıkıştırma oyunları tutmamıştır. Türkiye'ye baskıyla hem S-400 füzeleri aldırılmayacaktı, hem de Patriot Füzesi verilmeyecekti. Ama Türkiye bu oyuna düşmeyerek S-400 füzelerini almıştır. Türkiye'yi kurtlar sofrasında yapayalnız bırakıp, Türkiye'nin yeni yol haritası ile ilgili eleştiri yapma hakkı bunların hiç olamaz. Tarih boyunca ilişkilerde sürekli kaypak ve yalanlarla zorunlu yürütülen dostluk adı altında kaybettirilen hep Türkiye olmuştur. Bundan sonra Türkiye'nin tahammülü yalan dolanlara kalmamıştır.
Ayrıca AB Ülkeleri, Türkiye'yi tam elli yılı aşkın bir süredir, üyelik adıyla, son on yıldır da, aday ülke masalı ile kandırdıkları yetmiyormuş gibi, buna karşın Türkiye’nin artık bir 'B' planın olması ve AB’ye alternatif arayışları içinde olmasından daha doğal ne olabilir. Türkiye her devirde aktif lokomotif bir ülke olmuştur. Bazı ülkeler gibi statik vagon ülke olma rolünü hiçbir zaman kabullenmemiştir.
Kandırıldığını, oyalandığını net bir şekilde bilmesine karşın sabırla, sebatla bekleyen Türkiye, bunların bunca olumsuzluklarına rağmen tüm iyi niyeti ile ABD ile dost ve müttefik kalmaya özveri ile uymuş, Türkiye’nin AB üyesi olma yolunda tüm çabalarını AB uyum yasaları çıkararak, müktesebatını uyumlu hale getirerek yapmaktadır. Fakat gelin görün ki Türkiye'nin tüm attığı iyi niyetli adımlarına karşılık her seferinde gerek AB olsun gerek ABD tarafından uyduruk bahanelerle ambargolarla Türk ekonomisi ve Savunması adeta kasıtlı olarak sekteye uğratılmaktadır, ayrıca teröristlere ve terör devletlerine yapılan her türlü yardımlar, Türkiye düşmanlarına destek olarak dostluğu ve müttefikliği suistimal ede gelmiştir, gerekse AB’de Türkiye’ye verdiği sözleri tutmamıştır. Bu söz tutulmayan konulardan hepinizin malumu sığınmacılar ile ilgili konu başı çekmektedir.
Kendi ülke vatandaşları rahat bir yaşam sürerken, Türkiye adeta bu ülkelerin vatandaşlarının rahatlığı için yaklaşık 5 milyon insanın her türlü maddi, manevi yükünü tek başına çekmektedir.
‘ENAYİ DEĞİLDİR’
Demokrasi havarisi olduğu iddiasındaki ABD'nin Türkiye’de demokrasiye darbe yapmaya kalkan Fetö elebaşı ve onun terör örgütüne ev sahipliği konumunda olması ise aslında Türkiye açısından yenilir yutulur bir olay değildir.
Aynısını Türkiye onlara yapmış olsaydı doğacak sonuçlardan dolayı Türkiye'nin başına gelecekleri düşünmek bile istemeyiz. Türk seçmenin seçim tercihine bile müdahil olmak isteyen hazımsız zihniyet, Her fırsatta bir kaos yaratma sevdasındadır. Türkiye'de seçimler neticesinde istikrarlı yönetimin oluşması bir çok dış ve iç oyunu da bozmuştur.
Türkiye Vatandaşları tercihini seçimleri ile ortaya koymuştur. Seçimle ortaya konulan tercihin uygulayıcıları da gereğini Türkiye'nin Milli menfaatleri gereği gerek Türkiye sınırları içinde olsun, gerek Türkiye sınırları dışında olsun, Örneğin; Suriye'de olsun, Irak'da olsun, Ege'de olsun, Libya'da olsun, Afrika'da ki birtakım ülkelerde olsun, Asya'da olsun, Ermenistan'a karşı Azerbaycan'la Karabağ'da olsun, Mavi Vatan'da olsun, Afganistan, Arnavutluk gibi birçok ülkelerde olsun, gerekeni yaptıkça malum düşmanlar her türlü yaygara çıkarmakla kalmadıkları gibi Türkiye'nin geleceğini elinden alma planlarını da uygulamaya koymuşlardır.
Bunlara karşın Türkiye yurt içinde ve uluslararası alanda ilkeli ve kendi çıkarlarını koruyarak her alanda adeta göğüs göğüse çarpışarak, iç ve dış kabullenirliğini belirleyen politikaları ile yeni denizlere yelken açmaktadır.
Türkiye, ABD ve AB Ülkelerindeki malum çevreler tarafından ötekeleştirilirken, gerçekte ötekeliştirdiklerini sandıkları Türkiye'yi ABD ve AB ülkeleri gelecek yıllar açısından şimdiden kaybettiklerini idrak ettiklerinde dünya düzeninde birçok şey eskisi olmayacaktır. Dünya mazlumları mutlaka birgün zalimlere karşı galip gelecektir.