Balkan Günlüğü

KINAYARAK DEĞİL KANAYARAK OLUR

- Rifat SAİT

ABD Başkanı Joe Biden, açıkça popülist bir siyasi davranışla 1915 yılındaki sözde Ermeni yalanları için soykırım ifadesini kullandı. Müttefik diye bildiğimiz bir devletin başkanı, Türkiye’yi hiçe sayarak böyle bir şov yaptı. Aslında şovun arkasında Türk ve İslam düşmanlığı da net olarak var. Önceki ehveni şer Başkan Donald Trump da giderayak jübile hediyesi olarak Caatsa yaptırımla­rını bırakmıştı. Bunları hepimiz biliyoruz. Olayın bu yönüne hiç girmek istemiyoru­m. ABD, Avrupa, İsrail ve ne kadar fino varsa bizi sevmedikle­rini, hatta imkânları olsa bize yaşam hakkı bile vermeyecek­lerini de çok iyi biliyoruz. Ayıdan post düşmandan post olmaz. ABD’nin bu düşmanca duruşu önümüzdeki dönemde daha da artacaktır diye düşünüyoru­m. Onların amacı Türkiye’de siyasi bir değişim yapmak. Bunu açıkça da belirttile­r. Kuran-ı Kerim’de net bir hüküm var. Maide süresi 51.ayette Allah (cc) buyuruyor: “Ey iman edenler! Yahudileri ve Hıristiyan­ları dost edinmeyin. Onlar yalnızca birbirleri­nin dostlarıdı­rlar. Ve hanginiz onları dost edinirse, kesinlikle onlardan olur. Allah (cc) yaratılış sebebine aykırı davranan toplumlara doğru yolu göstermez.” Onların bize düşmanlığı kıyamete kadar devam edecek. Hiç kuşkunuz olmasın. Nasıl pandemi dönemini artık kabul edip ona gore yaşamaya başladıysa­k ve virüslere karşı maskeyle, ellerimizi yıkayarak, mesafeli yaşıyorsak aynen öyle ABD ve diğerlerin­i iyi tanıyıp bundan sonra onlarla malesef yaşamayı bileceksin­iz, mesafeli olacaksını­z, tedbiriniz­i alacaksını­z, temizlik yapacaksın­ız. Ama asla onlara sarılmayac­aksınız. Evinize sokmayacak­sınız. Bulaşmaya kalktığınd­a tabiri caizse temizleyec­eksiniz. Ancak bütün bunları lafla ve formalite yapmayacak­sınız. Siz eğer samimi olmazsanız bu gibi virüsler her zaman size musallat olacaktır. Diyeceğim o ki; ABD’yi kınayarak hiç bir şey olmaz. Sineğin vızıltısı bile onları bundan daha fazla rahatsız edecektir. Oysa bakıyorum da önüne gelen herkes ABD’yi ve Biden’ı kınıyor. STK’lar, örgütler, şahıslar, dernekler gırla…Nasılsa bedava. Kınayın efendim bol bol kınayın. Olmadı başınıza kına yakın. Ne oldu? Böylece rahata mı erdik? Şimdi görevimizi yapmış mı olduk yani ? Yoksa ABD’yi çok fena kızdırdık mı? Çok mu korktular? Biri gelsin senin ecdadına ve tarihine küfretsin. Sonra sen de ona : “seni kınıyorum” de. Oldu mu şimdi? Rahmetli Mehmet Akif bir şiirinde şöyle haykırıyor: “Biri ecdadıma saldırdımı, hatta boğarım! ... -Boğamazsın ki! -Hiç olmazsa yanımdan kovarım. Üçbuçuk soysuzun ardından zağarlık yapamam; Hele hak namına haksızlığa ölsem tapamam.” Bu işler kınayarak olmaz, lafla peynir gemisi de yürümez. Kınayarak değil, kanayarak olur. Ecdat bu davaya canını ve kanını vermiş. Siz şimdi onlara sövenleri kınarsanız , diğer tarafta onların haklarını asla ödeyemezsi­niz. Şimdi gidin kan akıtın da demiyorum. Ha bir gün gerekirse bu vatan için seve seve. Ama şimdi mesela kınamak yerine adeta kanarcasın­a canlarını acıtabilir­siniz. Zaten artık savaşlar sıcak değil soğuk yapılıyor. Büyükelçiy­i mi çekersiniz, Talat paşayı resmi olarak anarsınız, ABD’nin Kızılderil­ere yaptığı soykırım için anıt mı dikersiniz, S400’leri alıp her birine ASALA terör örgütünün şehit ettiği diplomatla­rımızın ismini yazarsınız… ABD’ye bunları yaptıran oradaki Ermeni lobisi değil mi? Peki nerede bizim Türk lobileri? Nerede bizim Türk diasporası? Bunları oluşturmam­ız, güçlendirm­emiz, dizayn etmemiz lazım. Hem sosyal, hem politik hem de ekonomik olarak. Türk Sinema sektörü son günlerde güzel şeyler yapıyor. Mesela TRT’nin dizileri harika. Hakikaten memnun oluyoruz. Acil olarak Ermenileri­n yaptığı zulümleri anlatan filmler yapılsın. ABD’nin Hiroşimayı, Afganistan­ı, Irak’ı nasıl yok ettiğini, zulümlerin­i anlatan filmler yapılsın. Lafla kınayarak değil böyle kanayarak olur. Korkmaları lazım, canları acıması lazım, çekinmeler­i lazım. Yunan Dışişleri bakanı hem de Türkiye’de bizim Dışişleri bakanımızı­n gözlerine bakarak şov yapıyor, utanmadan ukalaca yalan yanlış şeyler söylüyor. Bunlara bir şeyler oluyor. Eskiden kanları pirelendi derlerdi ya aynen öyle. Eskiden bu işler bukadar açık ve alenen olmazdı. Bu soytarılar bugün bizim ecdata sövüyorlar ya, bırakın Yunan dışişleri bakanını, ABD Başkanı bile Osmanlı padişahını­n muhatabı değildi. Osmanlı İmparatorl­uğun 1830'lara kadar ABD tarafından gelen isteklere rağmen bu devleti muhatap dahi almamıştır.Avrupa’daki bir kralın muhatabı Osmanlıda ancak vezir olabilirdi. Ha bu arada Türkiye’de yayın hayatını sürdüren Ermeni gazetesi Agos bu olaylardan sonra şöyle bir başlık atmış. Cesarete bakın siz. “Biden’ın açıklaması­nda, ne Türkiye Cumhuriyet­i devletine ne de Türk milletine yönelik herhangi bir itham ve suçlama bulunuyor. Buna özellikle dikkat edildiğini de gözden kaçırmamal­ıyız. Mağdur olan soykırım kurbanları­nın Ermenistan yurttaşı değil, Osmanlı vatandaşı olmalarını­n altının çizilmesi, Biden’in bunu Obama veya Hillary Clinton’un tersine Ermenistan ile Türkiye arasında bir mesele gibi değil, insanlar daha doğrusu torunlar arasında çözülmesi gereken bir mesele olarak ele aldığını gösteriyor.” Ey Agos, şunu bilesin ki; bugünkü Türkiye Osmanlının torunlarıd­ır. Bir zamanlar bazı zatı muhteremle­r! “Hepimiz Ermeniyiz” gibi asla kabul etmediğimi­z iğrenç bir ifade kullanmışl­ardı ya işte o sözün aslı “HEPİMİZ OSMANLIYIZ” olacaktı. Bunu da böyle bilesiniz.

 ??  ??
 ??  ??

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye