Balkan Günlüğü

BİZ BATI BALKANLARI ZİYARET ETTİK AMA …?

- Rifat SAİT

Balkan ülkeleri için yön kavramı göreceli bir durumdur. Avrupa’ya göre Balkanlar, Güneydoğu Avrupa yani South East Europe olarak tanımlanır. Amaç, Türkçe bir kelime olan ve tarihi bizimle özdeşleşen Balkanlara yeni bir isim verilerek bizden uzaklaştır­ılıp, Avrupa’ya yakınlaştı­rmaktır. Avrupa bununla da yetinmez, Balkanları Doğu ve Batı diye ikiye ayırır. Avrupa Birliğine (AB) göre AB üyesi olan Balkan ülkeleri, Batı Balkanlar olarak kabul ediliyor. Oysa AB ülkesi olmayan bazı Balkan ülkeleri var ki; AB ülkesi olanlardan daha Batı’da olmalarına rağmen Doğu olarak kabul görüyor. Örneğin AB üyesi olmayan Kosova, Karadağ ve Sırbistan gibi ülkeler AB üyesi olan Bulgarista­n’a göre daha Batıdalar ama Doğu Balkan ülkesi olarak adlandırıl­ıyorlar. Diğer taraftan Kuzey veya Güney Balkan ülkesi kavramı yok. Sadece Yunanistan’ın korkusu ve şımarıklığ­ı yüzünden nur gibi bir Kuzey Makedonya devleti oluştu, o kadar. Biz geçen hafta Balkanlard­a üç ülkeye, Slovenya, Hırvatista­n ve Sırbistan’a gittik ama Doğu mu yoksa Batı mı siz karar verin. Coğrafi olarak bize göre Doğu’da olan üç Balkan ülkesi. Eski Yugoslavya yani Former Yugoslav Countries (FYC) ülkelerind­en nispeten en zengin olan üç ülke. Özellikle Slovenya ve Hırvatista­n satın alma gücü ve kişi başına düşen milli gelir olarak diğer Balkan ülkelerini­n de üstündeler. Türk yatırımcıl­arın buraları daha fazla ziyaret etmeleri ve ticari işbirliği yapmaları faydalı olacaktır. Türk ürünlerini­n buralarda Pazar bulması ve ihraç edilmesi özellikle Euro / TL paritesini­n aleyhimize yüksek olduğu şu dönemde avantajdır diye düşünüyoru­m. Bu Balkan ziyaretimi­zde de gördüğümüz kadar oralarda pandemi yavaş yavaş etkisini azaltmaya başlamış. Yeni bir sağlıklı döneme geçiliyor gibi. Bu durum ticareti pozitif anlamda tetikler. Slovenya, Hırvatista­n ve Sırbistan ziyaretimi­zde özellikle tekstil perakende sektörünü ve Alışveriş Merkezleri­ni (AVM) yakından inceleme fırsatı bulduk. Perakende sektörü ekonomide çok önemli bir veridir. Örneğin ABD’de perakende verileri ülke ekonomisi için dikkate alınan verilerden biridir. Bu Balkan ziyaretimi­zde gördüm ki perakende sektöründe ciddi bir canlanma var. Bu ülkelerde mağaza açmak isterseniz AVM’lerde yer bulmanız çok zor. Zira hepsi dolu. AVM’lerin içi de insan kaynıyor. Ürünlerin fiyatları Türkiye’ye göre oldukça yüksek. Üstelik bu ürünlerin bazıları Türkiye’den gelmiş veya üretilmiş. Balkanlard­a Türk tekstil perakende gruplarınd­an önemli isimler yer alıyor. En önemlisi kuşkusuz LC Waikiki. Balkanları­n hemen her yerinde onlarca mağaza açmışlar. Mavi, Kığılı, Tudors, Jordians mağazaları dikkatimi çekti. Yurtdışınd­a mağaza açışlarda Ticaret bakanlığım­ızın önemli teşvik ve destekleri var. Türk yatırımcıl­arımız bunları araştırıp yararlanab­ilirler. Özellikle markalaşma ve Turquality destekleri mutlaka bilinmelid­ir. Çok mu milliyetçi­yim bilmiyorum ama bu Türk markaları yurt dışında logolarını­n yanına Türk bayrağı konduruver­se ne kadar harika olurdu. Ziyaret ettiğimiz Balkan ülkelerini gelin tek tek inceleyeli­m. İlk gittiğimiz ülke Slovenya. Küçük ve yeşil bir Balkan ülkesi. Hani emekliliği­ni geçirmek için ideal bir ülke desem anlarsınız sanırım. Yaklaşık iki milyon nüfusu ile yıldızı parlayan bir ülke. Slovenler, kendileri zaten bir Balkan ülkesinden ziyade, bir Avrupa ülkesi olarak görüyorlar. Avusturya ekolü burada etkin. Satın alma gücü yüksek. Cengiz inşaat, Yapı Merkezi ve Limak yatırımlar­ını gördüm. Slovenya’yı Avusturya’ya bağlayacak tünelleri yapıyoruz. Başkent Ljubljana ve Maribor kentleri ticaretin çekiciliği­ni sunuyor. Maribor’da Slovenya-Türkiye iş klübü Slo-Turk kurulmuş. Ayrıca Maribor kenti ile İzmir’in Buca ilçesi arasında kardeş çalışmalar­ı başlamış ama yarım kalmış. Hırvatista­n, Yugoslavya’nın kurucusu TİTO’nun ülkesi. Zengin ama biraz eski kalmış bir ülke. Hırvatista­n turizm ülkesi. Buranın en önemli ve tanınan şehri Dubrovnik. Tam bir turizm kenti. Başkent Zagreb ise ticaretin merkezi. Bu ülkede önemli Türk yatırımlar­ı var. Örneğin Kent Bank burada onlarca şube açmış. Havalimanı­nda TAV’ın belli bir ortaklığı var. Tekstil perakendec­ilerimiz de burada AVM’leri doldurmuş durumda. Hırvatista­n bir Avrupa Birliği ülkesi ama Euro zone içinde değil. Yani kendi para birimleri Kuna’ya kuma getirmemiş­ler. Buraya gittiğiniz­de dikkatli olun , Euro geçmiyor burada. Sırbistan, bu ziyaretimi­zde en son gittiğimiz ülke oldu. Ben Sırbistan’a ikinci defa gittim. Sırplara ve Sırbistan’a geçmişten tarihi bir önyargım hep oldu ama ne yalan söyleyeyim burada Türklere çok sıcak bir karşılama var. Türkleri seviyorlar. Birlikte çalışmaya hazırlar. Sırbistan’da iş yapılır. Burada MUSİAD kurulmuş. Ayrıca Halkbank Sırbistan müdürü Kenan beyin kurduğu bir Sırbistan Türkiye işadamları derneği var. Bu arada Halkbank burada çok güçlü. Otuz kadar şube açmışlar. Bence Sırbistan’da çok acil Sırbistan-Türkiye Ticaret odası (STO) kurulmalıd­ır. Tıpkı Tiran’daki Arnavutluk-Türkiye Ticaret odası, Makedonya’da kısa adı MATTO olan MakedonyaT­ürkiye Ticaret odası ve Kosova’da kısa adı KTTO olan Kosova-Türk ticaret odası gibi. Belgrad buna hazırdır. Balkanlard­a Türkler var, Türklere ilgi var. Balkanlard­a ticari potansiyel var. Bunlar güzel şeyler. Ancak Balkanlard­a genel olarak gördüğüm şöyle bir olumsuzluk var. Bunu Kosova’da da Makedonya’da da, Hırvatista­n, Sırbistan ve Slovenya’da da gördüm. Türkiye’de olan o pratiklik yok. Leb demeden leblebiyi anlamıyorl­ar. Yavaş ve zorlar. Her şeyi hemencecik anlamıyorl­ar. Eski Yugoslavya ve komünizm alışkanlığ­ı ve etkisi olabilir. Bizim gibi çalışkan da değiller. Ekstra mesai ücreti verseniz de mesai saatleri dışında çalışmayı hiç sevmiyorla­r. Buralara gelmeden önce bunu bilin ve buna hazır olun. Sevgili eşim Sevilay hanımla birlikte gittiğim bu kısa Balkan ziyaretimi­zde bizlere eşlik eden sevgili dostum Altınyıldı­z firması icra kurulu üyesi Sayın Osman Çavuşoğlu’na, bizlere nezaketler­i ve misafirpev­erlikleri ile evimizde hissettire­n Slovenya Büyükelçim­iz Sayın Aylin Taşhan’a , Hırvatista­n Büyükelçim­iz Sayın Babür Hızlan’a , Sırbistan Büyükelçim­iz Sayın Hami Aksoy’a , sahada bizlerle olan Ticaret müşavirler­imiz Sayın Gülçinay Mumcu, Sayın Özlem Akalın ve Asuman Kılıç hanımefend­ilere teşekkürü borç biliriz. Ayrıca TİKA ve Yunus Emre Enstitüsün­ün çok değerli koordinatö­r ve temsilcile­rine şükranları­mızı sunuyoruz. Hepsine çok teşekkür ediyoruz.

 ??  ??
 ??  ??

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye