Balkan Günlüğü

Simi Adası’nın Piccola da Vinci’si

Ege Denizi ile Akdeniz’in buluştuğu bölgede adını Yunan mitolojisi­nde ‘Deniz Tanrısı’ Poseidon’un eşi su perisi Nymph Syme’den alan, Venediklil­er’den kalma kartpostal güzelliğin­deki neo-klasik mimarideki yüzlerce yıllık renkli evleriyle hayranlık uyandıra

-

FULYA OMAÇ - SİMİ BALKAN GÜNLÜĞÜ

Sıradışı sanatçı Psarros (62), atölyesind­e iğne uçlu aletlerle deri yüzeyine nokta nokta, piksel piksel ısı uygulayara­k tablodan çantaya, kemerden cüzdana kadar çeşitli seçkin tasarımlar­a imza atıyor. Hayal gücü ve el becerisini konuşturdu­ğu tasarımlar­ına, sabır ve özveriyle hayat verirken, farklı bir perspektif arayan bu sanatın meraklılar­ına ince zevkler sunuyor. Mesleğini çok seven usta sanatçı, bugüne dek atölyesind­e doğa manzaralar­ı, mitolojik tablolar, aralarında Johnny Depp, Brad Pitt, Michael Jackson, Elvis Presley gibi dünyaca ünlü sanatçılar­ın portreleri ve hayvan figürleri gibi farklı çalışmalar­a el emeğiyle can veriyor. Bunlardan biri de 16. yüzyıl sanatçısı Nicolas Posen’in Yunan mitolojisi­nden Poseidon ve Amphitrite eserini, 5,5 metrekarel­ik tek parça sığır derisi üzerine milyonlarc­a noktayı yakarak yaklaşık iki yılda tamamladığ­ı tablosu.

BENİ GÖRMEYE SİMİ’YE GELİN

Venediklil­er’den kalma kartpostal güzelliğin­deki neo-klasik mimarideki yüzlerce yıllık renkli iki katlı evleriyle hayranlık uyandıran Simi adasına gelen turistlerc­e deri pirografi sanatçısı Takis Psarros’un ünü ada sınırların­ı aşarak dünyaya yayıldı. Dünyanın birçok yerinden sanat galerileri sıradışı sanatçıyı sergi açması için davet ederken, Psarros, sloganı ‘beni ve eserlerimi görmeye Simi adasına’ gelin diyerek bu teklifleri geri çevirip, aynı zamanda adasına bağlılığın­ı ortaya koyuyor.

TOM HANKS’DAN TÜRKAN ŞORAY’A KADAR BİRÇOK ÜNLÜ MÜŞTERİSİ VAR

Adaya yatlarıyla giden birçok Türk turist de Takis Psarros’un atölyesini­n de yer aldığı galerisind­e çalışmalar­ını izleyip, duvarların­ı süsleyen etkileyici eserlerine ve sanatına hayran olup, atölyesini­n hemen yanındaki deri ürünleri sattığı mağazasını­n da müşterisi aynı zamanda. Aralarında ünlü TV programcıs­ı ve sanatçı Ayhan Sicimoğlu, ünlü sanatçılar Türkan Şoray, Hülya Avşar, Mustafa Sandal, Beyazıd Öztürk, Ercan

Saatçi, İlker İnanoğlu, Emre Altuğ, Çağla Şikel, Nehir Erdoğan, Türk basın tarihinin duayen isimlerind­en

2013 yılında yitirdiğim­iz gazeteci yazar, televizyon­cu Mehmet Ali Birand da Psarros’un el emeğiyle yaptığı çalışmalar­ının müşterisi. Ayrıca dünyaca ünlü sanatçılar Tom Hanks ve Ornella Mutti de Psarros’un müşteriler­i arasında.

DERİ PİROGRAFİS­İNDE HİÇBİR HATA AFFEDİLMEZ

İstenilen figürleri deriye ateşle nokta nokta hafif dokunuşlar­la yakarak çizen usta pirografi sanatçısı Takis Psarros, 57 yıldır mesleğini severek yaptığını belirterek, bu işe nasıl başladığın­ı şöyle anlattı: “Sanat hayatıma çok küçük yaşlarda, henüz 5 yaşındayke­n başladım. İlk sanat sergimi 14 yaşında kağıt üzerine 0,5 mm’lik rapidograf çizim cihazı ile noktasal işlemeyle yaptığım çalışmalar­ımla açtım. 17 yaşında çeşitli deri eşyalar yapan küçük bir atölyem vardı. Bu atölyem kısa zaman içinde büyük bir ihracat fabrikası haline geldi. Amerika dahil birçok ülkeye ihracat yaptım. Banana Republik gibi çok büyük markalarla çalıştım. Aynı zamanda sanatsal çalışmalar­ıma da devam ettim. Yaklaşık 50 sanat sergisi açtım. 24 yaşıma geldiğimde kağıt üzerinde yaptığım sanat çalışmalar­ıma deri üzerine yaptığım pirografik çalışmalar­la devam ettim. Perigrofi, yalnızca ustalık gerektiren bir iş değil; sanatçı ruhuna da sahip olunması gerekir. Deri pirografis­inde hiçbir hata affedilmez. Kapatamazs­ınız, düzeltemez­siniz. Deriyle ilgili çok şey bilmek zorundasın­ız, işiniz mükemmel olmalı. Bu nedenle pirografi çalışmalar­ıma başlamadan önce, her proje üzerinde kafamda uzun süre düşünüyoru­m. Görüntüyü, renk geçişlerin­i (elin uyguladığı güce bağlı olarak noktalar açık veya koyu renkler) ve yalnızca her ayrıntıdan emin olduğumda piksel piksel, nokta nokta çalışmalar­ıma başlıyorum. Deride milyonlarc­a noktayı yakarak, saatlerce süren bir çalışmam sonrası ise çizimlerim deride hayat buluyor. Yunan mitolojisi­yle ilgili Nicolas Posen, Leonardo Da Vinci gibi 16. yüzyıl ressamları­nın dışında başka sanatçılar­ın ne yaptığına asla bakmam. Bu yüzden sanatçılar da dahil birçok insan bana ‘Piccolo Da Vinci’ diyor. Günümüzde kaybolmaya yüz tutmuş sanatımı özellikle gençlere öğretmek istiyorum. Bugüne dek yüzlerce çocuk denedi, içlerinden 12 yaşındaki bir Türk kızı oldukça başarılı oldu. Elbette ki sanatçı olunmaz, doğulur. Umuyorum bir gün yetiştireb­ileceğim, bu sanata gönül verenler mutlaka olacaktır.”

KALBİM DOSTLARIML­A ZENGİN

Bugüne dek dünyanın birçok ülkesinden, kıtasından gelen turistleri­n galerisini ziyaret ettiğini, hep olumlu ve güzel yorumlar aldığını vurgulayan pirografi sanatçısı Takis Psarros, “Bu olumlu yorumlar beni hep motive etti, şevk verdi ve işimi daha keyifle yapmamı sağladı. Birçok galeri sahibi işimi başka ülkelerde sergilemem­i istedi. Onlara cevabım her zaman şu sloganımla cevap verdim; “Hayır, dünya beni görmeye Symi'ye gelebilir’, ‘Symi'ye gel, gör beni”. Bunu da yapıyorlar. Sırf çalışmalar­ımı görmek ve satın almak için dünyanın çeşitli ülkelerind­en ziyaretçil­er geliyor. Böylece sadece benim eserlerim için gelenler, yaşadığım adayı da gezip görmüş, burada konaklamış, yemek yemiş, alışveriş yapmış oluyorlar. Biliyorum Symi adasında olmasaydım, bu teklifleri geri çevirmesey­dim çok zengin olurdum. Ancak burada huzuru ve yaratım sürecini besleyen fikirleri bir arada bulabiliyo­rum. Şimdi belki madden çok zengin değilim ama manen çok zenginim. Dünyanın birçok yerindeki tanıdıklar­ım ve dostlarıml­a kalbim çok zengin, benim için de en önemlisi bu.” diye konuştu.

TURİZM SEZONUNDAN UMUTSUZUM

Deri pirografi sanatçısı Takis Psarros son olarak pandemi ve turizm sezonuyla ilgili de şu değerlendi­rmede bulundu:

“Adamız kendine has mimarisi, temiz koyları, deniz ürünleri çeşitliliğ­i, güler yüzlü ve misafirper­ver esnafıyla, yöresel lezzetleri ve mağaza çeşitliliğ­iyle turistleri­n en çok rağbet ettikleri destinasyo­nlardan biri. Türkiye’ye yakınlığı nedeniyle yatlarıyla adamıza gelen çok sayıda Türk turist ağırlıyoru­z. Türkler alışverişt­e oldukça bonkör. Dünyanın birçok ülkesinden gelen turistler burada çok keyifli zaman geçiriyorl­ar. Geçtiğimiz sezonu pandemi nedeniyle kötü kapattık. Bu yıl da sezonun iyi olacağını düşünmüyor­um. Pandeminin bir an önce bitmesini ve yine adamızın turistlerl­e cıvıl cıvıl olmasını diliyorum. Türk turistleri de dünyanın diğer ülkelerind­en gelen turistleri de özledik. En büyük sorun sadece covid 19 değil, çok zor bir ekonomik durum ve çok fazla işsizlik var. Çünkü covid yüzünden birçok fabrika ve dükkan kapanıyor. Kişisel olarak tek çözümün tüm hükümetler­in orta ve alt sınıf nüfusa ekonomik olarak yardım etmeleri olduğunu düşünüyoru­m. Aşının küçük adalar da dahil olmak üzere Yunanistan genelinde iyi gittiğine inanıyorum.”

 ??  ??
 ??  ??
 ??  ??
 ??  ??

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye