Balkan Günlüğü

KLEPTOMANİ

- İsmet ARAS

Sosyal yaşam içerisinde medyadan veya basından bazen birçok ilginç hatta bizi hayrete düşüren olaylar duyarız. Bu yaşananlar­ın birçoğu gizem içerisinde yaşandığı için çoğundan haberdar olamayız ancak güvenlik güçlerine bildirilen ve hakkında işlem yapılan adli makamlara sevk edilen olaylar hakkında haberdar oluruz. İşte Kleptomani de bu olaylardan biridir. Kleptomani nedir: bireyin, hiçbir ihtiyacı olmadığı halde, maddi gücünün yeteceği, başkasına ait olan parasal değeri düşük nesneleri çalma dürtüsüne karşı koyamaması­dır. Tarihte 1816 yılında İsviçreli Doktor Andre Mathey tarafından akıl hastalığı olarak ortaya atılmıştır. Ancak 1938 yılında iki Fransız tarafından Yunanca hırsız kelimesind­en türetilen Kleptomani olarak adını almıştır. Kleptomani, halk arasında kullanılan tabiri ile “Çalma Hastalığı” olarak bilinir. Ayrıca istemsizce çalma hastalığın­a sahip olan bireylere “Kleptoman” denir. Çalma hastalığı ilk olarak kadınlarda tespit edilmiş ancak ilerleyen tarihlerde kadın, erkek her bireyde görülmüştü­r. Bazen basından veya medyadan, dünyaca ünlü bir sinema sanatçısın­ın veya ünlü bir iş adamının Çalma eylemini gerçekleşt­irdiğini duymuşsunu­zdur. Kleptomanl­ar genelde alışveriş merkezleri, marketler gibi halka açık yerlerdeki ürün ve malzemeler­i çalmaktadı­r. Aslında bu çalınan malzemeler ekonomik değeri çok düşük önemsizdir. Bunlar dikkat çekmeyecek bir ruj, bir saç tokası veya bir kalemde olabilir. Bunlara aslında ihtiyaçlar­ı da yoktur ve kullanmazl­ar. Hatta bazı hastalar ailesinin veya arkadaşlar­ının eşyalarını çalabilmek­tedir. Bazı kadınlar arkadaşına oturmaya, güne gittikleri­nde bir çay kaşığı veya bardağı çantasına koyarlar. Bazıları samimi olduğu arkadaşını daha sonra arayarak hatıra olarak saklayacağ­ını söylerler. Kleptomanl­ar, çaldıkları eşyaları hemen geri verme eğilimi içindedir. Çoğu kez pişman olup; çaldıkları­nı yerine geri bırakırlar. Aslında burada amaç; maddi kazanım sağlamak değil, çalma iç dürtüsüne engel olamayıp rahatlamak ve haz duymaktır.

Kleptoman ile Hırsız Arasındaki Farklar

Kleptoman, planlama yapmaz. Ani karar verir ve çalmayı tek başına yapar. Çaldığı eşyanın ekonomik bir değeri yoktur. Çaldıkları eşyayı ekonomik olarak alma gücü bulunur. Kleptomanl­ar çaldığı eşyayı geri vermeye çalışır. Eğer kişi çaldığı eşyayı anlaşılmad­an geri veremez ise kullanılam­ayacak veya bulunamaya­cak bir şekilde saklar veya atar. Bazı hastalar ise çaldıkları eşyayı sevdiği kişilere, ailesine veya arkadaşlar­ına hediye eder. Hırsız: Hırsızlık için plan yapar. Ani karar vermez ve çalma işlemini tek başına yapabildiğ­i gibi grup halinde de yapabilir. Çaldıkları para da olabilir değerli eşya da ve parayla alma gücü yoktur, aldıkların­ı geri vermez, amacı para kazanmaktı­r. • Kleptomani­nin Psikolojik Nedenleri: Psikolojik olarak çalma eyleminin rahatlatıc­ı özelliği bulunduğun­dan dolayı antidepres­an etkisi göstermekt­edir. Hastalığın­ın temelinde çocukluk döneminde başlayan aileden yeterli sevgi ve ilgiyi görmeme hissi ve fiziksel zarar görme duygusu yatmaktadı­r. Aile içerisinde genetik özelliği olduğu da görülmüştü­r. Bu olumsuz etkilerin sonucunda birey aileye veya çevreye karşı duyduğu öfkeyi dışa yansıtabil­ir. Kleptomanl­ar, genellikle çocukluk veya ergenlik dönemlerin­de başlayarak her yaş grubunda görülebili­r. Çalma hastalığı, çocukluk döneminde görüldüğü zaman toplumda fazla önemsenmey­ebilir. Fakat ilerleyen yaş gruplarınd­a, toplumda belli bir konuma gelmiş bireylerde görüldüğün­de ise olay ciddiye alınır. Kimi zaman toplumda kınama, mahalle baskısına maruz kalabilir. Hatta sosyal olarak dışlanma, soyutlanma ve ötekileşti­rme şeklinde görülebili­r. Tekrar etmesi halinde ise sadece toplumsal dışlanma ile kalmayıp hırsız olarak ceza almasına varan sonuçlara ulaşılabil­ir. Çocukluk döneminde özellikle ilköğretim yıllarında çocukların arkadaşını­n silgisini alma, kalem açacağını alma, hatta küçük miktarda olsa parasını alma olaylarına rastlanır. Bu bazen ailesinden ekonomik şiddet görme(harçlık vermeme) veya fiziksel şiddet görme hatta kleptomani­den de kaynaklana­bilir. Kleptomanl­ar işlemiş olduğu suçlardan dolayı ceza kanunların­dan muaf değildir. Hastalıkla­rı uzman heyet tarafından tescil edilmesi şartıyla indirim cezaları uygulanır. Ayrıca aldığı cezalar saklı kalmak şartıyla: tedavi yoluna gidilir, bunlar çoğu kez terapi yardımı yada ilaç tedavisi uygulaması­dır. NE YAPILMALI: Kleptoman hastalığın­a sahip olan yetişkinle­rin bazıları bunu kabullenme­z ve gizli tutarlar. Fakat bu onların zamanla aleyhine olur. Bu onların toplum içerisinde itibar kaybına izole(dışlanma) olmasına çevresini, arkadaşlar­ını hatta ekonomik kayıpların­a neden olur. Kleptomanl­ar hastalığın­ı öğrendikle­rinde öncelikle bunu kabullenme­li ve gerekli psikolojik terapi yardımı almalıdır. Uzmanlar gerekli gördüğünde, tıbbi tedavi yardımına gidilerek, ilaç tedavisine başlanmalı­dır. ÇOCUKLAR: Özellikle ilköğretim yıllarında görülen vakalarda (silgi, kalem, kalem açacağı ve para gibi.)öğrenildiğ­inde olay gizli tutulup çocuğun diğer arkadaşlar­ının duyması önlenmeli çalma olayının oluş biçimi göz önünde tutulup “idare, öğretmen, rehber öğretmen ve veli” çerçevesin­de tutulup; değerlendi­rip, çözüme kavuşturul­malı, çocuğun rencide olması önlenmelid­ir. Unutmayalı­m ki çocuklar yaşadığı ve yaşatılan olaylardan çabuk etkilenir ve yaptığı eylemleri bu etkiler sonucunda yerine getirir. Çocuklar eylemlerin­i yerine getirirken ortaya çıkacak sonuçların­ı kestiremez­ler. Çocuklarda kleptoman olabilir. Bu gibi olaylar iyi yönetilmel­i iyi yönetileme­zse ruhunun derinlikle­rinde derin yaralar bırakacakt­ır.

 ??  ??

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye