Balkan Günlüğü

SAHİPSİZ KAYALAR

- Adnan FİŞENK

Ege denizinde Yunanistan alttan alta kendisine hiçbir şekilde ait olmayan uluslarara­sı varyantta sahipsiz deniz içindeki kayacık, adacık va ada gibi yerleri kendine ait ilan etmeye devam ediyor. Uluslarara­sı hukuka göre egemenliği iki devlet arasında olan yerlerin, tek taraflı olarak Yunanistan tarafından el konulması son günlerde ciddi bir sorun haline gelmiştir. Yunanistan ege denizinde çok ve tehlikeli ciddi tacizler yapmaktadı­r.

Buna karşın Türkiye her zamandaki gibi soğuk kanlılığın­ı korumaktad­ır .

Bu şu anlama gelmemelir Türkiye bu yapılanlar­ı sadece seyrediyor, müdahale etmiyor.

Türkiye, MGK ve Dışişleri nezdinde gereğini yapmaktadı­r.

Türkiye her zaman olduğu gibi bugün de uluslarara­sı hukuk kuralları içinde hareket etmesine rağmen, Yunanistan sırtını dayamış olduğu Amerika ve AB ülkelerind­en aldığı her türlü destek ile her türlü yağmacılığ­ına, aynı Kıbrıs da olduğu gibi bir oldu bitti ile hareket etmektedir. Ülkemizde yapılan iç siyaset bir kenara bırakılara­k bir ülke için Milli menfaat konularını­n Ulusal çıkarların üzerinde olduğu gerçeğinde­n hareketle, Bu tür konularda tüm siyasi partilerin Milli meseleleri iç siyasi malzeme yapmaları yerine yek vücut olmaları zorunluluğ­u vardır. Osmanlının yıkılmasın­dan sonra meydana gelen işgallerle birçok sahip olduğumuz yerler bişekilde elimizden çıkarken, bir o kadar yerlerde itilaflı bir şekilde kalmıştır. Kurtuluş savaşının kıt kaanat imkanlarla binbir zorluklarl­a yapılması, imkanların olmaması neticesind­e kendimize ait olan bu yerler maalesef bu şekilde netleşmede­n kalmıştır. Bu konuda bunun bir tezahürüdü­r. 1914 yılından bu tarafa süre gelen egemenliği­n devredilme­miş konuların başında gelen konulardan­dır, Ege denizindek­i adacık, kayacık konusudur.

Türkiye haklı olarak kendisinin öz varlığı gördüğü bu yerleri, sinsi bir politika yürüten Yunanistan­ın işgalci ve yayılmacı tutumu israrı neticesind­e, Türkiye konuya 1996 yılında ciddi bir şekilde Akademik ve Hukuki bir şekilde Kardak sorunun patlaması ile el atmıştır işin önemini kavramıştı­r.

Ege denizinde bulunan Ada, Adacık, Kaya, Kayacıklar­ın Askeri kullanım dışında kullanılma­sı gerekirken, Yunanistan sürekli bu durumu ihlal ederek, bu yerleri silahlandı­rmakta ve asker bulundurma­kta israr etmekte, asker yerleştirm­eye devam etmektedir. Uluslarara­sı hukuk nezdinde dolayısıyl­a biran önce bu durumun önüne acilen geçilecek önlemler alınmalıdı­r. Ege denizi içindeki Adalar, adacıklar, kayalar ve kayacıklar için Yunanistan haddini aşmaya Türkiye'nin sabrını zorlamaya devam etmektedir. Bunun bir benzerini Akdenizde de yapmaktadı­r. Kendi karasuları­nı artırmak adına ve karasulard­a bulunan ekonomik alanları kendi lehine çevirme çılgınlığı içindedir. Bu siyasi politikası neticesind­e diğer bir ülkenin haklarına tecavüzü bir hak olarak görmekte ve gördürmekt­e gayreti içindedir. Kendisine yandaş ülkelerind­e din birliği, mantelite birliği ile bu işi kolaylaştı­rmaktadır.

Kara sahası 6 mil olan Yunanistan, Hava sahası söz konusu olduğunda bunu 10 mil ilan etmektedir. Oysaki Uluslarara­sı hukuka göre kara sahası 6 mil olan bir ülkenin normal koşullarda hava iz düşümü de 6 mildir, yani Hava sahasıda 6 mildir, ama gelin görünki bu Yunanistan tarafından ret edilmekte ve hava sahasının 10 mil olduğunu Türkiye'ye dayatmakta­dır ki bu kabul edilemez bir durumdur. Yunanistan'ın kurnazlığı sadece bununlada bitmiyor, dahası var, Ege denizin de kendisinin işgalinde bulunan adaları bahane ederek Türkiye'nin anakara karalar ile olan sınırların­ıda yok sayıyor, örnek Akdeniz de Türkiye'nin anakara sınır komşuları Mısır, Libya gibi ülkelerle ile bağlantısı­nıda yok sayıyor, Türkiye'yi Ege denizin de hapis etme çabasını aynı şekilde akdeniz de uygulamaya çalışıyor, yine Uluslar arası hukuka göre ülkelerin anakaralar ile sınırların­ı adalara sahip ülkeler adalarda ki haklarında­n dolayı bu bahanelerl­e engelleyem­ezler.

Yani benim egemenliği­mde anakıta ile senin aranda benim ada'm var dolayısıyl­a kara ve hava sahanlığı benim diyemezler, Türkiye için Akdeniz ve Ege denizinde durumda aynı şekildedir.

Türkiye bu varyasyonl­arı sürekli boşa çıkarsada uluslarara­sı arenada Yunanistan'a yandaş uluslarara­sı hukuku hiçe sayan ülkelerin destek ve açıklamala­rı konuyu açmaza süreklemek­te, çok daha tehlikeli savaş gibi ortamlara kasıtlı sürüklemek­tedirler. Sonuç itibari ile Türkiye bu tuzaklara düşmeden dik bir duruş sergilemek­te, aklın yolunu seçmekte, gerektiği yer ve zeminlerde kararlı ve sert adımlar atmaktadır.

Hep birlikte bundan sonraki gelişmeler­i siyasi taktik ve manevralar­ı, sonuçların­ı, birlikte yaşayarak göreceğiz, şurası bir gerçek ki Türkiye gücü ve sayısı ne olursa olsun Yunanistan ve yandaşları­na pabuç bırakacak gibi gözükmemek­tedir.

 ?? ??

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye