SAHİPSİZ KAYALAR
Ege denizinde Yunanistan alttan alta kendisine hiçbir şekilde ait olmayan uluslararası varyantta sahipsiz deniz içindeki kayacık, adacık va ada gibi yerleri kendine ait ilan etmeye devam ediyor. Uluslararası hukuka göre egemenliği iki devlet arasında olan yerlerin, tek taraflı olarak Yunanistan tarafından el konulması son günlerde ciddi bir sorun haline gelmiştir. Yunanistan ege denizinde çok ve tehlikeli ciddi tacizler yapmaktadır.
Buna karşın Türkiye her zamandaki gibi soğuk kanlılığını korumaktadır .
Bu şu anlama gelmemelir Türkiye bu yapılanları sadece seyrediyor, müdahale etmiyor.
Türkiye, MGK ve Dışişleri nezdinde gereğini yapmaktadır.
Türkiye her zaman olduğu gibi bugün de uluslararası hukuk kuralları içinde hareket etmesine rağmen, Yunanistan sırtını dayamış olduğu Amerika ve AB ülkelerinden aldığı her türlü destek ile her türlü yağmacılığına, aynı Kıbrıs da olduğu gibi bir oldu bitti ile hareket etmektedir. Ülkemizde yapılan iç siyaset bir kenara bırakılarak bir ülke için Milli menfaat konularının Ulusal çıkarların üzerinde olduğu gerçeğinden hareketle, Bu tür konularda tüm siyasi partilerin Milli meseleleri iç siyasi malzeme yapmaları yerine yek vücut olmaları zorunluluğu vardır. Osmanlının yıkılmasından sonra meydana gelen işgallerle birçok sahip olduğumuz yerler bişekilde elimizden çıkarken, bir o kadar yerlerde itilaflı bir şekilde kalmıştır. Kurtuluş savaşının kıt kaanat imkanlarla binbir zorluklarla yapılması, imkanların olmaması neticesinde kendimize ait olan bu yerler maalesef bu şekilde netleşmeden kalmıştır. Bu konuda bunun bir tezahürüdür. 1914 yılından bu tarafa süre gelen egemenliğin devredilmemiş konuların başında gelen konulardandır, Ege denizindeki adacık, kayacık konusudur.
Türkiye haklı olarak kendisinin öz varlığı gördüğü bu yerleri, sinsi bir politika yürüten Yunanistanın işgalci ve yayılmacı tutumu israrı neticesinde, Türkiye konuya 1996 yılında ciddi bir şekilde Akademik ve Hukuki bir şekilde Kardak sorunun patlaması ile el atmıştır işin önemini kavramıştır.
Ege denizinde bulunan Ada, Adacık, Kaya, Kayacıkların Askeri kullanım dışında kullanılması gerekirken, Yunanistan sürekli bu durumu ihlal ederek, bu yerleri silahlandırmakta ve asker bulundurmakta israr etmekte, asker yerleştirmeye devam etmektedir. Uluslararası hukuk nezdinde dolayısıyla biran önce bu durumun önüne acilen geçilecek önlemler alınmalıdır. Ege denizi içindeki Adalar, adacıklar, kayalar ve kayacıklar için Yunanistan haddini aşmaya Türkiye'nin sabrını zorlamaya devam etmektedir. Bunun bir benzerini Akdenizde de yapmaktadır. Kendi karasularını artırmak adına ve karasularda bulunan ekonomik alanları kendi lehine çevirme çılgınlığı içindedir. Bu siyasi politikası neticesinde diğer bir ülkenin haklarına tecavüzü bir hak olarak görmekte ve gördürmekte gayreti içindedir. Kendisine yandaş ülkelerinde din birliği, mantelite birliği ile bu işi kolaylaştırmaktadır.
Kara sahası 6 mil olan Yunanistan, Hava sahası söz konusu olduğunda bunu 10 mil ilan etmektedir. Oysaki Uluslararası hukuka göre kara sahası 6 mil olan bir ülkenin normal koşullarda hava iz düşümü de 6 mildir, yani Hava sahasıda 6 mildir, ama gelin görünki bu Yunanistan tarafından ret edilmekte ve hava sahasının 10 mil olduğunu Türkiye'ye dayatmaktadır ki bu kabul edilemez bir durumdur. Yunanistan'ın kurnazlığı sadece bununlada bitmiyor, dahası var, Ege denizin de kendisinin işgalinde bulunan adaları bahane ederek Türkiye'nin anakara karalar ile olan sınırlarınıda yok sayıyor, örnek Akdeniz de Türkiye'nin anakara sınır komşuları Mısır, Libya gibi ülkelerle ile bağlantısınıda yok sayıyor, Türkiye'yi Ege denizin de hapis etme çabasını aynı şekilde akdeniz de uygulamaya çalışıyor, yine Uluslar arası hukuka göre ülkelerin anakaralar ile sınırlarını adalara sahip ülkeler adalarda ki haklarından dolayı bu bahanelerle engelleyemezler.
Yani benim egemenliğimde anakıta ile senin aranda benim ada'm var dolayısıyla kara ve hava sahanlığı benim diyemezler, Türkiye için Akdeniz ve Ege denizinde durumda aynı şekildedir.
Türkiye bu varyasyonları sürekli boşa çıkarsada uluslararası arenada Yunanistan'a yandaş uluslararası hukuku hiçe sayan ülkelerin destek ve açıklamaları konuyu açmaza süreklemekte, çok daha tehlikeli savaş gibi ortamlara kasıtlı sürüklemektedirler. Sonuç itibari ile Türkiye bu tuzaklara düşmeden dik bir duruş sergilemekte, aklın yolunu seçmekte, gerektiği yer ve zeminlerde kararlı ve sert adımlar atmaktadır.
Hep birlikte bundan sonraki gelişmeleri siyasi taktik ve manevraları, sonuçlarını, birlikte yaşayarak göreceğiz, şurası bir gerçek ki Türkiye gücü ve sayısı ne olursa olsun Yunanistan ve yandaşlarına pabuç bırakacak gibi gözükmemektedir.