Ö ÖZGÜVEN NASIL KAZANILIR?
zgüven; benlik algısı, benlik saygısı, kendini ifade etme, kendine değer verme gibi kavramları barındıran çok yönlü bir kavramdır. İlk olarak ailede kazanılır ve sonrasında okuldan, öğretmenimizden, arkadaşlık ilişkilerimizden etkilenir. İnsanların kişilik özellikleri bazen içedönük bazen dışadönük olsa da özgüven doğuştan getirdiğimiz bir özellik değildir. Özgüven kişinin kendine bakış açısı ve çevreyle etkileşimindeki yaşantılarının bir bütünüdür. İnsan gelişimsel bir varlıktır ve her gelişim döneminin kendince görevi vardır. Bu görevlere örnek olarak; okula başladığında başarılı olma, ergenlik döneminde kendini tanıma, kişilerarası ilişkiler, sonraki dönemde eş seçimi vs diye devam eder. Özgüven ikiye ayrılabilir. İç özgüven ve dış özgüven olmak üzere. İç özgüven kişinin hedefler koyması, istediğine ulaşabilmesi ve kendiyle ilgili olumlu bakış açısına sahip olması anlamına gelir. Dış özgüven ise rahat iletişim kurma, kendini rahat ifade edebilme olarak tanımlanabilir. Kendimizle ilgili olumlu algılarımız olsa da yani içsel özgüvenimiz yeterli olsa da bazen diğerleriyle iletişim kurmakta zorluk yaşayabiliriz. Yani dış özgüvenimizde geliştirmemiz gereken yönler olabilir. Bazen de dışarıda yeterince özgüven sahibi olarak görülsek de kendi içimizde yetersizlik, değersizlik, kendimize ve başaracaklarımıza dair umutsuzluk hissedebiliriz. Aileler de bazen özgüvenimizin bir yönünü destekleyerek diğer yönün geride kalmasına neden olabilir. Örneğin çocuğun okulda başarılı olması yönüyle gurur duyulurken çocuğa bedensel bir kusuruyla dalga geçme ya da seçimleriyle ilgili yüklenme olabilir. İnsanlar neden özgüven sahibi olmak isterler? Özgüven davranışlarımızın en önemli belirleyicilerinden biridir. Özgüven kendimize ve çevreye karşı daha iyimser bir bakış açısı kazandırır. Kendine güvenen, mücadeleci, sorumluluk sahibi bireyler yaşamda daha başarı olur. Zaman zaman öfke, umutsuzluk gibi olumsuz duyguları daha sık yaşadığımız bir dönemde olabiliriz. Sürekli özgüvenli olmaya çalışmak; bazı olumsuz duygularımızı yaşamaktan kaçınmamız anlamına gelebilir. Olumlu ve olumsuz duygular gün içinde yaşanabilir ve duyguların geçici olduğu bilinmelidir. Sürekli olumlu duyguları yaşamak mümkün olamayacağı gibi sürekli olumsuz duyguları da sürekli hissetmeyiz. Yani zaman zaman yüksek özgüvenli hissettiğimiz zaman zaman da daha düşük özgüvenli hissettiğimiz durumlar olabilir. Sürekli olumsuz duygular hissediyorsak veya özgüvenimizin uzun zamandır istediğimiz gibi olmadığını düşünüyorsak da mutlaka yardım almamız gerekir. Daha özgüvenli olmak, kendimizi daha iyi ifade etmek ve kendimize bakış açımızın daha iyi olması için öncelikle kendimize söylediğimiz ifadeleri düzenlememiz gerekiyor. Ben şanssız biriyim ne yapsam olmuyor gibi cümleler kurmak yerine, “bu durumda işler istediğim gibi gitmedi” demek kendimizi diğer durumlardaki olumsuzluklarla bütünleştirmemektir. Kendimizin değerli olduğunu bilmek, kendimizi değersiz hissettiğimiz ortamlardan uzaklaşmak da bir diğer yol olabilir. Kendimizi uzaklaştıramadığımız ortamlarda, aile ortamı gibi, kendimizi iyi hissettirmeyen ifadeler kullanıldığında bu ifadeleri düzenlemek işe yarayabilir. Etrafımızda ya da büyüdüğümüz ortamlarda ihtiyaçlarımız bazen isteklerimiz doğrultusunda karşılanmayabilir. Tüm bunlara rağmen ne istediğimizi bilmek ve geliştirmek istediğimiz yönler için çabalamak mümkündür. Kendimize ve diğerlerine zarar vermeden olumsuz duyguları yaşamak bizi daha az özgüvenli biri yapmaz. Tüm duygular yaşanmaya değerdir.