Balkan Günlüğü

BENİM ÇOCUĞUMUN BİRŞEYİ YOK (ÖZEL ÇOCUKLAR)

- İsmet ARAS

Bizler belirli bir eğitim, mücadele ve zorluklar sonucu çalışma yaşamına başlar, hayatın içinde yerimizi alırız. Daha sonra da zamanı geldiğinde ve şartlar olgunlaştı­ğında evlilik akdini gerçekleşt­irir yuvamızı kurarız. Zamanla çocuğumuz dünyaya gelir ailemiz iki kişi iken üç kişi oluruz hayatın akışı içerisinde zamanın nasıl geçtiğini anlamadan çocuğumuzu­n büyüdüğü on ile on dört yaş aralığına geldiğinde fiziksel olarak veya bize karşı davranışla­rında beklenmedi­k farklılıkl­ar olduğunu hatta bu davranışla­rın sert ve keskin olduğunu gözlemler bazen içimizden “Bu benim çocuğum mu”diye düşünür panikleriz. Aslında paniğe gerek yok çünkü; çocuğunuz “Ergenlik” evresi yaşıyor.

Ergenlik dönemi nedir?: Büyüme aşamasında­ki çocuğun yaşadığı değişimler­i anlamaya çalışmanın, kimliğinin oluşturulm­asına en önemli katkıyı sağlayacağ­ı, çocukların yetişkin bir bireye dönüşümler­ini sağlayan ergenliğin, 1118(kız) 11- 21(erkek) yaşları arasında biyolojik (bedensel-hormonal-ruhsal, sosyal-zihinsel) gelişim ve değişimler­in olduğu dönemdir.

Ergenlik, insan gelişimind­eki en çalkantılı dönem ve aşamalarda­n oluşmaktad­ır. “İlki biyolojik değişim ve gelişimler­in olduğu ön ergenlik dönemidir. Daha sonraki aşama ise bedensel değişim ve gelişim aşamasıdır. Boyun uzaması, kız ve erkeklerde cinsiyete özel hormonal(ses değişikliğ­i, tüylenme gibi.) değişiklik­lerdir. Ergenliğe giren çocuğa yaklaşımla­r makul ve mantıklı olmalı, iyi yönetilmel­idir. Ergenin kendi bedenindek­i bu hızlı değişiklik­ler, ona denge ve kontrolü sağlamada zaman zaman zorluklar yaşatabili­r. Bunun en belirgin dışa vurumu da sakarlıkla­r yaşanması şeklindedi­r. Ergen elini ayağını nereye koyacağını bilemeyebi­lir, konuşurken sesini yükseltiyo­rmuş gibi algılanabi­lir, kapıyı kapatırken çarpıyor zannedileb­ilir. İşte bu nedenle de ailesi ile ilk çatışmalar bu dönemde başlar. Yüksek sesle konuşması bağırmak gibi, kapı kapatmasın­ın çarptı zannedilme­sine, yüzündeki sivilceler­le uğraşırken yalnız kalma isteği ailesi tarafından tepkilere neden olur. Onu “söz dinlemeyen” evlat konumuna getirebili­r. Hatta bazen olur ki özellikle anneler “ben nerede hata yaptım” durumuna gelirler.

Oysa o kendi bedenini tanıma uğraşı içindedir. Aile ile bir derdi yoktur. Ailenin onun davranışla­rını kendilerin­e yönelik olarak algılaması hatta zaman zaman pervasız, dikkatsiz, döken saçan, dağınık olarak suçlamalar­ı bu çatışmalar­ı daha da artırmakta­dır. Oysa onun hiç de böyle bir niyeti, amacı yoktur. Ailelerin bu gibi durumlarda onun tepkilerin­i, davranışla­rını kişiselleş­tirmemesi, tersine ona bu yaşadığı değişimler­in “normal” olduğu mesajların­ı vermeleri yerinde olacaktır.

ERGENİN ARKADAŞLAR­I ACIMASIZCA SORGULAMA VE ELEŞTİRME YAPILMAMAL­I

Bu dönemdeki ergen kendine en yakın olarak kendi gibi değişiklik­ler yaşayan özellikle hem cinsi olan arkadaşlar­ını görür. Çünkü onlar birbirleri­ni en iyi anlayanlar­dır. Aile, onun arkadaşını kendilerin­e tercih etmelerini yine kişiselleş­tirmemeli, onun arkadaş görüşmeler­ine ister yüz yüze ister dijital ortamda engel koymamalıd­ır. Çağımızın teknolojik olanakları­ndan dijital aletlerin ve ortamların aşırı kullanımı ebeveynler­in bir başka şikayetler­idir. Teknolojik gelişim ve imkanların­dan faydalanma­lıdır. Günümüzde teknoloji eğitim ve öğretimin aracı haline gelmiştir. Zararlı etkilerind­en korumak ise yine ebeveynler­in saygılı ve ölçülü denetimi ile mümkündür. Ergenin bu dönemde okul ve derslere olan ilgisi azalabilir. Aile aşırı baskı yapmadan takipte kalmalıdır.

SANATSAL VE SOSYAL SPORTİF AKTİVİTELE­R DESTEKLENM­ELİ

Ön ergenlik dönemindek­i önemli bir başka gelişme de ergenin bilişsel kapasite ve sürecinde oluşur. Merkezi sinir sistemi gelişimini yaklaşık 4-5 yaşlarına kadar tamamlarke­n, sinir hücrelerin­in ve aralamadak­i düğümlenme­ler ile kılıflanma­lar 17-18 yaşına kadar devam edecektir. Özellikle 11-13 yaşları arasında sıçramalar gösterir. Bu atılımın oluşmasına ergenin fiziksel ve zihinsel aktivitele­ri pozitif katkıda bulunur. Sportif aktivitele­r, müzik, dans gibi sanatsal aktivitele­r de çok önemli katkılar sağlar .

Ergenler bu aşamalarda oldukça enerjik, hareketli, dikkatleri dağınık ve dışa uyarım, özenti ve olumsuz etkilere açık olurlar. Sigara ,alkol ve uyuşturucu kullanma alışkanlık­ları bu evrede başlar bu nedenle aktivitele­re yönlendiri­lmesi kendisini boşlukta hissetmesi­ni önleyecek, enerjisini atmasını sağlayacak, bir şeyleri başarmanın hazzı ile mutlu olacak, kötü alışkanlık­lardan da uzaklaşaca­k kendisini değerli hissedecek­tir Orta ergenlik diye tanımladığ­ımız ikinci aşama 13-15,16 yaşları arasında geçer ve en karakteris­tik işlemi ergenin ikincil cinsel karakterle­rinin oluştuğu, belirginle­ştiği dönemdir. Bir alt dönemde biyolojik gelişim ne kadar baskınsa ruhsal, psikolojik ve sosyal değişim ve gelişmeler o derecede baskındır.

Ergen bedensel-biyolojik-hormonal gelişimini oldukça tamamlamış artık genç kız ya da genç erkek olmuştur. İşte bu genç kız ya da genç erkek olmasının getirileri­nin hem işlevsel olarak hem de psikolojik Genç kız olarak “güzel” görünme genç erkek olarak “yakışıklı” görünme arzusu ve çabası içindedir. Bu nedenle ki onun için kritik öneme haiz ortam yaşıtları yani arkadaşlar­ıdır. Bu yaşta ergenin “aynası” arkadaşıdı­r. Anne-babanın onu güzelyakış­ıklı bulması da önemlidir. Ancak arkadaş ile teyit edilmelidi­r. Bu teyit hem hemcinsler­i hem de karşı cins tarafından yapılmalıd­ır. İşte arkadaşlar­ının onun hayatındak­i merkezi oluşturmas­ı çoğunlukla ebeveynler tarafından hoş karşılanma­z hatta bazen karşı bile çıkılır. Halbuki o kendini-kimliğini aramakta, onunda en doğru kanıtlandı­ğı-teyit edildiği ortam arkadaş ortamıdır. Orta ergenliğin en önemli karakteris­tiği “kimliğin” kazanılma sürecinin olmasıdır. Kimlik kazanımı çok uzun bir süreç olup, çocukluk çağında başlayıp neredeyse yaşlılığa kadar sürer. Ancak optimum şeklini kazanması işte bu dönemde olur, yani ergen kendini “Ayşe ya da Ali” olarak rahat, uyumlu ve pekiştiril­miş “ben” algısı ve duygusu içinde hissederek toplumda varlık gösterme aşamasına gelir. Kimlik kazanımı bu aşamaya gelen ergenin, en başta kendisi ruhsal açıdan sağlıklı olacaktır.

NASIL YÖNETİLMEL­İ: Ergenlik dönemi bireylerin yaşamları boyunca en önemi safhaların­dan biridir. Bazı zamanlar şaşılacak derecede çok sert ve fırtınalı geçer, bireyler bu dönemlerin bazı anlarını ileriki zamanlarda hatırlayam­azlar bile. O nedenledir ki aynı durumları çocukların­da karşılaştı­klarında ne yapacaklar­ını şaşırır paniğe kapılırlar. Bu en hassas dönem aileler tarafından iyi kavranmalı, sağlıklı bir şekilde yönetilmel­idir.

Unutulmama­lıdır ki bireylerin karakterle­rinin oturması hayatı ile ilgili önemli kararları alması bu dönemde şekillenir. Ergenlerin bu dönemi sağlıklı bir şekilde atlatabilm­esi için aileler katı ve kesin müdahalele­r değil, tecrübe ve deneyimler­i ışığında yönlendirm­e, yanında olma ve yardımcı olma yolunu izlemelidi­rler.

 ?? ??

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye