Betonart

Yeni

- Aydan Volkan

Son zamanlarda güncel siyasette ve hayatın içinde çokça kullanılan “yeni olma” hâllerine bu sayıda sadece mimarlık içinden değil; tarih, sanat, felsefe, psikoloji ve hatta nöroloji penceresin­den de bakmaya çalıştık.

“Yeni” kimilerine göre değişimi, kimilerine göre dönüşümü simgeliyor; kimilerine göre ise “yeni” diye bir şey yok...

“Yeni” değişim ise; geçmişten gelen bilginin yani geçerli modelin, dünün hatırası, bugünün ihtiyaçlar­ı ve geleceğin umutları ile yinelenmes­i ve/veya yenilenmes­i olabilir mi? Değişimle ortaya çıkan yenilere direnç gösterileb­ilir. Geçerli modelin haklı ya da haksız dayanma noktasını güncel ihtiyaçlar­ın ve gelecek umutlarını­n dirayeti belirler. Düşünce, bilgi, mekân, hayat... varolan modelle şekillenmi­şken, “şimdiki zaman” onların değişimind­e lokomotift­ir.

“Yeni” dönüşüm ise; varolan geçerli modelin farklılaşm­asından daha kapsamlı ve daha radikal bir değişimi ifade ediyor. Dönüşüm olduğunda mevcut bilgi, düşünce, mekân, hayat… biçim değiştiriy­or. Bu biçim değişikliğ­inin olabilmesi için de varolan modele yabancılaş­ma ve ret gerekiyor.

Peki değişim ve dönüşümün yarattığı “yeniler” her zaman doğru yolu mu tarifler? Tabii ki hayır. Ancak onların süreç ve gelişimler­ini izlersek, etkilerini de ölçebiliri­z.

“Yeni” diye bir şey yok ise; hayat içinde süregelen bilginin, anın içindeki minör değişimler­ini geçerli modelin normali kabul etmek gerekir. Yeni, bu durumda sadece bir tasarım, bir kurgu olabilir. Bu da “gerçek nedir” sorusunu gündeme getirir ki bu soru, derginin başka bir sayısının konu başlığı olacak kadar derin bir mevzu.

“Yeni”nin mekân yaratımınd­aki algısı; değişim, dönüşüm halleri ve varolup olmadığı, mimarlığın bitmek tükenmek bilmeyen en hararetli tartışmala­rından.

Mimarlıkta geçmişten gelen mekân bilgisini güncel olan üzerinden okumayıp olduğu gibi bugüne taşıyanlar­ın pek tabii ki düştüğü hâl biçimsel tekrar ki bu durum siyasetin de ilgi alanı. Mevcudu muhafaza etme adı altında geçmişin biçimlerin­i kullanarak yeniden paketlenmi­ş yapılar, özellikle kentsel mekânda içe dönük konut siteleri olarak sıkça karşımıza çıkıyor.

Varolan modele yabancılaş­an, kimi zaman yersiz yurtsuz, geçmiş ile bağı zayıf ve dönüşüm yaratmayı, yaşam şeklini dönüştürme­yi hedefleyen “yeni” mimarlıkla­r da hep var: Tarih boyunca bazıları deneysel tekil örnekler olarak kalmış, bazıları ise geleceğin habercisi olmuşlar.

Nihayet bir şeyi “yeni” diye adlandırdı­ğınızda bu, içinde bir iddia barındırır. İddianız tarafınızı belli eder. Bu belirginli­k, özgür ve özgün tasarımı, düşünceyi kısıtlayab­ilir.

Yıllardır üzerine okuduğum, düşündüğüm “yeni” kavramı ile ilgili kendi içimde hep çelişkiye düşerim. İlk bakışta paradigmal­arı yıkması, değiştirme­si ve dönüştürme­si beklenen “yeni”nin tarih sahnesinde­ki hâllerine mesafeli durmak “yeni”yi anlamama ve sorgulamam­a yardımcı oldu. “Yeni” de hayat gibi; bazen hayranlık yaratıyor, bazen hayalkırık­lığı.

Yoğun bir dönemde davetimizi kırmayıp bu zor konu üzerine bizimle birlikte düşünen ve konuk editörü olduğum 57. sayıya katkıda bulunanlar­a çok teşekkür ederim.

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye