Yakın karşılaşma
Carr Cotter Naessens Architects | Venedik Bienali 16. Uluslararası Mimarlık Sergisi kapsamında, bizim de aralarında bulunduğumuz 16 İrlandalı mimar, geçmişin özgün yapılarının yansımalarından meydana gelen işler üreterek “Yakın Karşılaşma: Dikkate Değer Projelerle Buluşma” (Close Encounter: Meetings with Remarkable Projects) isimli çalışmaya katkıda bulunmak üzere davet edildi. Küratörler Shelley McNamara ve Yvonne Farrell bu bölüm ile “mikro ve makro ölçeklerde buluş ve yaratıcılığı, mimarların zekası ile kurtarılan tarihi yapıları; yeniden ziyaret edilen ve hayata döndürülen unutulmuş binaları; konutun dönüşebilir tipolojilerini; kamusal ve özel tesislere dönüştürülen altyapı ihtiyaçları”nı keşfettiklerini söylediler.
Salle Cortot, Ecole Normale de Musique de Paris'ye bağlı bir oditoryum. Auguste Perret tarafından tasarlanan ve 1929 yılında tamamlanan; mekânsal yoğunluğu, mükemmel akustiği ve seyirci ile sahne arasında kurduğu oldukça samimi ve yakın ilişki ile bilinen mekân gizli bir mimari cevher sayılıyor.
Yapı, caddeye bu sıradışı mekânın sürprizinin bir kısmını açığa çıkararak sade ve incelikle işlenmiş bir cephe sunuyor. Uygun akustik ortam; hacim, ölçek, artikülasyon ve malzeme katmanları bina tasarımı ile tamamen bütünleştirilerek elde edilmiş. Hem çalan hem de dinleyen için incelikle ayarlanmış bu salonda müzik ve dinleyici arasındaki ilişki samimi ve yoğun.
Kent içindeki kısıtlı araziye cevap olarak Salle Cortot, ustaca ve zekice uygulanmış bir proje. İç mekânın kendine özgü formu ve karakteri eşsiz; fakat tipolojik olarak Antik Yunan meclis yapılarından, olimpik tiyatroya ve San Carlo alle Quattro Fontane ve Farnese Tiyatrosu gibi Barok örneklere kadar zengin bir gelenekten türüyor.
Bu arketip mekânın esas deneyimi, performans ve seyirci ile mekân ve hareket arasındaki bağlantı. Burada seyirci durağandır; müzik ise zaman içinde notalarıyla, akorlarıyla ve armoniyle ilerlerken mekân ve binanın biçimi ve hatta seyirciler tarafından da değiştirilir ve ayarlanır. Oval sahneye 17 m'den daha uzakta olmayan koltuklar ile seyircinin vücudu sesi emerek reverberasyonu azaltırken kapalı mekânın açıları ve kıvrımı ise sesi yayar ve yansıtır. Tiyatronun arketip bir gücü var: müziğin getirdiği güçlü hatıralar ve ilişkiler için bir alıcı ancak aynı zamanda aidiyetin evrenselliği. Tiyatroyu bir ev olarak anlatıyoruz, sahne evin arkası ve önü arasındaki eşiği temsil ediyor.
Perret, betonun biçimsel ve mekânsal kapasitesini kullanmadaki öncülüğü ile tanınıyor. Salle Cortot'da malzeme ve biçimin incelikli bir yorumuna rastlarız. Oditoryum kısmen sert ağaç kaplamalı kontrplaklarla kaplanmıştır: çıplak beton bronz tozuyla yıkanarak kabuk ve kaplama arasındaki fark belirsizleştirilmiştir.
Salle Cortot'nun mükemmel akustiği ünlüdür ve mekân bu karakteristiği sayesinde “l’armoire” (dolap) takma adını alsa da Perret'nin sözleriyle “bir keman gibi şarkı söyler”. Bu da bize sergi stratejisi için fikir verdi: Bir odadansa küçük ve mükemmel işçilikle üretilmiş bir dinleme kabini olması gerektiğini düşündük. John Soane'in sırları saklayan ve oyuncu bir şekilde açığa çıkaran evinin grift katmanlarına atıfta bulunduk. Bu dolap, yapıya özgü mimari karakteristikleri, mekânın ölçek ve oranını, onun zengin fakat yine de sade maddeselliğini ve şehrin içine gömülü gizli kalitesini iletmeyi amaçlıyor.
Bu dolap bir sırlar kabinesi veya gizem dolu bir “Harikalar Odası”.
Dolabın anahtarı yoktu!... Koca dolap anahtarsızdı
Kara ve esmer kapağına bakıyorduk sık sık Anahtarsız! … Garipti!
Ne kadar çok düşünü kurmuştuk
Ağacın böğründe uyuyan gizemlerin Ve duyar gibi oluyorduk, boş kilidin içinde Uzaklardan gelen gürültüyü, belirsiz ve sevinçli mırıltıyı.*
Salle Cortot'nun özünü ifade edebilmek için sahnesinin yerleşimini esas almak gerekir. Akustikçiler akustik analizleri için hâlâ mekânın ölçeğini küçülterek elde ettikleri fiziksel modelleri kullanıyorlar. Sahneye açılan kapılar, mekânın formunu açığa çıkarıyor. Ve tabii ki müzik var; şu orijinal kaydı kullandık: “Chopin: 24 Preludes-3 Impromptus” (Cortot, 78 RPM Recordings 1926-1950).
modelin detayları
Sergilediğimiz maket, orijinal binanın bazı belirli mimari karakteristiklerini aktarmaya çalışıyor: • gizli veya gömülü kalite • mekânsal formun artikülasyonu • ölçek ve oran • maddesellik • akustik ve ışık Sergilenen işin duvara yakın konumu oditoryum mekânını temsil eden sıkıştırılmış bir alan oluşturuyor. Buradan göz seviyesindeki bir çift kapı arasından oyulan 1:10 ölçekli model görülüyor. Önerimiz tüm oditoryum mekânını, tiyatronun sıkıştırılmış ve derin karakterini göstermek ve aktarmak için modellemekti.
Model ayrıca mekânı oluşturan öğeleri de sergiliyor: koltuklar, balkonlar, kolonlar, köşe merdivenler ve çatı ışıklıkları. Her öğe çizimlerden doğrudan CNC makinesine aktarılarak üretildi.
Dolap veya dış karkas, kaba yumuşak ağaç çerçeve ve levhaların vidalanmasıyla inşa edildi. Bu, Paris'teki gerçek binanın katı dış ifadesine bir referans olmasının yanısıra içeriğin Venedik'e taşınırken korunması için bir paket olarak işe yaradı. Model çatı ışıklıklarına yerleştirilen gizli ışıklarla içeriden aydınlatılıyor. Ses ise kapıların üstüne yerleştirilen hoparlörlerden sağlanıyor. Proje: Uluslararası Venedik Bienali Mimarlık Sergisi 2018 “Serbest Mekân”, Yakın Karşılaşma: Salle Cortot Ekip: David Naessens, Louise Cotter, John Mark Vinten, Roy Byrne, Michelle Delea Katkıda Bulunanlar: The National Sculpture Factory, Cork; Triangle Productions, Cork; School of Architecture University of Limerick (SAUL) Fablab; The Arts Council Ireland * Arthur Rimbaud, “Les étrennes des orphelins” (alıntılayan Gaston Bachelard, Mekânın Poetikası, çev. Alp Tümertekin, İthaki Yayınları, s. 111) | 1 Dış Görünüş, Fotoğraf: ©Fonds Perret. CNAM/ SIAF/CAPA/Archives d'architecture du XXe siècle/ Auguste Perret/UFSE/SAIF-2018. David Naessens izniyle. 2 İç Görünüş, Fotoğraf: ©Fonds Perret. CNAM/SIAF/ CAPA/Archives d'architecture du XXe siècle/Auguste Perret/UFSE/SAIF-2018. David Naessens izniyle. 3 Sergiden Görünüş, Fotoğraf: Nur Çil.