Bir mimarlık kuramına katkı
Auguste Perret |
* T e k n i k doğaya karşı daimi saygı duruşu, hayal gücünü besleyen temel gıda, sahici ilham kaynağı, tüm ibadetlerden daha etkili ibadet, tüm tasarımcıların anadili, şairane konuşan teknik, bizi M İ M A R L I K'a çıkartır.
* Mimarlık, mekân düzenleme sanatıdır. Kendisini yapıyla ifade eder.
* İster sabit ister hareketli olsun mekânı dolduran her şey Mimarlığın alanına girer.
* Mimarlık mekânı ele geçirir, onu sınırlar, kapatır, hapseder.
O, tamamı muhakemeyle üretilmiş sihirli yerler yaratma ayrıcalığına sahiptir.
* Mimarlık, tüm sanatsal ifade biçimleri arasında, maddi koşullara en fazla tabi olandır. Doğanın dayattığı koşullar kalıcıdır. İnsanın dayattıkları ise geçici. * İklimin değişkenliği, Malzemenin özellikleri, Mukavemet kuralları,
Optik kırılmalar;
Çizgi ve şekillerin sonsuz ve evrensel anlamı, kalıcı koşulları dayatır.
İşlev, kullanım, yönetmelikler, moda, geçici koşulları dayatır.
* Mimar, kalıcı olanı kullanarak geçici olanı inşa eden yapı ustasıdır.
O, bilim ile sezgiyi birleştirerek, işlev için gerekli organizma çeşitliliğini bünyesinde toplayabilen bir bina, bir portal, görkemli bir barınak tasarlayandır.
* Mimar inşa yoluyla, hem geçici hem kalıcı koşulları sağlar.
* İnşaat mimarın anadilidir.
Mimar, inşaat dilinde düşünen ve konuşan şairdir.
* Bugünün büyük yapıları, çelik ya da betonarme bir karkastan, bir iskeletten oluşuyor.
İskelet hayvan için ne ise, karkas da yapı için odur.
Hayvanın iskeleti, ritmik, dengeli, simetrik bir şekilde en değişik yerlerde bulunan en değişik organları nasıl taşır ve desteklerse; yapının karkası de aynı şekilde ritmik, dengeli, simetrik inşa edilmelidir.
Karkas, yerin ve işlevin talep ettiği en değişik yerlerde bulunan en değişik organizmaları, hizmetleri kapsamalıdır.
* Karkasın herhangi bir parçasını gizleyen, mimarinin tek meşru ve en güzel süslemesinden mahrum kalır.
Bir kolonu gizleyen kişi hata eder.
Sahte bir kolon yapan kişi suç işler. * Yapı, kalıcı koşulların dayattığı şekil ve unsurlarla donatılmış çerçeve demektir.
Bu koşullar binayı doğaya tâbi kılarken, onu geçmişe bağlar ve ona uzun ömür bahşeder.
* Geçici koşullar ile kalıcı koşulların sağlanmasıyla, hem doğaya hem de insana tâbi olan yapı karakter kazanır; stil sahibi olur, ahenge bürünür.
Karakter, stil, ahenk, gerçek aracılığıyla güzelliğe giden yolu belirler.
* Yapı, hakikatin görkemi sayesinde güzelliğine ulaşır.
* Hakikat, taşıma ve muhafaza etme onurunu ve zahmetini taşıyan her şeyde vardır.
* Bu hakikat, onu yeniden ışıldatacak olan orandır; bu oran ise, insanın ta kendisidir.