Betonart mimarlık yaz okulu 2018
: Bir durumdan başka bir duruma geçmek. : /Yun. morphe: biçim/ İng. genetics (Yun. genos = soy, Fr. gene): insan, hayvan ve bitkilerde soya çekim, evrim ve değişim olaylarını inceleyen biyoloji dalı.
Deniz Aslan, Nursen Gümüşsoy | “Beton olmak” fiilini fenomenolojik olarak araştırmak, 2018 Betonart Mimarlık Yaz Okulu temasının belirlenmesinde bir çıkış noktası oldu. Birikimlerimiz ve deneyimlerimiz ile çıktığımız yolculuk, peyzajın zamana yayılan süreç temelli ve açık uçlu varoluşsal parametreleri ile birlikte gelişerek bizleri morfogenetik süreçlerin oluşum periyotları ile karşı karşıya bıraktı.
Geleneksel kodların sürekliliği olasılıklarını çeşitlendirmek içgüdüsel parametreleri de çoğaltmaktadır. Kökensel kodların benzersizliği ile sayısız katmanın buluştuğu ve evrimsel değişimin okunabildiği bir uzay esneyip genişleyebilir.
Morfogenetik süreçte biçim, süreci izlemektedir. Bu anlamda, morfogenesiste biçimin nihai bir sonuç olmaktan ziyade dinamik bir sürecin değişken ürünü olduğu belirtilebilir. Böylelikle, çalışmanın bütününde süreç, tüm biçimlenmelerin temelini oluşturdu.
Tüm işler öz örgütlenme adına duyarlı, adaptasyonu kuvvetli ve aynı zamanda “yer + zamana” bağımlı bir içsel işleyiş ile birer mikrokozmoza dönüştüler. Bu manada farklı denemeler doğrusu zihin açıcı ve beklentilerin de ötesinde sonuçlar doğurdu.
Özlem Kevseroğlu ve Ayşegül Kıdık’ın moderatörlüğünü yürüttüğü “Zaman Çizgisi” grubunun -evsahipliği yaptıkları kampüste ürettikleri- gerçek Bostan’a değen çalışmaları zihinsel Bostan’ın da başarılı bir arakesitini oluşturdu. Kayseri’yi kronolojik olarak ele alan çalışma, hem endemik hem de programatik olmayı hedefledi ve büyük ölçüde hedefine ulaştı.
Tomris Akın grubunun “Tipsiz’’ isimli işi, doğrusu bir amorfolojik deneme olarak yerini aldı. Aramızda konuşurken gökten inen/meteor olarak yorumladığımız çalışma özellikle katı kalıp olmaksızın betonun biçim alması anlamında iddialı bir deneme idi. Elemanter
düzeyde farklı biçimlerin ve işlevselliklerin rastlantısal kompoziyonu bir tür yeni doğa dilinin keşfedilmesine olanak tanıdı.
Melike Altınışık’ın moderatörlüğünde ve Begüm Aktaş’ın yardımcı moderatörlüğündeki “achrome[scape]” grubu morfogenetik sürecin içselleştirilmesi bağlamında ilginç bir denemeyi hayata geçirdi. Hücrelerin oluşturduğu topoğrafya, hem dokular arası geçişe, hem de bizatihi kendisinin bir peyzaja dönüşmesine imkân verdi. Eğlenceli ve bir o kadar da tadında bir işti doğrusu.
Birge ve Gürkan Okta’nın grubu, “Bağlaç” ismini verdikleri çalışmalarında hem analog hem de dijital atölyeyi kullanmaları sayesinde farklı katmanlar yarattı. Didaktik ve merak uyandıran bir metodolojiyle çalışmalarını hayata geçirdiler. Gerek lojistik çözümleri gerek tasarım, gerekse de üretimin fazlasıyla iç içe geçtiği bu keyifli kanyon, kalıp ve nesnenin kendi karakteristiği açısından sıradışı akışkan bir deneyime fırsat verdi.
Hakan Tüzün Şengün ve ekibinin “Göz”ü marjinler üzerinden üretilmiş bir kaybolma mekânı olarak hem tektonik varoluşu hem de ardışık ilişkileri açısından oluşturulan farklı içler ve dışların neredeyse bir kamusal alanı tarif edercesine buluşması üzerine yorumlanabilir. Konvansiyonel bir dil ile üretilen arkitektonların, betonun ne olmak istediğine dair tüm zamanları içerircesine duruşu güçlü bir deneyim mekânı sundu.
Bütün işlerin, yakın ve uzak gelecekteki dış etkenlere karşı davranışlarının da sürecin bir parçası olarak gözlemlenmeye değer olduğunu düşünmekteyiz. Bu açıdan hiçbirini bitmiş birer mekân veya nesne olarak görmek mümkün değildir. Her biri öncelikle “beton olmak” isteyen çalışmaların, Betonart Mimarlık Yaz Okulu sonrasında da AGÜ kampusünün bir parçası olmayı arzu etmesini temenni ederiz.