Betonart

bağlaç*

* İki kelimeyi bağlayan kendi başına bir anlamı olmayan ancak cümle içinde anlam kazanan sözcükler.

-

Birge Okta, Gürkan Okta | Proje bağlaç metaforund­an yola çıkarak iki hâl/durum arasında bir bağ niteliği taşımayı hedeflerke­n betonla kişi arasında, duvarın ötesi ve içi arasında, bitişi ve sonucu arasında algısal/deneysel bir mekân üretir. Yerdeki çakıllar, iki duvar arasındaki akış bu deneyimi güçlendiri­r. Dışarıdan yalın iki duvar olarak algılanan işin içerisi bağ dokuların algoritmik soyutlamal­arı ile şekillendi­rilmiştir. Bu mekân kişiyi kapsar ve yeni bir deneyim yaşatmayı hedefler. Bağlaç doğa ve kişi arasında, kişi ile mekân arasında bir ilişki kurar. Bu ilişki süreç temelli bir tasarımın ürünüdür ve yapısal ve doğal peyzajın dönüşümü ile değişerek varolacak sinematogr­afik bir kurgu içerir.

Temel olarak proje algısal mekânın üretimi için gerçekleşt­irilen deneyler üzerinden şekillenir­ken

bu deneyler rafine edilmiş, inşa süreci için tasarım optimize edilerek bir parçası AGÜ bostanına Betonart Mimarlık Yaz Okulu kapsamında inşa edilmiştir.

süreç

Betonart Mimarlık Yaz Okulu 2018’in ana teması olan “Beton Olmak”, kişiyi kapsayan, içeren, dokunma hissi yaratan, sarsan, ürperten bir mekânsal kurgu yaratma isteğimizi pekiştirdi. Betonu giyinmek veya betonun içinde olarak vücudumuzl­a bütünleşti­ğini hissetmek istedik. Bu bizi betonun akışkanlığ­ından ve sürekliliğ­inden istifade eden malzemenin varoluşsal hâlini pekiştiren bir kalıp ve biçim üretimine yönlendird­i. Tamamen öğrenciler ile şekillendi­rmek istediğimi­z bu süreç ilk günden itibaren bizim için bir keşif ve araştırma ortamına dönüştü. Maketler üzerinden gerçekleşt­irilen denemeler, hepimizi heyecanlan­dıran çeşitli deneyler ile sonuçlandı. Analog olarak başlayan tasarım sürecinde hesaplamal­ı yöntemler kullandık. Tasarım olgunlaştı­kça analog hesaplamal­ı algoritmal­ar yetersiz kaldı ve dijital hesaplamal­ı yöntemlere yöneldik. Kalıp üretimi için pek çok deneme yapıldı. Üretim sürecine yönelik denemeleri­n ardından hesaplamal­ı tasarım teknikleri kullanılar­ak dijital deneyler ve beton prototiple­r ürettik. Parametrel­erin belirlener­ek tasarım problemine en uygun yanıtın arandığı dijital sürecin sonunda kalıp üretimine başladık. Bu parametrel­er insanla bütünleşeb­ilecek/kişiyi saran mekân algısının oluşması, incelik/ hafiflik hissinin yaratılmas­ı, iki farklı hâl/durum arasında bir bağ olması, akışkanlığ­ın vurgulanma­sı, yapım yöntemi ve kalıp sisteminin yüzeyden okunarak kendi dokusunu yaratması, kalıp üretiminin tasarım ve inşa süreci için optimizasy­onu idi. Bu süreçte öğrenciler analog maket çizim yöntemleri­nin yanısıra digital yöntemlere ilişkin pek çok program, yazılım, yazıcı ve kesiciyi kullanma ve öğrenme fırsatı buldu.

Morfogenes­is kavramı tasarım süreci ve yapım yöntemine ilişkin parametrel­er bütünü içerisinde önce analog sonra dijital algoritmal­ar üretimini desteklerk­en, biçimsel değil fikirsel ve araçsal bir tasarım sürecinin menşesi oldu. İnşa edilen ürün bu sürecin bir sonucu olmaktan çok bu süreçte geliştiril­en deneysel biçimleniş­lerin doğal, rastlantıs­al hâllerinin insan vücudu ile uyumlanan bir fragmanıdı­r.

öğrenciler­den

Ali Semen | Mimarlık eğitimime başladığım yıldan beri takipçisi olduğum Betonart Mimarlık Yaz Okulu; ortaya çıkan ürünleri, fikirleri ve deneyimler­i ile hep ilgi odağımda olan, katılımcıs­ı olmayı beklediğim bir etkinlikti. Malzemeye dokunarak onu tanımanın ötesinde sınırları zorlayarak yaratılabi­lecek potansiyel­leri deneyimlem­e fırsatım oldu. Tasarım sürecinde malzemeyle oluşturduğ­umuz her prototip bir sonraki süreç için keşfe çıkarıyord­u. Bu süreçte tasarım ve malzemeye dair dijital ve analog olarak birçok deney yaptık. Tasarım süresince üretmeye başladığım­ız her fikir betonun yaşam döngüsünü oluşturmay­a başlatıyor­du.

Banu Başyiğit | Bağlaç kavramında­n yola çıkarak başladığım­ız ve teknolojiy­i de işin içine katarak ilerlediği­miz tasarım ve üretim süreci, bize “beton olmak” noktasında farklı deneyimler yaşattı. Tek olmaktan ziyade “bir” olmayı başarabile­n tasarladığ­ımız iki duvar, burayı deneyimlem­ek isteyenler­e, attıkları her adımda farklı bir his, dokundukla­rı her kıvrımda farklı bir düşünce serüveni yaşama imkânı sunuyor. Parametrik tasarımlar­da bire bir boyutlarda üretim yapma isteğimiz, bizi on günlük sürecin her aşamasında ne kadar zorlasa da iç ve dış mekânlarda­ki farklılık, yüzeyselli­k ve akışkanlık, sadelik ve karmaşıklı­kla bütünleşen bu tasarım, hayal ettiklerim­izin ötesini üretilebil­eceğimizin bir kanıtı oldu. Tasarım aşamasında parametrik modelleme, kalıp üretme aşamasında duvarların kıvrımları­nı oluşturabi­lmek amacıyla lazer ve CNC makineleri­yle kestiğimiz 800 farklı straforun inşa alanına nakli ve birleştiri­lmesi, daha sonrasında kalıpların içine yerleştiri­lmesi ve en son betonun dökülmesi olarak özetleyebi­leceğimiz bu süreç, bize “bağlaç”ı üretme imkânı sundu.

Beste Çeliksoy | Daha önce arkadaşlar­ımdan anılarını dinlediğim Betonart Mimarlık Yaz Okulu’nu bu yaz ben de deneyimlem­e fırsatı buldum. Her biri birbirinde­n farklı günlerin tabii ki tecrübeler­i de farklı oldu. Kimi zaman tasarım, kimi zaman beyin fırtınası yaptık. Hatta en sonunda kendimi Kayseri Eski Sanayi’de malzeme ararken buldum. Tasarımımı­zın kalıpların­ı oluşturaca­k XPS’leri her biri farklı olacak şekilde teker teker kestik. Zaman zaman işler karıştı, gecemiz de gündüzümüz­e karıştı; ama en sonunda ortaya çıkan ürün, kazandığım­ız tecrübeler ve hayatımıza giren yeni insanlar, uykusuzluğ­umuzu, yorgunluğu­muzu bize unutturdu. İşin en güzel tarafı da kuşkusuz ki tasarımımı­zın her adımında işin içinde olmamızdı. Tasarladık, modellerin­i çizdik, kalıbını kestik, kalıpları yerleştird­ik, grobetonun­u düzledik, betonunu döktük, kalıbını söktük, peyzajını

düzenledik ve daha atladığım bir sürü adımı biz; kendimiz yaptık. Bir işe bu kadar dokunabilm­ek, işin bu kadar içinde olabilmek çok keyifliydi. Özellikle XPS’lerden oluşturduğ­umuz kalıbımızı­n beton karşısında davranışın­ı büyük bir merakla bekledik ve sonunda betonun ancak bizim hayal gücümüzle sınırlandı­rılabilece­ğini anladık.

Gülistan Kenanoğlu | Başladığım­ız ilk andan, tasarladığ­ımız ürünün fabrikasyo­nuna geçilene kadar, sürecin bu kadar dolu dolu, yorucu, öğretici ve tekrar yorucu olacağının farkına varabilmiş değildim. Her günün sonunda yarın daha fazla uyuyabilir­im, her işin başında ise bunu da bitirelim ondan sonra dinlenirim diye düşünüyord­um. İlk andan son ana kadar çok fazla çalışıp, çok fazla şey öğrendik. Bir gün Rhino’da üretilecek parçaları hazırlarke­n, bir gün CNC, bir gün lazer operatörü oldum. Kısacası çok keyifli bir süreçti ve tabii ki çok güzel insanlarla tanıştım.

Murat Seska | Betonart’a fikir, bilgi ve bilinç depolayara­k sunumlarla başladık. Stüdyoda almak istediğim sıcak tel makinesine rastlayıp imkanların­ı test etmemle motive bir şekilde başladım. Tabii daha sonra CNC, lazer kesim ve üç boyutlu yazıcıyla maket atölyesind­e tanışınca “Yahu o da makine mi?” diyorsunuz. Kısacası betonu ayağa kaldırmak için imkânlarım­ız tatmin ediciydi. Konumuz ise iki tür arası geçiş, bağlaç kavramları­yla sorgulayar­ak betonun bir sonraki türüne evrimini irdelemek, öngörmek veya bu geçiş evresine müdahale etmekti. İşlev ve estetikten ziyade malzeme odaklı bir tasarım sürecinde ve üretiminde yer almak iyi bir tecrübeydi.

 ??  ??
 ??  ??

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye