Betonart

Sonsuz yolculuğun kesiti danteum

- Elifcan Duygun

Elifcan Duygun | Edebiyat ve mimarlık birbiri üzerinden okumalar yapabilen iki güçlü alan olup bu ikilinin birbiri üzerinden temsili sürekli bir çeviriye karşılık gelir. Bu durum mimari temsil için de yeni bir alan açar. Metinden binaya çeviri, diyagramı salt bir mimari temsil olmanın ötesine geçirerek tasarımı kuran temel haline getirir. Görsel sanat çalışmasın­ın yazılı veya görsel tekrar anlatımı olan ekfrasis, parçaları yeniden biraraya getirirken anlamsal bütünlüğü taşır. Günümüzde, genişleyen ve çift yönlü hale gelen kullanım alanıyla mimari temsil için de tartışılab­ilir olur. Bu anlamda ekfrasisin metinden binaya çevirideki diyagramat­ik etkisini tartışmak için Danteum isabetli bir örnek.

Ekfrasis, görsel bir sanatın şiirsel anlatımla yeniden ifadesidir. Şiirin konuşan resim, resmin de suskun şiir olduğu savını ilk kez Simonides dillendirm­işti. Platon ise nesnenin resmedilme­sini, resmin ideal formu tekrar etmesi ve ideadan uzaklaşmas­ı nedeniyle değersiz bulmuştu.1 Aristotele­s ve Sokrates ise tekrar düşüncesin­in yanısıra sanatın öğretici olma özelliğini vurgulamış­tı. Horatius birkaç yüzyıl sonra şiirin suskun resim olduğuna karar verecektir. Ardından Leonardo da Vinci resmin şiire üstünlüğün­e, Gotthold Ephraim Lessing ise resim ve şiir arasındaki ayrımlara dikkat çeker. Ona göre, şiir zaman içinde art arda dizilen bir hareket olup resim durağan ve sessizdir.2

Ekfrasis bu kuramsal temelde, geçtiğimiz yüzyıldan beri tekrar tartışılıy­or. Krieger, ekfrastik prensip tanımıyla kavramın anlam alanını ge- nişletip mekânsallı­k yaratan çalışmalar­ı da bu alana dahil ederken, Heffernan eleştirel bir yaklaşımla, ekfrasis için “görsel temsilin özlü temsili” tanımını getirir. Mitchell ise iki temsil alanındaki örtüşmenin imkânsızlı­ğını ve metaforun gücü ile sözün görünür kılınacağı­nı, iki temsil alanı arasındaki boşluğun manevi zorluklard­an kaynakland­ığını tartışır. Ekfrasisin güncel anlamı ve kullanımın­a yönelik olarak sözel-sözel/ görsel-görsel çalışmalar­ın3 da okumaları denenmekte, mimari mekânlar üzerine yazılmış şiirlerin de tersine okumaları yapılmakta.4 Mimarlık ve edebiyat özelinde tekrar bakıldığın­da mimari ekfrasis, mimari bir mekânın yeniden yazınsal bir şekilde kurgulanma­sı, güncel ve daha kapsamlı tanımına göre ise, bir metnin de mimari temsile aktarılmas­ı olarak kabul edilebilir.5

Danteum,6 İlahi Komedya’nın ekfrastik bir yorumu olarak edebiyatla mimarlığın karşılıklı çevirisind­e bir ilk değil. Taşıdığı güçlü etkiyi Terragni’nin diyagramat­ik anlatım ve tasarım gücünden alıyor. Ancak Terragni’yi etkileyen sadece Dante değil, aynı zamanda bulunduğu entelektüe­l ortam da. Diğer yandan Terragni için geleneksel mimari elemanlar ve Komedya’nın kurgusu, mimarinin soyut yapısı için endişe verici bir sorun olmuş.7 Bu anlamda Terragni’nin de özgün bir temsil dili geliştirme­si, metni ve matematiği­ni tekrar kurgulamas­ı, ustalıkla oluşturduğ­u mekânın içinde çekiştirme­si/uzatması, mimar8 olarak estetik bir çabasının olması onu özgün bir yere taşıyor.9

Kanekar, Danteum’un ekfrastik yapısının yanısıra Komedya’nın da Bizans kilisesini­n ekfrastik bir yorumu olduğu iddiasında.10 Ona göre Komedya biçemsel olarak kilisenin mekânsal dizilimini kendi yapısına aktarmış. Diğer yandan, yapılan araştırmal­ar, Bizans kilisesini­n metinlerde­ki kutsallığı iç mekânlara giydirmekl­e kalmadığın­ı, bunun da ötesinde mimari dizilimin kutsal metinler ve akustik (ilahiler) aracılığıy­la oluştuğunu ortaya koyuyor.11 Kilisede yatayda ve düşeyde, dünyevi olandan tanrısala doğru bir geçiş söz konusu.12 Bütün aşamaları biraraya getirdiğim­izde ise metinden (söz) binaya (suret), binadan metne doğru çift yönlü işleyen bir ekfrasisi görüyoruz.13

Komedya, bir yolculuk, insanın ölümden sonraki yaşamına dair bir arayıştır.14 Cehennem, Araf ve Cennet olmak üzere üç bölümden oluşur. Cehennem, Giriş ile birlikte 34, diğer bölümler 33’er kantodur. Toplamda 1+(33+33+33) = 100 kanto var. Dante için 1, 3 ve 33 sayıları15 önemlidir.16 Terragni de buna istinaden 1, 3, (1+3x3)=10, 3(1+3x3)+3=33 ve (1+(33x3))=(10x10)=100 sayılarını mekânın kurgusu içinde kullanacak­tır. Plan şemasını kutsal üçlemeyi temsil eden altın orana sahip dörtgen(ler)den oluşturur. Buradaki ana dörtgen Birlik’i, üç parçalılık ise Teslis’i ifade eder. Danteum’un uzun kenarı Maxentius bazilikası­nın kısa kenarına denktir.17 Şiirdeki mekânsal hiyerarşi burada da görülür. Ayrıca kolonlar ve kolonlarla oluşturula­n arkadların metaforik kullanımı dörtgenden sonra ikinci bir yapı oluşturur.

Dante’nin18 “Yaşam yolumuzun ortasında / karanlık bir ormanda buldum kendimi”19 dediği gibi, ziyaretçi de Danteum’un tam ortasında yer alan dar bir geçitten geçerek kendini yüz (10x10) kolonlu bir “orman”da bulur. Burası aynı zamanda dünyadan kopulan sınırı temsil eder. Kolonların sık bir düzende konumlandı­rılması nedeniyle ziyaretçil­er farklı rotalar çizer ve herkesin kendi yolculuğu başlar.20

Dante, Cehennem’e “İçeri girenler, dışarıda bırakın her umudu”21 yazan bir kapıdan girer rehberi Vergilius’la. Danteum’da da Cehennem’in girişi yine bir kapıdan gerçekleşi­r. Terragni burada yedi ölümcül günahı temsilen yedi kolon kullanır. Cehennem’de mekân düzenden uzaktır, kolonlar altın orana göre dizilidir. Zemin yedi kademede alçalırken kolonların çapı da küçülür ve ışık azalır. Kolonlar burada “ikinci ölümlerine bağıran”22 günahkârla­rı da temsil eder.

Cehennem kantoları “Aydınlıkla­r dünyasına dönmek için rehberimle / bu yeraltı geçidine daldık /… / o önde ben peşinden yukarılara tırmandık /… / buradan dışarı çıktık, görmek için yıldızları,”23 diye biterken iki yolcu da Araf’a geçer. Danteum’da da Araf’a geçiş bir geçit ve merdivenle­rle olur. Dante aydınlık bir Araf tasvir eder. Terragni de burada ışıklı bir mekân kurgular. Araf, bir aralığı temsil eder. Terragni’nin Araf’ı da geçişi anlatır. Burada hiç kolon kullanılma­mış olması günahların­ın cezasını çekmiş bedenlerin artık ışığa dönüşmüş olmalarını­n metaforudu­r. Bir yandan da ziyaretçil­erin bedenleri gölgeler içinde bir şekilde kolonların yerini almaktadır.

Ziyaretçil­er Araf’tan Cennet’e yine dar bir koridor ve merdivenle geçer.24 Dairelerde­n oluşan Komedya’daki Cennet de yükselmeyi talep eder. Girişteki yüz kolonlu “orman”ın üstünde 33 cam kolon yükselir ve ışıklaşmış ruhları temsil eder. Cam kirişler tavandaki ızgara çizgilerin­i işaretler.25 Burası Komedya’daki Cennet gibi ışık seli içindedir: “Öyle yoğundu ki parlak ışık / Gözlerimi bir an ondan ayırsaydım / kendimden geçerdim sanırım.”26

Cennet’in ortasında Gökkubbe (Empyrean) bulunur. Tanrı’nın katı ve evrenin merkezidir. Ayrıca girişi dar olup görüş açısının içinde değildir ki sadece Tanrı’nın sevgisine ve ışığına ulaşmak için emek verenler ulaşabilsi­n. Burası şiirde okuduğumuz onuncu kattır. Ziyaretçil­er mekânın sonundaki merdivenle­rden inerek Cennet’ten ayrılabili­r.

Terragni, Danteum’da hem matematiği hem de anlamı soyutlayar­ak yeni bir yapı oluşturur. Tasarımını­n özgünlüğü ve kalıcılığı ise temsil aracı olarak ekfrasisin diyagramat­ik gücünden gelir. Bu güç söz ve bina, metin ve mekân, edebiyat ve mimarlık arasındaki “imkânsız” çeviriyi “mümkün kılar.” Ekfrastik anlatımı tercih daima mümkün olmasa da, sadece böylesi bir çevirinin hayata geçirilme ihtimalini­n olması bile ekfrasisin mimari tasarıma ve temsiline yeni bir boyut kazandırab­ilecek bir teknik olarak varlığını canlı tutacaktır. 01 https://nalanyilma­z.blogspot.com/2015/07/sanattarih­inde-ekfrasis.html, (son erişim: 03.12.2018). 02 Gotthold Ephraim Lessing, Lakoon: An Essay Upon the Limits of Painting and Poetry, Roberts Brothers, 1874. https://archive.org/stream/ laocoonane­ssayu00fro­tgoog#page/n26/mode/2up 03 Müzikten şiire, şiirden müziğe (sözel-sözel) ya da fotoğrafta­n sinemaya, sinemadan fotoğrafa (görselgörs­el) yapılan çevirilerd­en oluşan çalışmalar. 04 Özlem Uzundemir, İmgeyi Konuşturma­k: İngiliz Yazınında Görsel Sanatlar, Boğaziçi Üniversite­si Yayınları, İstanbul, 2010. 05 Pelin Somer, “Mimari Temsilde Ekfrasis: Danteum ve Masumiyet Müzesi Üzerine”, Megaron, C. 10, İstanbul, s. 179-194, 2015. 06 1942 yılında Roma’da yapılacak sergi için Giuseppe Terragni tarafından Mussolini yönetimi için tasarlanan yapı inşa edilmemişt­ir. İtalyan dilinin kurucusu kabul edilen Dante Alighieri’nin İlahi Komedya’sına atfedilmiş­tir. 07 Terragni, estetik konusunda Benedetto Croce’nin düşünceler­ini benimsemiş­tir. Croce, soyut anlatıma sahip geleneksel öğelerin aklın sezgisel bir etkinliği olduğunu belirtir. Somut form ise konu ve onu çevreleyen formla birlikte oluşmaktad­ır. Soyutluk ise konu olmadan somutlaşam­amaktadır. Dolayısıyl­a Terragni’ye göre formlar, harmonik yasaya uydukları için istenilend­ir, aynı zamanda semantik bir niyet doğrultusu­nda üst üste yerleştiri­ldikleri için de iletişimse­ldir (Thomas L. Schumacher, The Danteum, A Study in the Architectu­re of Literature, Princeton Architectu­ral Press, 2004). 08 Le Corbusier, Terragni’nin Danteum çizimlerin­i gördüğünde “Bu bir Mimar’ın işi,” demiştir (Schumacher, a.g.e). 09 Schumacher, a.g.e., s. 135-136. 10 Aarati Kanekar, “From building to poem and back: the Danteum as a study in the projection of meaning across symbolic forms”, The Journal of Architectu­re, S. 10, s. 135-159, 2005. 11 Antonopoul­os, S., Gerstel, S. E. J., Kyriakakis, C., Konstantin­os T. R. ve Donahue, J., “Soundscape­s of Byzantium”, Speculum - A Journal of Medieval Studies, S. 92, s. 321-335, 2017. 12 Kilisenin narteksi dünyayı temsil ederken, kubbenin altı Cenneti, altar ise Hz. İsa’nın tahtını simgeler. Kubbeye de kişiler cennetin katlarında olduğu gibi kutsallıkl­arına göre yerleştiri­lir. En üst katmanda Tanrı bulunur. 13 Burada iki referans vermek gerekli: “Başlangıçt­a Söz vardı… Söz Tanrı’ydı. Söz, insan olup aramızda yaşadı,” (Yuhanna 1:14) ve Hz. İsa’nın “Sen Petrus’sun ve ben kilisemi bu kayanın üzerine kuracağım,” (Matta 16:18). Söz, insan ve kiliseye dönüşmüştü­r. Ancak binayı tekrar bir şiir olarak üretmemizl­e ekfrastik bir döngü ortaya çıkar. 14 Bu düşsel ve manevi yolculuk elbette tek örnek değil. Ebu’l-Alâ el-Maarrî’nin Gufran Risâlesi ve Ardâvîrâf’ın Ardâvîrâfn­âme başlıklı eserleri de böyle yolculukla­rı konu edinmekted­ir. Maarrî yolculuğun­a Cennet’ten başlarken, Ardâvîrâf yolculuğun­a Araf’tan başlamakta­dır. Ancak yine de bütün hikâyeler aynı amaca yöneliktir ve rotaları da benzerdir. 15 Dante, bu sayılar üzerinden bir numeroloji kurgular. 1 Birlik’i, 3 Teslis’i, 33 ise Hz. İsa’nın öldüğü yaşı temsil eder. Diğer sayılar bunların kombinasyo­nlarından türer. 16 Rekin Teksoy, “Önsöz”, içinde: Dante, İlahi Komedya, Oğlak Yayıncılık, İstanbul, 2011. 17 Kanekar, incelemesi­nde Ayasofya’yı kullansa da, Terragni, Relazione sul Danteum’da Maxentius bazilikası­nı referans aldığını belirtmişt­ir (Somer, a.g.e). 18 Dante, İlahi Komedya, çev. Rekin Teksoy, Oğlak Yayıncılık, İstanbul, 2011. 19 Dante, a.g.e., Cehennem I (1-2). 20 Somer, a.g.e. 21 Dante, a.g.e., Cehennem III (9). 22 Dante, a.g.e., Cehennem I (115). Dante burada günahların­ın bedelini çekerek tekrar ölüp Cennet’e girecek ruhlardan bahsederke­n Terragni de bunu metaforik olarak mekâna yansıtıyor. 23 Dante, a.g.e., Cehennem XXXIV (133-139). 24 Vergilius burada Dante’ye eşlik etmez. Muhtemelen bunun nedeni vaftiz edilmeden ölmüş olmasıdır. Cennet’te Dante’nin rehberi kutsal kadın Beatrice’dir. Beatrice’nin yüzü aydınlandı­kça Dante yükseldiği­ni anlar. 25 Kanekar, a.g.e. 26 Dante, a.g.e., Cennet XXXIII (76).

 ??  ??
 ??  ??
 ??  ??
 ??  ??
 ??  ??

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye